AKP ve HDP’nin geçtiğimiz hafta Anayasa değişikliği paketini görüşmek için bir araya gelmesi “Yeni bir çözüm süreci mi?” tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Geçmiş dönem milletvekili Orhan Miroğlu’nun bu görüşmeyi “fırsat” olarak nitelemesi ve HDP’ye bu fırsatı kaçırmaması için çağrıda bulunması AKP içerisinde bulunan birçok milletvekilinin ortak görüşü olarak görülebilir.
Muhalefet görüşmeyi “AKP’nin iki yüzlülüğü” olarak görüp bunun üzerinden bir siyasi eleştiri getirse de bu değerlendirmenin eksik kaldığını önceki yazımıza belirtmiştik. İktidarın “terörist” dediği ve “masanın 7. ayağı olmakla suçladığı HDP’yle görüşmesi tabii ki AKP’nin hiçbir ilkesinin olmadığını gösteren tipik bir iki yüzlülük.
Ancak iki yüzlülüğün diğer tarafında kendisine terörist diyen iktidar partisiyle masaya oturmaktan gocunmayan ve pazarlık eden HDP de var. Bu durum AKP’ye atfedilen omurgasızlığın HDP’de de olduğunu gösteriyor ama nedense işin bu kısmı hoş görülüyor.
HDP’nin bu masaya oturmasının sebebi Miroğlu’nun belirttiği gibi bu süreci bir “fırsat” olarak görmesi. HDP muhalif bir siyasi parti olarak pazarlanmaya çalışılsa da iktidarın en kolay elde edebileceği parti durumunda. Bu durumun sebebi ise çok açık: AKP ve HDP’nin yüzyıllık vizyonları aynı ve amaç aynı olduğu için günlük yaşanan kavgalar çok kolay unutulacak “teferruatlar” olarak görülüyor. İki taraf da gerçek bir yakınlaşma için bu tarz görüşmeleri önemli bir adım olarak görüyor. AKP’nin içinde Mehmet Metiner ve Şamil Tayyar gibi eskimiş isimlerin bu görüşmeye itiraz etmesinin hiçbir karşılığı yok. Tayyip Erdoğan bu konu hakkında hiç konuşmasa da görüşme O’nun “tensip” ve “talimatlarıyla” gerçekleşti.
Muhalefetin beklentisi ise bu yeni adımın iktidar bloğu içinde bir tartışmaya sebep olması ve AKP içi bölünmeye sebep olması. Böylesi bir beklenti AKP içerisinde bu görüşmeden rahatsız “ilkeli” insanlar olduğu varsayımına dayanıyor ama bu beklentinin ne kadar karşılıksız olduğunu defalarca gördük. Süleyman Soylu gibi isimlerin de Bahçeli’ye dayanarak bir siyasi çıkış yapabilme ihtimali Soylu’nun kafasında yeniden saç çıkma ihtimali kadar.
İşin özünde iktidar “teröristle pazarlık yapmayı” sadece kendisinin sahip olduğu bir “imtiyaz” olarak görüyor ve zaman zaman bu tarz görüşmelerle de bu ayrıcalığı topluma hatırlatmak istiyor. Tam da böyle bir gündem içerisinde iktidarın küçük ortağı Doğu Perinçek’in Kandil’e “kardeşlerim” diye seslenmesi ve onları silah bırakmaya çağırması bu “imtiyazı” gösteren örnek bir olay.
Muhalefetin içindeki en ufak bir unsurun bile PKK’ya yönelik bir zaafını yakalamak için dedektiflik faaliyeti yapan , iktidar bloğu, HDP ile görüşülmesini ya da Kandil’e “kardeşim” diye seslenilmesini “yüzyıllık vizyonun hoşgörüsü” olarak tanımlamaktan elbette utanmıyor. AKP’den geleceğe kalacak en önemli sorunlardan biri 20 senedir inşa edilen “yüzyıllık ilkesizlik” olacak.
Şimdi gözler yarın Bahçeli’nin yapacağı grup konuşmasında. AKP’ye en zor zamanında hayat öpücüğü vermiş ve ayakta kalmasını sağlamış Bahçeli’nin AKP’ye ayar vermesi iktidar bloğunda yeni bir gerilim yaratabilir. Ancak bu gerginliğin farklı boyutlara varması, AKP’nin kendisine yeni ortaklar bulması ve dümeni farklı bir zemine kırması kısa vadede çok zor.
Adına çözüm süreci denmeyecek, bu tarz görüşmelerle bir ilişkinin kurulacağı ancak resmiyete de dökülmeyecek ve elbette Bahçeli’nin “huysuzluk yapmasına” sebep olmayacak yeni bir süreç başlatılabilir.
Geçmişte MHP kavgalı olduğu AKP’yi nasıl kurtardıysa, şimdi de HDP AKP’yi rahatlatacak bir pozisyon alabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday isimleri üzerinden şart koymak gibi bir söylemin amacı da muhalefet karşı iktidarın yanında yer almanın yolunu yapmak.