Fox TV’de yayınlanan, “Maske Kimsin Sen” isimli yarışma programını hiç izlemedim. Yandaş medyada başlatılan linç kampanyasıyla programdan haberim oldu. Muhtemelen birçok kişi de bu şekilde haberdar olmuştur.
AKP cenahı, yarışmada pagan ve satanizm sembollerinin sergilendiğini söyleyerek, “çocukların ve gençlerin tehdit altında olduğunu; Ortaçağ karanlığının kabus figürleriyle küçücük beyinlere saldırıldığını ve bu tür sembollerden etkileneceklerini” dile getirdiler.
Hemen ardından da tahmin edilebileceği gibi RTÜK, yarışmanın dikkatle incelendiğini ve soruşturma açılacağını açıkladı.
Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde bir “genelge” yayınlayarak, denetleyici kurumlara “sorumluluklarını hatırlattı”. Genelgede “toplumun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıyan, milli ve manevi değerleri yıpratan” programlara karşı, tüm kurum ve kuruluşların “gereğini yerine getirilmesi” emredildi.
Gelinen son noktada ise yarışmanın yayından kaldırıldığı açıklandı.
Erdoğan’ın ucu açık, sınırları belirsiz kavramları işaret ederek yayınladığı genelge, tüm topluma dayatılacak “yeni normallerin” bir işaret fişeği.
Tıpkı trollerin organize saldırısı sonrası açılan kovuşturmalar gibi, görsel medyada AKP’li kesimleri rahatsız edecek her türlü programa yönelik başlatılan linç kampanyaları, artık daha çok “ses getirecek” ve“kurumlar daha hızlı biçimde gereğini yerine getirtecek”.
Her sansür uygulamasında olduğu gibi, burada bir “otosansür” dayatması da var. İçki kadehlerinin saklanarak fotoğraf çekilmesinin “yeni normal” olması gibi, yapılacak her türlü programda AKP’nin dayattığı yaşam biçimini kabul eden standartlar olacak. Aksi düşünülemeyecek, teklif dahi edilemeyecek.
“Kimsenin hayat biçimine karışmıyoruz” söyleminin “yalandan bile olsa” ağza alınmadığı, AKP’nin hedeflediği “büyük dönüşümün” daha da hızlanacağı, “dindar neslin” göreve davet edileceği bir dönemin başlangıcıdır bu “genelge”. Yarışmanın kaldırılması Siyasal İslam’ın takiyye yapma ihtiyacının tamamen ortadan kalktığı bir başlangıcın sembolüdür.
Bunu “dil koparma” talimatıyla birlikte düşünün. İktidar “maskesini” tamamen çıkarmıştır.
Böyle olduğu için de “TV izlemiyorum, programı zaten sevmemiştim” tarzı yaklaşımlar, meselenin özünü, yolun gidişatını anlamaktan uzaktır. Şeriatın normalleşmesinin sonucu, şeriatçı bir ülkede yaşamaktan başka bir şey değildir.