Bir ay önce İstanbul Kırım Derneği’nde yaptığım konuşmanın konusu, Ukrayna-Rusya savaşının doğal coğrafi sınırları üzerine bir değerlendirmeydi. Bu savaşın Rusya’nın başlangıçta bütün Ukrayna’yı ele geçirmek amacıyla yaptığı saldırıyı Ukrayna, ileri teknolojinin yardımıyla kuzeyde, özellikle Kiev’e saldırıyı, yok edildi.
Aynı şekilde, savaşın birinci yılında ilk saldırıyı yapan 100 bin ile 200 bin arasındaki Rus Ordusu neredeyse yok edildi ve savaşın coğrafi sınırları Kırım Hanlığı’nın doğal coğrafyası üzerinde kitlendi, kaldı. Batıda Dinyeper (Tatarların deyimiyle Özü) suyu ile doğuda Volga (İdil) ve Tatarların Aksu dediği Don arasındaki düzlükte yer aldı.
Burası Buzatti’nin romanında verdiği isimle “Tatar Çölü”, eski anlamda da Desti Kıpçak alanıdır.
Son Wagner isyanı ile dünya alt üst olurken bir değerlendirme yapalım. Rusya’nın ağır ve klasik ordusu Ukrayna’nın modern hafif silahları karşısında başarılı olamamıştı. Bu bölgede tutunabilen Wagner güçleri olmuştur.
Peki, Wagner güçleri kimdir? Şolohov’un ünlü “Durgun Akardı Don” kitabında buradaki Kozakları anlatır. Bu Kozaklar, bizim Nogayların Ortodoks olmuş kardeşleridir. “Bizim kâfir kardeşlerimiz” derler. Nogayların Müslüman olanları ise Tatarlardır.
Don Kozakları Çar’a en sadık askeri güç olmuştur, Çar’ın özel kuvvetleridir. 1905 Devirimi’nde ve 1917’de devrimcilerin katledilmesinde en çok görev alanlar bu Kozaklardır. Sultangaliyev’in en çok savaştığı Ataman Dudov da bir Kozak atamanıdır. Bugünkü Wagner’in benzerleridir.
Sovyetler Birliği’nin ordusu ise uluslardan oluşmuş ve bu Kozak unsuru kaldırılmıştır.
Wagner’lere gelirsek, 2014’te Kırım işgalini gerçekleştiren güçler Wagner güçleriydi. Rus Ordusu orada yoktur. Ukrayna işgalinde de çekilen Rus Ordusu’nun yerini Wagner ordusu doldurmuştur. Wagner, bu yüzden Genelkurmay Başkanı ve Milli Savunma Bakanı’yla çatışma halindedir. Son isyanda Rusya’nın güneyindeki Rostov’u ele geçirmeyi başarmıştır. Rostov aslında Altınordu Hanlığı’nın bir şehridir, Aksu ismiyle anılır. Ve tarihten beri dünya ticaretinin en önemli yolları hep bu şehirden geçmiştir. Avrasya coğrafyasının ekonomik merkezi olan Don Irmağı’nın kıyısında yer alır.
Geçmişte Atamanların yönetiminde olan bu bölgeler şimdi ise Wagner oligarklarının elindedir. Bu bölge Karadeniz limanlarının kontrolünü de tutmaktadır.
Bugünkü savaşın temelinde de Kozakların bölgede egemenliğini sağlamak ve petrol, maden, tahıl gibi ticaretin merkezi olmaktır. Wagner’ler kuzeye doğru Moskova’ya giderken yapılan pazarlık da aslında Ataman oligarklarla Moskova arasındaki pazarlıktır.
Türkiye’nin Kırım’a ve Azak Denizi’ne çıkarma yapması söz konusu olunca Wagner güçleri bu tehdit karşısında Moskova’ya yürümekten vazgeçmişlerdir. Putin’le olan hesaplaşmalarını geri plana atmışlardır. Esas korku yine Türk korkusu olmuştur. Wagner güçleri Libya ve Mısır’dan Türk güçlerini tanımaktadır. Putin’i kurtaran, Türklerin Kırım’a gelme ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Belarus Devlet Başkanı’nın ya da diğer oligarkların araya girmesinden ziyade Türklerin Kırım’a çıkmasının ardından bu bölgeyi terk etmemesi, korkusu Putin’le Wagner’in anlaşmasını sağlayan unsur olmuştur.
Wagner’in ABD kontrolünde olduğu görüşü hatalıdır. Asıl olan Türkiye’nin bölgede inisiyatif almasından korkulmasıdır.
Sonuç olarak bir yıldan beri savaşta “Çar Ordusu”nun bugünkü modern versiyonu olan Wagner, bu bölgeye sahip olmaya başlayınca çatışma başlamıştır. Putin’in sağ kolu olan Wagner, Rus kimliğinden çıkarak tarihsel Kozak kimliğine bürünmüştür. Ancak Türk korkusu Kozaklarla Rusları yine birleştirmiştir.
Tuhaf bir şekilde bir günde başlayan isyan bir günde sonlanmıştır. Bu hızlı çözümün asıl nedeni Türk korkusudur.