Trump, 2016’da kazandığı seçim zaferi ile Amerikan siyasetinde derin izler bırakmıştı, 2020 seçimlerinde kaybettikten sonra da Cumhuriyetçi Parti üzerinde önemli bir etki kurmuştu. 2024 seçimleri ile Trump’ın yeni dönemde izleyeceği politikalar, sadece ABD’nin içini değil küresel siyaseti de etkileyecektir. Lakin önemli bir nokta olarak, 2017-2021 yılları arasında uyguladığı politikaların yanı sıra 2020 sonrası dönemdeki değişen şartlar da göz önünde bulundurularak uygulayacağı olası stratejiler değerlendirilmelidir.
Amerikan ekonomisini güçlendirme ve istihdamı artırma:
Trump, başkanlık döneminde ekonomik büyümeyi teşvik etmek için agresif bir şekilde vergi indirimleri uygulamış, düzenlemeleri gevşetmiş ve ticaret politikalarında korumacı bir yaklaşım benimsemişti. Yeni döneminde ise ekonomik alandaki stratejilerini daha da derinleştirmesi yüksek ihtimal. Özellikle düşük vergiler, serbest piyasa ekonomisi ve Amerika’nın yerli üretimini güçlendirmeye yönelik adımlar ön planda olabilir.
Vergi indirimleri ve düzenleme reformları:
Trump, özellikle şirketler ve yüksek gelir sahipleri için vergi indirimlerinin genişletilmesi yönünde adımlar atabilir. Hedefi, işletmelerin büyümesini ve yeni iş olanakları yaratılmasını teşvik etmek olacaktır. Bunun yanı sıra çevre düzenlemeleri ve iş gücü piyasasını kısıtlayan diğer bürokratik engellerin kaldırılmasına devam edecektir.
Yerli üretim ve sanayi politikalarında ise üretimi teşvik etmek amacıyla tedarik zincirlerinin ABD içinde güçlendirilmesine yönelik politikalar uygulayabilir. Çin ile devam eden ticaret savaşını daha da derinleştirerek Amerikan şirketlerinin Çin’deki üretim faaliyetlerini sınırlayabilir. Bunun yerine iç üretimi teşvik edecektir.
İstihdamı artırma:
İş gücü piyasasında büyümeyi sağlamak amacıyla özellikle altyapı projeleri ve inşaat sektöründe istihdam yaratmaya yönelik politikalar geliştirmesine kaçınılmaz gözle bakılıyor. Bu, hem altyapının iyileştirilmesini hem de işsizlik oranının düşürülmesini hedefleyen bir strateji olacaktır. Günden güne artan nüfus ve yoğun illegal göçlerin neden olacağı bu daralmanın farkında olan Trump; seçim sorası ilk stratejilerinden birinin de kaçak göçmenler konusu olduğunu sıklıkla dile getirmekte.
Dış politika ve küresel ilişkilerde yalnızlık ve ulusal çıkarlar
Başkanlık dönemindeki dış politika anlayışı, “Amerika’nın çıkarları önce gelir” ilkesine dayanıyordu. ABD’nin küresel liderlik rolünden geri çekilmesi ve daha az müdahaleci bir tutum sergilemesi, Trump’ın stratejilerinin temel taşlarındandı. 2024 sonrası Trump, benzer bir dış politika izleyebilir ancak dünyadaki jeopolitik gelişmeler ve ABD’nin karşı karşıya olduğu yeni tehditler doğrultusunda bazı stratejik değişiklikler de yapması söz konusu.
Çin ile olan ticaret gerilimlerini devam ettirebilir ve Çin’in teknolojik ilerlemesini engellemeye yönelik sert önlemler alabilir. Özellikle 5G teknolojisi, yapay zeka ve diğer kritik endüstrilerde Çin ile olan rekabetin daha da sertleşmesi beklenebilir. Ayrıca Trump, Çin’e karşı yaptırımların artırılmasını yeni dönemde de savunmaya devam edecektir.
NATO ve Uluslararası İttifaklar konusunda ise uluslararası ilişkilerdeki en belirgin özelliği, çok taraflılık yerine ikili anlaşmalara ve “Amerika First” politikasına verdiği öncelikti. Bu strateji, Trump’ın yeniden başkan olması halinde de devam edecektir. NATO gibi çok uluslu ittifakların yükümlülüklerini sorgulayarak ABD’nin bu tür ittifaklardan daha az sorumluluk alması, söz konusu politikaları arasındaki yerini alacaktır.
