Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası dünyadaki birçok ülke, Rusya’ya yaptırımlar uygulamaya başladı. Yakın ülkeler ardı ardına hava sahalarını kapatmaya başladı. ABD’nin başlattığı ekonomik yaptırımlar, Avrupa’daki tüm ülkeler tarafından benimsendi ve zincirleme biçimde dünya ülkelerinin çok önemli bir kısmı yaptırımlara destek olacaklarını açıkladı.
Çin gibi, Rusya’nın müttefiki olan bir ülke bile işgali kınayarak, Çin kamu bankalarının Rus emtialarına finansman sağlamasını kısıtladı.
Geçmişte farklı ülkelere uygulanan yaptırımlar düşünüldüğünde, Rusya’ya yönelik yaptırımın düzeyi bir hayli yüksek ve dünya kamuoyunda ortak bir görüş belirginleşti. Venezuela, Küba, Nikaragua ve Suriye gibi çok az sayıda ülkenin dışında Rusya’ya destek neredeyse yok.
Rusya ise bu kadar kitlesel bir tepki verilmesinin sebebini ABD’nin başını çektiği batı bloğunun organize biçimde hareket etmesine bağlıyor. Küresel düzeyde ortaya çıkan bu örgütlü tavrın, Rusya’nın Ukrayna saldırısının gerekçelerini haklı çıkardığını, Rusya’nın kuşatılmışlığını ispatladığını söylüyor.
Dünyanın bu kadar hızlı ve ortak bir tepki vermesi gerçekten tüm dünyanın birleşip Rusya’yı yutma girişiminin bir sonucu mu?
Finlandiya gibi NATO dışında kalmış bir ülkenin vatandaşları imza kampanyası başlatarak, NATO’ya katılım için ulusal bir referandum düzenlenmesini istiyor. İki asırdır savaş görmemiş başka bir NATO dışı ülke olan İsveç’te yine aynı tartışmalar yaşanıyor. Ukrayna işgali netice verirse Rusya’yla komşu olacak Moldova ise endişeli. Tıpkı Ukrayna gibi, Moldova da Putin tarafından “yapay” bir ülke olarak görülüyor.
Tüm bu ülkeleri yurttaşlarının savaşmak için Ukrayna’ya gitmelerine engel olmamak gibi alışılmadık kararları almaya zorlayan şey “korku”. Rusya’nın Ukrayna işgali, eğer engel olunmazsa Rus yayılmacılığının bu ülkelere de sıçrayacağını ve çok daha büyük boyutlara varacağını açıkça ortaya koyuyor.
İsviçre gibi 2. Dünya Savaşı’nda bile tarafsız kalmış bir ülkenin Rusya’ya yaptırım kararı alması, sağlam gerekçelere dayanan ve Ukrayna örneği ile ortaya çıkan bu “korku”nun sonucu. Rusya’nın sürekli “nükleer silah” vurgusu yapması, çatışmaların Doğu Avrupa’yla sınırlı kal(a)mayacağının, tüm dünyaya sıçrama ihtimali bulunduğunun göstergesi. Bu yüzden de her ülke, yolun henüz başındayken “doğal” bir tepki vererek, Ukrayna işgaline karşı çıkıyor.
İlginç olan şey ise bir NATO ülkesi olarak Türkiye’nin bu endişeyi yaşamaması, Rus işgalini ABD’nin kışkırtmasıyla açıklayan bakış açısının bu sürecin nerelere gidebileceğini görememesi.
“Kışkırtılmanın” diplomaside işgal için gerekçe olabileceği bir yüzyılda yaşamıyoruz artık. ABD emperyalizminin geçmişte yaptıklarını hatırlamak tarihten bir ders almak açısından elbette önemli. Ancak bir tarih dersinde değiliz ve Ukrayna’da vatanlarını savunan insanlar öldürülüyor. Bu savaş daha da büyüyebilir. Böyle bir “an”da, ABD emperyalizminin yaptıklarını “emsal” olarak göstermenin tek bir somut amacı olacaktır: Rus işgalini gerekçelendirmek ve haklı göstermek.
Batı bloğunun “samimiyeti” için yapılan değerlendirmelerinin şu anda Rusya’yı daha da cesaretlendirmenin ve teşvik etmenin dışında bir anlamı yok. İnsanlık, tüm gücü elinde bulundurup tarihe geçmek isteyen otoriter figürlerin nelere yol açabileceğini fazlasıyla görmüş durumda. Bugün de Putin suratındaki donuk ifadesiyle ve Ukrayna işgaliyle bu potansiyeli taşıdığını fazlasıyla ispatladı.
Geçmişte batı bloğunun ABD işgallerine göz yummasını örnek olarak gösterenler, bugün de Rusya’nın Ukrayna işgaline göz yumulmasını mı istiyorlar? “İşgalcilik” dünyadaki tüm güçlü devletlerin kendilerini koruma amaçlı zaman zaman kullanabilecekleri bir imtiyaz haline mi gelmeli?
Tüm bu tartışmaları Putin’in hayalleri üzerinden değil ABD’nin kışkırtmaları üzerinden okuyanlar, “işgalci Rusya” diyemeyenler, sadece daha çatışmalı bir dönemin yolunu yapmıyor; çok karşı olduklarını söyledikleri NATO’nun daha aktif hale geldiği, ABD’nin de gücünü arttırdığı bir savaş ortamına da hizmet ediyorlar. Putinci olmak için “Putinciyim” demek gerekmediği gibi, anti Amerikancı olarak da ABD hegemonyasına destek olunabiliyor.