Türk tarihine ve düşünce hayatına yaptığı katkılarla adı sonsuza kadar hatırlanacak olan çevirmen, araştırmacı-yazar, gazeteci ve Türk Solu’nun yazarlarından Ahsen Batur’u, 1 Ağustos’u 2 Ağustos’a bağlayan gece kaybettik.
Ahsen Batur’un cenazesi, 2 Ağustos günü Yeni Ayazağa Mezarlığı’nda defnedildikten sonra 3 Ağustos günü Karar gazetesinde Ahsen Batur’un ölümü “Eski Türk tarihinin ana kaynaklarını çevirmişti” başlıklı bir haberle duyuruldu. Yine aynı gün gazetenin internet sitesinde de “Çevirmen ve yazar Ahsen Batur hayatını kaybetti” başlığıyla habere yer verildi.
Karar gazetesinin haberinde Ahsen Batur’un çevirmen, tarihçi, yayıncı ve yazar olarak Türk tarihine yaptığı katkılar ve cenaze törenine yer veriliyordu. Ana akım denebilecek basın kuruluşlarının Ahsen Batur’u görmezden geldiği bir günde Karar gazetesinin Ahsen Batur’u hatırlaması, Türk tarihine yaptığı katkıları dile getirmesi elbette takdirle karşılanması gereken bir durum. En nihayetinde Ahsen Batur gibi bir ismin kaybının haber değeri var.
Keşke bir de haberi sansürlemeselerdi…
Karar gazetesinin haberinin Ahsen Batur’un cenaze töreni ile ilgili kısmı şöyle:
“Çevirmen ve editör Batur’un vefatı akademi, siyaset ve yayın dünyasında büyük üzüntüyle karşılandı. Batur, son yolculuğuna dün İstanbul’da uğurlandı. Batur’un cenazesi Zeytinburnu Kozlu Mezarlığı’nda öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Yeni Ayazağa Mezarlığı’na defnedildi. Taziyeleri eşi ve oğlunun kabul ettiği cenaze törenine yayın dünyasından Erol Cihangir, Kadir Yılmaz gibi isimlerin yanı sıra, siyaset dünyasından İYİ Parti Milletvekili Ahat Andican, eski MHP milletvekili Nazif Okumuş gibi isimler de katıldı.”
Gelelim sansür meselesine… Tarihçi Osman Selim Kocahanoğlu, Devlet Arşivleri eski genel müdürü Necati Gültepe, Türk Solu Başyazarı Gökçe Fırat, Türk Solu Genel Yayın Yönetmeni Ali Özsoy, Türk Solu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Özgür Erdem, Türk Solu yazarları Erkan Karaarslan ve Kaya Ataberk de son yolculuğunda Ahsen Batur’u yalnız bırakmamışlardı. Ancak yukarıda saydığım bu isimler, Karar gazetesinin haberinde yer almıyordu.
O Gökçe Fırat ki, Ahsen Batur’un hastalığı döneminde gece gündüz Ahsen Batur’un yanındaydı. Karar gazetesinin saydığı bütün o isimler Ahsen Batur’u yalnız bırakmışken Gökçe Fırat, son nefesine kadar Ahsen Batur’un başındaydı.
Zaten tüm Türkiye Ahsen Batur’un vefat haberini de Gökçe Fırat’ın sosyal medya paylaşımından öğrendi:
“AHSEN BATUR’u kaybettik. O bize Uluğ Bey’in hazinesini ulaştırmıştı. Uluğ Bey’in hazinesine sahip çıkmak ve gelecek nesillere ulaştırmak bizim vazifemizdir. Başımız sağolsun. Tüm sevenlerini yarın öğle namazını müteakiben Kozlu Camiinde kılınacak cenaze namazına bekliyoruz.”
Cenaze töreninde de Gökçe Fırat, Karar gazetesinin saydığı diğer isimlerin yanında saf tutmuş, Ahsen Batur’un tabutunu omzunda taşımış ve toprağa elleriyle vermişti.
Ahsen Batur, ölümünden önce yaptığı bir sosyal medya paylaşımında sözde dostlarına sitem ederken, yanındaki tek ismin Gökçe Fırat olduğunu söylemişti:
“Sizin haberiniz dahi yok. Hastahaneden getirip yatağıma attılar. Bırakın son nefesini kendi yatağında versin diyerek çekip gittiler. Çevremde hanımdan başka dizlerini çırpıp göz yaşı döken bir Allah’ın kulu kalmadı. O da benim için değil, kendi yarını için göz yaşı döküyordu.
Ama hiç bir karşılık beklemeden başımda bekleyen tek bir kişi vardı. Hepinizin komünistin tekidir diye yüz çevirdiği Gökçe Fırat.
Merdi ez merdânı beyâmûz. (İnsanlığı insanlardan öğrenin- Alişir Nevai-”
Karar gazetesi de Ahsen Batur’un bu mesajını bulup paylaşabilirdi. Tabii Kararcıların derdi gazetecilik olsaydı. Karar muhabirinde o kadar araştırmacılık olsaydı, Ahsen Batur’un karaciğer rahatsızlığı nedeniyle vefat ettiğini bilir, “akciğer rahatsızlığı” diye yazmazdı.
Maksat Atatürkçü Gökçe Fırat’ı sansürlemek olsun, Ahsen Batur’un, yazdıklarının, söylediklerinin ne önemi var değil mi? Karar gazetesi sanki haberi Ahsen Batur’un ölümünü vermek için değil de Gökçe Fırat’ı ve Türk Solu’nu sansürlemek için vermiş.
Hadi Gökçe Fırat’ı ve Türk Solu’nu sansürlediniz, anladık. Peki, Tarihçi Osman Selim Kocahanoğlu? Cenazede olmasına rağmen, Kocahanoğlu’nun ismi niye yok? Ha tabi, o da Kemalist bir tarihçi!
Devlet Arşivleri eski genel müdürü Necati Gültepe? Necati Gültepe de Türk Solu’nda yazdığı için Karar’ın sansür kurulundan geçemedi herhalde!
Genelde bu tür haberlerde cenaze töreninden fotoğraflar kullanılır. Biz mesela “Ahsen Batur, sonsuzluğa uğurlandı” başlıklı haberimizde, sevenlerinin tabutu başında Ahsen Batur için dua ettiği fotoğrafı kullandık. Ama doğru ya, o fotoğrafta Gökçe Fırat da var. Henüz Stalin gibi fotoğraflardan insanları silemedikleri için fotoğrafı koymamayı tercih etmişler.
Karar gazetesi cenaze töreninden fotoğraf yerine, Türk Solu’nun Ahsen Batur’un ölümünü duyurmak için hazırladığı görseli biraz değiştirip kullanarak vermiş haberi. Yani hem Türk Solu’nun hazırladığı görselle duyurmuş haberi, hem de haberde Türk Solu’nu ve Gökçe Fırat’ı sansürlemiş. Vallahi bravo!
Karar gazetesi, Davutoğlu’na yakın, muhalif İslamcı kimlikte bir gazete. Ahsen Batur’un ölüm haberini veriş tarzları, yani Gökçe Fırat ve Türk Solu’nu sansürlemeleri, yarın bir gün bunlar iktidar olsa, ellerinde yetki olsa, Atatürkçüleri sadece haberlerden değil, gerçek hayattan da sileceklerinin bir göstergesi olarak tarihe geçmiştir.