Orta Doğu’daki sıcak gündem doğrultusunda İsrail ile olan güçlü ilişkilerini pekiştirmeye devam edecektir. Özellikle İran’a karşı sert bir tutum sergileyerek hakimiyeti elinde tutmayı istemesi, yeni dönemde de beklentiler arasında. İran’ın nükleer silah programına karşı daha fazla yaptırım ve askeri tehdit içeren bir politika benimsemesi de yüksek ihtimaller arasında. Aynı zamanda bölgedeki en büyük ortağı İsrail’in güvenliğini desteklemeye yönelik adımlar da kesintisiz olarak sürecektir.
İç politika: Göçmenlik, hukuk ve düzen
Trump’ın iç politika stratejileri, özellikle göçmenlik, güvenlik, eğitim ve toplumsal değerler konusunda sert bir tutum sergileyen uygulamalarla biliniyordu ve bu şekilde devam etmesi bekleniyor. 2016 seçim kampanyasında sıkça gündeme getirdiği sınır duvarı inşası gibi sert göçmenlik politikalarını 2024 seçimleri sonrası da devam ettirecektir. Meksika sınırında duvar inşaatı, yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi ve yasal göçmenlik sürecinin sıkılaştırılması gibi önlemler, yine öncelikli gündemlerinden biri olup yukarıda da ifade ettiğim gibi sıklıkla dile getirdiği politikaların başında bulunuyor.
Diğer bir yandan “hukuk ve düzen” konusuna büyük önem verdiği için toplumda artan suç oranları ile mücadele etmek amacıyla daha sert yasal önlemler alabilir. Polis teşkilatları için daha fazla kaynak ayrılabilir, suç oranlarının yüksek olduğu bölgelerde daha fazla güvenlik önlemi uygulanabilir.
Eğitim alanında ise daha fazla okul seçim hakkı sunarak devlet okullarının dışındaki özel okullara yönelmeyi teşvik etmesi, gündeminde olan politikalardan. Ayrıca eğitimde milliyetçi bir yaklaşımı savunarak kültürel ve ideolojik farklılıkların okullarda tartışılmasını sınırlayabilir.
Sosyal ve kültürel konularda muhafazakâr bir dönüşüm
Trump, kültürel meselelerde genellikle muhafazakâr bir çizgi izlemiştir. Eğitimden medya özgürlüğüne, dini değerlere kadar geniş bir yelpazede daha sağcı bir politika izlemesi bekleniyor.
“Woke” kültüre karşı sert turum:
Toplumsal ve kültürel meselelerde “woke” kültürü eleştiren söylemlerini sürdürebilir. Eğitimde cinsiyet, ırk ve kimlik politikalarına karşı durarak Amerikan toplumunda daha geleneksel değerlere dayalı bir eğitim sistemini teşvik edebilir.
Dini özgürlükler ve aile değerlerini savunarak toplumsal yapıyı muhafazakâr bir şekilde yönlendirmeye devam edecektir. ABD’deki dini topluluklarla olan güçlü bağlarını daha da güçlendirerek dini özgürlükleri ve geleneksel aile yapısını koruma yönünde adımlar atmak, yeni dönemdeki planları arasında bulunuyor.
Çevre ve enerji politikalarında yeni yaklaşımlar
Çevre düzenlemelerini gevşetme ve fosil yakıt kullanımını artırma politikasını daha da pekiştirebilir. Yenilenebilir enerjiye karşı mesafeli yaklaşımı, yeni dönemde de sürecektir.
Enerji bağımsızlığı ve fosil yakıtlar konusunda Amerika’nın enerji bağımsızlığını artırmak için fosil yakıtların kullanımını teşvik etmesi olasıdır. Petrol ve doğal gaz üretimi artarak son hızıyla devam edecektir.
Çevre düzenlemelerindeki kısıtlamaları daha da gevşetip çevreye zarar vermeyen teknolojiler yerine fosil yakıtlara dayalı büyüme stratejilerine öncelik vereceği, yine Amerika kamuoyunda sıklıkla telaffuz edilen projelerinden biri.
Donald Trump’ın iç ve dış politikada daha önceki dönemdeki sert ve agresif politikalara devam etmesi bekleniyor. Ekonomik alanda serbest piyasa odaklı, dış politikada ise ulusal çıkarları ön planda tutan bir yaklaşım benimsemesi muhtemel. Trump, toplumsal ve kültürel alanda ise daha muhafazakar bir çizgi izlemeye devam edecektir. Ancak iç ve dış politikada karşılaşılan yeni dinamikler ve küresel gelişmeler, Trump’ın yeni dönemdeki stratejilerinin ne kadar başarılı olacağı konusunda belirleyici olacaktır.