Bayrak
Rusya çekildikten sonra Herson halkının sevinç gösterilerini hepimiz izledik. Büyük bir coşku, sevinç. Ukrayna askerlerine sarılanlar, bayraklarla gösteri yapanlar, yürüyüşler, dans edenler…
Ancak bunlardan en etkileyici olanı bence bayrağını sakladığı yerden çıkartan kadının görüntüleriydi. Aynı zamanda bütün işgalin ve Ukrayna direnişinin de özetiydi bu görüntüler.
Ukraynalı bir kadını görüyoruz görüntülerde… Bahçesinde bir taşın altına saklamış bayrağı… Bayrağı katlamış, iki poşetle sarmış ki yıpranmasın. Üçüncü bir renkli torbanın daha içine koymuş ki, ne olduğu da anlaşılmasın. Bayrağı işte bu torbalardan özenle çıkarıyor artık tüm dünyanın ezberlediği “Slava Ukraini” sloganıyla… Ve asıyor kapısının önüne…
İşte tüm direnişin özeti bu görüntülerde saklı.
Bayrağı saklamış çünkü şehrini işgal eden Rusların bir gün kovulacağından emin…
Bayrağı saklamış çünkü işgalciyi de çok iyi tanıyor. O bayrak görülürse yırtılabileceğini, evinin içinin dağıtılabileceğini, tutuklanabileceğini, hatta öldürülebileceğini biliyor.
Bayrağı saklamış, hem de özenle katlamış, ütüleyerek koymuş o poşetlerin içine… Çünkü biliyor ki bayrak vatandır. Bayrağa saygı vatan sevgisinden gelir…
Herson’un önemi
Kiev’e doğru giden 60 küsur kilometrelik Rus konvoyunu hatırlarsınız. Rusya’nın ne kadar “güçlü” olduğunun, Ukrayna direnişinin çaresiz çırpınışlar olduğunun bir göstergesi olarak günlerce tartışılmıştı. Ama o konvoy Kiev’e varamadı. İşgalci Rus birlikleri bırakın Kiev’i düşürmeyi, kuşatamadılar bile… Keklik gibi avlandı o meşhur konvoy.
Rusya’nın Ukrayna’da yaşadığı ilk hezimet değildi bu. İlki, işgalin başladığı gece Zelenksi’nin kendisini kaçırmak isteyen Amerikalılara “Benim kaçmak için uçağa ihtilacım yok. Ben savaşacağım. Bana yardım etmek istiyorsanız silah verin.” demesiyle yaşanmıştı.
Hatırlayın işgalin ilk günlerini… “Ukrayna kaç gün dayanabilir?” tartışması yapılıyordu. Beyaz Rusya’daki Lukaşenko gibi bir Rus kuklasının başa geçeceği düşünülüyordu. Olmadı. Zelenksi direndi. Ukrayna direndi. İlk hezimet buydu.
“Kiev 72 saatte düşer,” diyordu Rusçular. Bırakın 72 saati, 72 gün geçti, başaramadılar. Bu hezimeti gizlemek için “Bizim hedefimiz aslında Kiev değildi,” demeye başladılar. Donbass ile Kırım arasında kalan Mariupol’a odaklandılar. Bir anda kuşatma altındaki Kiev haritaları kaldırıldı, “Novorusya” haritaları etrafı kaplamaya başladı. Moldova’da Rus işgalindeki Transdinyester’den Odesa’ya, oradan Kırım’a, oradan Mariupol’a, oradan da zaten 2014’ten beri Rus işali altındaki Donbass’a uzanan bir harita bu Novorusya… Kiev hezimetini unutturmak için “Ukrayna’nın Karadeniz’le bütün bağlantısı koparılacak” nidaları kapladı televizyon ve gazeteleri…
Ama bu da tutmadı. Ukrayna Odesa’yı savunmayı başardı. Hatta Odesa’yı sürekli top/füze ateşine tutan Moskva isimli büyük Rus gemisini, Rusya’nın Karadeniz filosunun amiral gemisini batırmayı başardı Ukraynalılar.
