Mustafa Kemal Atatürk’ün adı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve dünya tarihine yön veren bir lider olarak hep ön planda olsa da O’nun çocukluğundan vefatına kadar olan zaman diliminde koşulsuz güvendiği tek bir kişi vardı. Atatürk’ün yakınında ve hayatının her anında yer alan, az bilinen ama bir o kadar da önemli isimlerden biri: Salih Bozok.
Salih Bozok, belki de Atatürk’ün yanında en uzun süre kalan, onun en güvenilir silah arkadaşı ve dostu olarak tanınan bir isimdir. Atatürk’ün liderlik yolculuğunun büyük bir kısmında yer almış, onun hem askerlik hem de özel hayatında en yakınındaki kişilerden biri olmuştur. Ancak Salih Bozok, tarih kitaplarında pek sık yer bulmamış, halk tarafından ne yazık ki çok fazla tanınmamış bir isimdir. Oysa onun, Atatürk’ün hayatındaki yeri ve rolü, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasında büyük bir etkiye sahiptir.
Bir dost, bir yoldaş: Atatürk’ün güvenilir isimlerinden biri
Salih Bozok, Selanik’teki çocuk yıllarından ve en önemli dönüm noktalarından biri olan Atatürk’ün Samsun’a çıkmasından itibaren onun yanında olan, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik anlarında birlikte savaşan, mücadele eden isimlerden biri hatta en önemlisidir. Atatürk’ün çok yakın silah arkadaşı olarak, yalnızca askeri strateji konusunda değil, aynı zamanda kişisel hayatında da an be an yanındaydı. Bozok, bir dost; bir sırdaştı…
Birkaç kişi dışında, Atatürk’ün hayatına dair en önemli anılar Salih Bozok tarafından aktarılmıştır. Atatürk, Bozok’la sıkça sohbet eder, fikirlerini paylaşır ve onunla birlikte yeri geldiğinde önemli kararlar alırdı. Atatürk’ün ruhunu, düşüncelerini, sıkıntılarını çok iyi anlayan ve O’na en yakın olan kişi olmasının dışında, Atatürk’ün özel ve sosyal hayatındaki yaşamsal formlarını da en ince noktasına kadar kusursuzca tatbik etme gayretinde olan isimdir.
Salih Bozok’un hayatındaki öne çıkan anılar
Salih Bozok’un hayatında Atatürk’le geçirdiği yıllar, onun kişiliğini ve kariyerini şekillendiren en önemli dönemdir. Atatürk ile birlikte Çanakkale Cephesi’nde, Sakarya Meydan Muharebesi’nde ve Büyük Taarruz’da yer alan Bozok, her zaman Atatürk’ün yanında durmuş, onun kararlarını desteklemiş ve birçok önemli anının içinde bulunmuştur. Örneğin, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Atatürk’ün bir anlık sinirle cepheyi terk etmesi gerektiği anlarda, Bozok’un sakinleştirici tavrı, Atatürk’ün soğukkanlılıkla durumu yönetmesine yardımcı olmuştur. Belki de bu; muharebenin seyrine direkt olarak etki eden anların en önemlilerindendi…?
Atatürk’ün “Bana her zaman yalnızca Salih’i gönderin. O bana her şeyi açıklayacak ve her durumda ne yapmam gerektiğini bilecek.” şeklindeki ifadeleri, aralarındaki güçlü güven bağını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu bir noktada ast-üst ilişkisinin dışında Mustafa Kemal’in de sık sık kendisine “kardeşim” diye hitap ettiği aralarındaki “kardeşlik” olgusunun gücünü de yansıtmaktaydı.
Salih Bozok, yalnızca askeri alanda değil, aynı zamanda Atatürk’ün sosyal yaşamında da önemli bir figürdü. Örneğin, Atatürk’ün sık sık yurt gezisinde olduğu dönemlerde, Bozok, O’nun yerini alarak Ankara’daki işleri denetlerdi. Onun bu çok yönlü yardımları, Atatürk’ün rahatça düşüncelerine yoğunlaşabilmesini sağlamıştır. Bozok’un Atatürk’e olan sadakati, zaman zaman görevinden çok daha fazlasını gerektiren bir pozisyonda olduğunu ortaya koymuştur.
Atatürk’ün sonrasında: Sadık bir şahit
Atatürk’ün vefatından sonra, Salih Bozok’un hayatı biraz gölgede kalmış, ancak o da Cumhuriyet’in ilk yıllarında önemli bir yönetici ve lider olmuştur. Salih Bozok, Atatürk’ün düşüncelerini, ideallerini yaşatmaya devam etmiş, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak ne yazık ki, o dönemin anılarını aktarmak isteyenler arasında Bozok’a pek fazla dikkat edilmemiştir. Birçok kişi, Atatürk’ün yaşamına dair anılarını Bozok’tan dinlemiş, ancak bu anıların çoğu halka maalesef ulaşmamıştır.
1908 yılına dayanan anılarından biri şöyledir;
“Selanik’te meşhur Olimpos Gazinosu’nda oturdukları bir akşam, Mustafa Kemal sofradaki dostlarına ileride nasıl iktidara geleceğini anlatır. Sonra da orada bulunanlara gelecekteki görevlerini açıklar. Masadakiler; Fuat Bulca, Nuri Conker, Fethi Okyar ve Salih Bozok hayretle izler onu. Herkese görev bölümü yapıldıktan sonra, sıra Bozok’a gelince, ‘Salih der seninle hiç ayrılmayacağız. Seni kendime yâver yapacağım.’ Masadakiler sorar:
– Peki sen ne olacaksın?
Yanıt kısadır:
– Ben, size bu görevleri verecek adam olacağım.”
Salih Bozok, bir anlamda “Atatürk’ün gölgesi” olarak kalmayı kendisine en kutsal görev olarak saymış ve aynı zamanda Cumhuriyet’in inşasına tanıklık etmiş ve ona katkı sağlamış bir figürdür. Bozok, Cumhuriyet’in kurucusunun arkasındaki sessiz kahramanların en “sır” yüklüsüydü.
Bugün Salih Bozok’un adı çok duyulmasa da Atatürk’ün yaşamındaki rolü büyük ve hassastır. O, bir liderin sadece askerî değil, duygusal ve entelektüel anlamda da güvendiği bir dostu olarak tarihteki yerini almıştır. Salih Bozok, bir asker olarak değil yalnızca bir yoldaş olarak Atatürk’ün yanında durmuş ve onun mirasını gelecek nesillere taşımak için son nefesine kadar var gücüyle çalışmıştır.
Atatürk’ün az bilinen bu kahramanı, belki de tarih kitaplarında daha çok yer almayı hak eden bir isimdir. Hayatı; vefanın, sadakatin ve dostluğun simgesidir. 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün ölümünün hemen ardından; “Başkomutan yaversiz gidemez!” diyerek; önceden planladığı gibi kalbine sıktığı tek kurşun ile hayatına son vermek istemiştir. Ancak kurşunun bir iki milimetrelik sapması ve ciğerini delip geçerek sırtına saplanması hayatını kurtarmıştı. Bu bir intihardan ziyade; güçlü bir bağlılığın ve sonsuz bir sevginin eylemiydi.