Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dün Karar TV’de yaptığı Üçüncü İttifak çıkışı, siyasi gündemin en önemli konusu olarak gündemin birinci sırasına yerleşti.
Karamollaoğlu yaptığı açıklamada “Üçüncü bir ittifak” olabilir demişti. Kendisinin da söylediği gibi ilk kez böyle bir ifadeyi kullanıyordu. Millet İttifakı içerisinden de ilk kez üçüncü bir ittifak için bu kadar net bir ifade kullanılıyordu.
Ancak Karamollaoğlu’nun açıklaması, özellikle Cumhur İttifakı’na yakın çevreler tarafından Millet İttifakı’nda çatlak diye yorumlandı. Bunun üzerine Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından bir açıklama daha yaparak yanlış anlaşılmaların önüne geçti.
Karamollaoğlu, bahsettiği ittifakın, Millet İttifakı içerisinde bir ittifak olduğunu ve milletvekili hesabı göz önünde bulundurularak bu düşüncenin ifade edildiğinin altını çizdi.
Sonrasında CHP’li yetkililer konu ile ilgili yaptıkları değerlendirmede Üçüncü İttifak önerisine kapıyı kapatmadılar.
Burada şu sorunun cevabı önem kazanıyor:
Üçüncü İttifak, Millet İttifakı’nın yararına mı olur zararına mı?
Bu soru aynı zamanda Üçüncü İttifak çıkışının Millet İttifakında çatlak yaratıp yaratmayacağı sorusunu da içinde barındırıyor.
İlk izlenimler, bu çıkışın Millet İttifakı içerisinde çatlak yaratmayacağı yönünde. Hem CHP’nin tavrı hem de Karamollaoğlu’nun 6’lı masa mutabakatı vurgusu bunu gösteriyor.
Peki, Üçüncü İttifak muhalefete yarar mı sağlar yoksa zarar mı verir?
Yenilenen seçim yasası özellikle Millet İttifakı içerisinde yer alan küçük partilerin baraj altında kalması için kurgulanmış. Hal böyle olunca küçük partilerin ayrı bir ittifak kurarak milletvekili sayısını artırmaya gitmesi mantıklı görünüyor. Zaten Karamollaoğlu’nun önerisi de bu minvalde.
Ancak yapılacak seçim, hem milletvekilliği için hem de Cumhurbaşkanlığı için olacak. Bu durumda Üçüncü İttifakı kuracak partilerin kendi adaylarıyla mı yoksa Millet İttifakı özelinde ortak adayı mı destekleyeceği sorusu önem kazanıyor.
Her iki durum da muhalefeti güçlendirebilir. Ortak aday desteklenirse zaten Millet İttifakı’nın amacı gerçekleşmiş olur. Hem bu partiler meclise girer Hem de Millet İttifakı’nın ortak adayı desteklenerek Cumhur İttifakı karşısında önemli bir avantaj sağlar.
Diğer durum da aslında muhalefet açısından bir zarar oluşturmaz. Üçüncü İttifak kendi adamıyla girerse ve bu İttifak Saadet, Gelecek, Deva gibi partilerden oluşursa, AKP tabanından kopan oyları bünyesinde toplayabilir. Bu durum Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasını sağlar. İkinci turda da Üçüncü İttifak, AKP’nin karşısındaki adayı desteklerse cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefet alabilir.
Bunlar ilk akla gelen senaryolar tabi. Daha çok üzerinde konuşmak, tartışmak, alternatif formüller üretmek gerek. Ancak bu tartışmaların Millet İttifakı içerişinde başlaması ve bunun muhalefetin birlikteliğine zarar vermeyecek biçimde yapılması olumlu karşılanmalı.
Sadece üçüncü ittifak değil, uzun zamandır tartışılan dördüncü bir sol ittifak bile AKP’nin muhalefete kurduğu tuzağı bozabilir.
Yeni ittifaklara ya da Karamollaoğlu’nun tabiriyle ittifak içinde ittifaklara doğrudan karşı çıkmadan olası ihtimaller üzerinde iyice düşünmek gerekiyor.
Bence Üçüncü İttifak önerisinin karşı çıkılacak noktası, önerinin milletvekili hesabı göz önünde bulundurularak yapılmış olması. Önümüzdeki seçimde önemli olan kimin kaç milletvekili çıkaracağı değil kimin Cumhurbaşkanı seçileceği.
Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra muhalefetin meclis çoğunluğunu almasının hiç bir önemi yoktur. Milletvekili sayısı, ancak muhalefetin cumhurbaşkanlığını kazandıktan sonra Anayasayı değiştirip, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtikten sonra önem kazanabilir. O nedenle, önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanlığını muhalefetin adayının kazanmasına odaklanılması gerekmektedir.