Sonra Harkov’daki Rus birlikleri de geri çekilmek zorunda kaldı. Harkov ki Ukrayna’nın en büyük ikinci şehri. En önemli fabrikalarının bulunduğu, çok kıymetli bir şehir… Üstelik ciddi bir Rus nüfus barındıran bir şehir. Harkov halkının Rus bayraklarıyla işgalciyi karşılayacağını hayal eden Rusçular büyük hayal kırıklığına uğradı. Oradan da sökülüp atıldı Rus işgalciler.
Bu sefer de Rusya’nın “asıl” hedefinin başka olduğunu öğrendik. Neydi bu hedef? Kırım’dan Donbass’a uzanan bölgeye hakim olmak. Herson bu bölgenin en önemli şehirlerinden birisi, Kırım’ın hemen kuzeyi. Herson’da tutunmak demek Odesa üzerine tehditleri devam ettirmek demek. Ülkenin en önemli ırmağı Dinyeper’i kontrol altında tutmak demek. Herson, Ukrayna’nın en büyük, dünyanın sayılı nükleer santrallerinden Zaporijya’nın da hemen güneyinde. Herson’u tutmak demek, bu nükleer santral üzerindeki kontrolü de devam ettirmek demek.
Daha da önemlisi, Herson demek Kırım’ın su kaynakları demek. Dinyeper üzerindeki iki önemli su kaynağı, Kakhovka ve Herson barajları burada yer alıyor. Bu barajlar olmadan Kırım’a içme suyu sağlamak pek mümkün değil. Bu sıkıntıyı Kırım’ın 2014’teki işgalinden beri yaşıyor Rusya. Ve tabii ki Herson’un bir diğer önemi de Kırım’ın savunması. Herson, Kırım’ın önündeki hendektir, siperdir, mevzidir. Herson’u tutmak aslında Kırım’ı tutmak demektir.
İşte Herson’un düşüşü tüm bunların da çöpe atıldığı anlamına geliyor. Siz bakmayın Rusçuların bu geri çekilişi önemsizleştirme çabalarına… “Sadece Dinyeper’in doğusuna çekildik,” deseler de, önemli bir kayıp yaşadılar. Herson Rus işgalinin elde ettiği en büyük şehirdi. İşgalin en büyük “başarı”sıydı. Üstelik sözde referandumlarla “Rusya toprağı” olarak ilan edilmiş bir oblastın (eyalet) merkeziydi.
Herson’un kaybı bu nedenlerle işgalin başından beri Rusya’nın yaşadığı en büyük hezimetlerden biri.
Zaten bu yüzden Rus medyasında bile eleştiriler başladı.
Hedef artık Herson’un geri kalanı
Rusçular bu hezimeti bile “taktik geri çekilme” olarak nitelendiriyor. Neymiş, Ruslar Dinyeper’in güneyine inmiş, bütün köprüler de patlatılmış, Ukrayna’nın Dinyeper’i geçmesi artık imkansızmış.
Aslında doğru. Bu kadar geniş bir ırmağı geçmek köprüler de patlatılmışsa çok kolay değil. Ancak durum sadece Ukrayna için değil, Rusya için de böyle. Aslında o köprüleri patlatarak Rusya, Dinyeper’i geçemeyeceğini kabullenmiş ve Herson’da sıkışmış oluyor. Odesa’ya doğru ilerleyemeyecekleri netleşti. Fakat aynı stratejik zorluk Ukrayna için söz konusu değil. Çünkü Herson’a ulaşmalarının tek yolu Dinyeper’i geçmek değil. Herson’a batıdan, Odesa üzerinden saldırılabilir. Doğudan, Melitopol üzerinden de.
