AKP ve MHP, bir süredir üzerinde çalıştıkları seçim yasasında değişiklik tasarısını paket halinde meclise sundu.
Teklifin öne çıkan özelliği, seçim barajının %10’dan %7’ye indirilmesi oldu. İktidar böyle bir tedbir ile Millet İttifakı’nı zayıf bırakmayı hedeflemiş görünüyor. Bu durumda Deva, Gelecek gibi partiler, mesela Yeniden Refah Partisi’ni de yanlarına alarak, üçüncü bir ittifaka niyetlenir mi, bunu zaman gösterecek.
Öbür taraftan AKP limanını terk etmeye yeltenecek bir MHP için %7 riskli bir rakam. MHP’nin köprüleri son derece ajitatif söylemlerle yıkarak hem AKP’den, hem İyi Parti’den oy devşirmesi ama bu arada yeni kurulan ve “öz has hakiki Ülkücü benim” mesajı veren Zafer Partisi’ne de oy kaptırmaması gerekiyor.
Bunların tümünü birden becerebilse bile AKP’den ayrılan bir MHP’nin işi çok zor. Yine de küçük ortağını kaybetmiş, ittifakı dağılmış bir AKP kadar değil!
Teklifin bir başka ayrıntısı milletvekili hesaplama yönteminde yapılacak bir değişiklik. kamuoyu araştırmacısı Can Selçuki’nin yaptığı simülasyon, 2018’deki oy oranlarıyla meclis aritmetiğinde önemli bir değişiklik olmayacağını gösteriyor.
Değişiklik, küçük partilerin milletvekili çıkarmasını zorlaştırıyor ve yine Millet İttifakı’ndan ayrılmaya teşvik ediyor. Zira küçük partiler için %7 barajını aşabilecek bir üçüncü ittifak ile kazanılacak sandalye sayısı, Millet İttifakı ile kazanılacak sandalye sayısından az olmayacak.
Yasa değişikliğinin meclisten geçmesi durumunda TBMM çatısı altında grup kurmanın seçimlere katılma avantajı ortadan kaldırılmış. Öncelikle, kurultay süreçlerini 2023 seçimleri sonrasına erteleyen CHP, bir önce en alttan en tepeye tüm kurultay takvimini öne çekmek zorunda kalacak.
Belli ki, seçime bir yıl kala CHP’nin kurultaylarla yorulması ve hatta mümkünse çeşitli parti içi iktidar mücadeleleri ile yıpranması hedef alınmış. Yani AKP, 77 seçimlerinden beri en yüksek psikolojik üstünlük dönemini yaşayan CHP’nin motivasyon kaybetmesine umut bağlamış!
Meclis grubu avantajının kaldırılmasını HDP’ye yönelik bir tehdit olarak ele alanlar da var. Ama o cenahın her an çekmeceden yedek örgüt ve yedek listeler çıkartma kapasitesi bir kenara not edilmeli. Zayıf görünmekle birlikte AKP ile yapabilecekleri bir işbirliği ihtimali de…
Seçim kurullarının oluşturulmasında en kıdemli hâkim yerine, birinci sınıf hâkimler arasından kura ile başkan seçme teklifi ise, seçimlere şaibe karıştırma amacı güdüldüğünün açık bir göstergesi. AKP seçim güvenliğini eskinin liyakatiyle günümüze gelmiş kıdemli hâkimlere bırakmak istemiyor. Partili yeni yetme hâkimlere kura yoluyla da olsa yer yer kader belirleme hakkı verilecek. Fakat bunun bile AKP’nin ne kadar işine yarayacağı şüpheli.
Teklif, küçük partiler dışında partilerin parlamento dağılımını etkileyecek ciddi değişiklikler içermiyor. Dahası, bir ayrıntı dışında Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyebilecek hiçbir değişiklik de yok. Bakanlara yönelik seçim yasakları korunmakla birlikte Başbakana yönelik seçim yasakları kaldırılmış, çünkü Başbakan yok. Cumhurbaşkanı? İşte orası boş bırakılmış.
Yani Cumhurbaşkanı seçim kampanyasında devletin tüm imkân ve kaynaklarını sonuna kadar kullanabilecek ve bu hiçbir kanun maddesiyle engellenemeyecek.
Tayyip Erdoğan kamu kaynaklarından ne kadar para harcar, kaç kişinin kafasına çay paketi, oyuncak, bisküvi fırlatır bilinmez. Ama açıkçası o iş bitti. Bu vakitten sonra isterlerse CHP dâhil tüm partilerin seçimlere girmesini engellesinler, Türk halkı AKP ve Tayyip Erdoğan defterini şimdiden kapattı.
Bu Seçim Yasası değişiklik paketinin Saray’a Kur Korumalı Mevduat Hesabı kadar hayrı dokunmayacaktır. (KKM macerası hüsranla sonuçlandı. Hatta yeni bir söylenti dalgası Kavcıoğlu ve Nebati’nin “görevden affı”nı şimdiden haber veriyor.)
Erdoğan ve partisi çok uzun bir zamandır birkaç tehdit, hedef gösterme, şapkadan bayat müjdeler çıkartma dışında gündem belirleme ve kamuoyuna yön verme kabiliyetinden uzak.
Ne savaşla gelen fırsatlar, ne de denge siyaseti artık Erdoğan’a çare olabilir… 7 yaşındaki çocuğun sokakta siyaset yapmaya başladığı bu ülke, Erdoğan’ın da partisinin de 20 sene önce aradan sıvışıp iktidarı kaptığı ülke değil artık.