Nitekim, savaşın Dinyeper’de kilitlenmiş olması Ukrayna açısından bir stratejik üstünlük de sağlıyor. Herson’un kuzeyinde Dinyeper üzerindeki cepheyi bu şekilde “kilitleyen” Ukrayna, buradaki birliklerini doğuya ve batıya kaydırarak savunulması daha zor cepheleri yarmayı deneyebilir. Zaten öyle de oldu. Herson şehir merkezinin ele geçirilmesinin hemen ardından Ukrayna ordusu Herson’un en batı ucundaki Kinburn Yarımadası’na çıkarma yaptı. Oradan batıya doğru ilerleyerek Herson oblastının Dinyeper’in güneyinde yer alan bölümlerine geçmeyi hedefliyorlar. Önümüzdeki günlerde Zaporijya’nın güneyine doğru ilerlemeleri ve Melitopol üzerinden Herson’a doğudan yaklaşmaları da bekleniyor.
Kısacası Ruslar, Herson’da hem batıdan nem de doğudan sıkışmış durumda.
Bir “süper gücün” düşüşü
Rusya hezimet üstüne hezimet yaşarken medyada hâlâ “inanmama” ruh hali hâkim. Rusya’nın her geri çekilişinin ardından “Vardır Putin’in bir bildiği” deniyordu. Buyurun, Putin’in ne planı vardı? Kiev düşmedi, Ruslar Harkov’dan geri çekildi, Herson’u terk etti. Zaporijya’dan kuzeye ilerleyemediler.
Ukrayna tüm cephelerde Rusya işgalini durdurdu, hatta toplam 75 bin kilometrekareye yakın bir bölge kurtarıldı. 24 Şubat’tan beri toplam işgal zaten 115-120 bin kilometrekareydi. Bu, Ukrayna açısından büyük bir başarı. Mariupol civarı da kurtarıldıktan sonra Rusya işgal öncesindeki konumuna geri dönecek. Donbass zaten 2014’ten beri Rusya’nın fiili işgali altındaydı. Kırım ise ilhak edilmişti. Ukrayna yakaladığı bu momentumla Donbass’ı da, Kırım’ı da kurtaracaktır.
Rusya’nın geri çekildiği bölgelerle ilgili herhangi bir “gizli plan”ı yok. Ruslar bildiğiniz geri çekiliyor. Dünya haritasını açın bir Rusya’ya bir de Ukrayna’ya bakın. Ukrayna küçük bir ülke olmamakla birlikte Rusya’yla karşılaştırıldığında “cüce” kalıyor şüphesiz. Ancak Rusya, Ukrayna’ya karşı savaşı kazanamıyor. Net durum budur. İki ay önce Rusya’nın Harkov’dan geri çekileceği “imkansız” görülüyordu. Bir ay önce ise Herson’u boşaltacağına kimse inanmazdı. Ama oldu.
“Süper güç” denilen Rusya’nın aslında “kağıttan kaplan” olduğunun ortaya çıkmasıdır. Rusya hiçbir cephede tutunamıyor, adım adım geri çekiliyor. “Dünyanın en güçlü 2. ordusu” olarak bilinen Rus Ordusu’nun bir seferberliği bile doğru düzgün yapamadığına, İran İHA’larına muhtaç olduğuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Ambargo nedeniyle Rusya mikroçip gibi teknolojilere ulaşamıyor ve yeni nesil silahlarının bakımını yapamıyor. Bırakın füzelerinin bakımını, Almanya’ya giden doğalgaz boru hattını bile işletemiyor. Çünkü gazı pompalayan türbinlerin bakımı için Alman Siemens firmasına muhtaç. Bu muymuş “süper güç”?
Ukrayna, Rusya’yı işgal ettiği bütün bölgelerden çıkarana kadar savaşa devam edeceğini açıkça belirtiyor. Dün Harkov, bugün Herson, yarın Zaporijya, Mariupol, Donbass… Ve elbette sonunda Kırım… Artık bir ay mı sürer, bir yıl mı sürer, bilemeyiz, ancak Rusya’nın bu işgalde başarısız olacağı açık.
Tarih yazılan günleri yaşıyoruz. Gözlerimizin önünde bir “süper güç” yıkılıyor. Tüm dünyada otoriter/totaliter rejimlerin baş destekçisi Rusya’nın çöküşü aslında büyük bir demokratik atılımın yaşanacağının da habercisi… Tabii, Rusya hükümranlığı altında yaşayan Türkler başta olmak üzere tüm ezilen milletler için de kurtuluş müjdesi…