Apo’ya özgürlük, RTE’ye müebbet başkanlık için kurulan illegal komisyon dün oybirliğiyle “tam kapalılık” kararı aldı.
Türkiye’ye demokrasi ve barış getirdiğini iddia eden AKPKK-MHP koalisyonunu, “barış” sürecini yasaklarla duyurdu. Numan Kurtulmuş bu yasakları açıkladı. Konuşmalar tutanak altına alınacak ama asla yayınlanmayacak. Tutanaklar, komisyon üyeleri dahil 10 yıl boyunca kimseye verilmeyecek. Konuşulan hiçbir konu, dışarıda mevzubahis edilmeyecek.
Aslında Numan Kurtulmuş’un bu açıklamaları Türk Solu olarak ilk yaptığımız tespiti ve uyarıyı teyit ediyor. Bu komisyon illegal bir komisyondur. Yasal bir mevzuata dayanmadığı gibi, AKP ile terör örgütü PKK arasında alınan öncül kararlar ve protokollerin emirleri doğrultusunda komisyon kurulmuştur. Hatta bu komisyonun bir terör faaliyeti olarak değerlendirilmesi olasıdır. Anayasaya, Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM İç Tüzüğüne aykırı bir komisyondur. Yasadışı bir örgüttür.
Komisyona CHP’nin katılması olasılığı üzerine halk büyük tepki göstermişti. Özgür Özel başta “Tayyip ile Menemen bile yapmayız” demişti. Ancak DEM’li Tuncer Bakırhan “masaya gelirseniz İmamoğlu gibileri de çıkabilir” şeklinde açık bir şantaj cümlesi kurdu.
Özgür Özel kısa sürede yine çark etti. Menemenden fazlasına ikna oldu. Özel, komisyona katılma gerekçesi olarak “içeride çok kötü şeyler konuşulabilir” önermesini öne sürdü. Bize içeriden dedikodu taşıyacakmış CHP’li üyeler. Ayrıca CHP’ye güvenmeliymişiz. Çünkü CHP’ye güvenmezsek, içeride çok kötü şeyler olmayabilirmiş. CHP dahil kimsenin de haberi olmazmış.
Öncelikle dedikoduculuk gerekçesini bir tarafa atalım. Gayriciddi ve saçma. Özgür Özel’in çocuksu hallerinden biri deyip geçelim.
İkinci mesele daha önemli. CHP’ye güvenmeliymişiz. Bunu söyleyen kişinin yani Özgür Özel’in 1 Ağustos 2025 tarihli açıklamasını aktarıyorum: “Komisyona katıldık ki, bu komisyon şeffaf ve halka açık olsun, amacımız bu.”
Aradan bir hafta geçti ve Özgür Özel’in gönderdikleri üyeler dahil bütün üyeler oy birliğiyle “tam kapalılık” kararı aldı. Özgür Özel ve CHP’liler sözünün eri kişiler değil. Halkla dalga geçiyorlar. Bizi aptal yerine koyuyorlar. 1 Ağustos söylediği sözü 8 Ağustos’ta unutacağımızı düşünüyorlar. Bu “CHP’ye güvenin” önermesinin geçersizliğinin birinci nedenidir.
Özgür Özel’e ve CHP’ye neden güvenmeyeceğimizin ikinci ve daha önemli bir nedeni ise ideolojiktir. “Şeyh Saide hain diyemem” diyen Özgür Özel’e elbette kimse güvenmiyor. CHP tepe yönetimi Kürt şovenizminin etkisi altındadır. Bu ise onları potansiyel ABD-AKP-PKK işbirlikçisi yapmaktadır.
Özgür Özel’in işi gücü ihanetleri “normalleştirme”ye dönüştü. Sonra da “biz kurucu partiyiz bize güvenin” diyor. Şimdi de ihanet komisyonunu “normalleştiriyor.” Tayyip ile Apo’dan aferini kapar, Tuncer Bakırhan’ın ilan ettiği şantajlardan bir müddet sakınır belki.
Özgür Özel sürekli bağırıyor ve çağırıyor. Ama bir iki gün geçmeden AKP ne isterse yapıyor. İlk başta Tayyip’in hakaret ve tehdit dolu davetine tepki göstermişti. “Komisyona böyle mi çağırılır, nezaketsizlik” demişti. Sonra yine de gitti. Ardından AKP’li yetki komisyonunun kapalı çalışacağını tebliğ etti. Özgür Özel yine coştu. “Hadsizlik etmiş. Abdullah Güler kim oluyor? Onda altın hisse mi varmış?”
Aradan 8 gün geçti, CHP’li üyeler tam olarak Abdullah Güler’in istediğini yaptı. Demek ki “onda altın hisse” varmış. Özgür Özel her istenileni yapıyor. Önce bir feryat, isyan. Sonra tıpış tıpış. Kimse ciddiye almıyor.
“Tam Kapalılık” kararını oybirliği ile alan 51 kişinin hangi partilere üye olduklarını not düşelim: AKP, MHP, DEM, CHP, Yeni Yol, Hüdapar, Yeniden RP, TİP, EMEP, DSP, DP.
Sadece bu üyeler değil temsil ettikleri partilerin hepsinin ortak tarihi sorumluluğudur. Aldıkları karar bir suçtur.
ABD Büyükelçisi, Tayyip, Apo, CIA, MİT, Kandil, Abdi, Abdi’nin Pentagon ve MOSSAD’taki amirleri dahil herkesin tam olarak bilip de, Türk milletinden saklanan ne olabilir?
Bir de bu “gizlilik” kararını Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sözde bağlılık yemini etmiş 51 kişi alıyor.
Mafya örgütlerinde meşhur “omerta” yemini vardır. Bu gizlilik yeminidir. Mafya suçlarına ve sırlarına üyelerini ortak eder. Bu yeminin ihlali halinde ise bedel ölümdür. Mafyaya üyeliğin şartı budur.
Bu haliyle tamamen illegal bir zeminde kurulan komisyonun ilk iş olarak toplantılarını “gizli” yani yeraltı koşullarında yapması beklenen bir durumdur. Ancak içerideki 51 kişinin bu “gizliliğe” uyması için Türkiye Cumhuriyeti kanunları açısından hiçbir bağlayıcılık yoktur. Çünkü bu bir Meclis oturumu değildir. Ayrıca komisyon da bir Meclis komisyonu değildir.
Ve yine hatırlıyoruz. 51 kişinin ettiği tek bir yemin bağlayıcıdır. O da TBMM kürsüsünden ettikleri milletvekili yemini. Bu yemin ise içeridekileri olduğu gibi Türk milletine açıklama ve hesap verme yükümlülüğü oluşturmaktadır. Bu yemini ihlal ettiklerinde yargılanabilirler de.
Özel’in ve komisyona gönderdiği üyelerin iki gram halka saygısı, bir gram da söz şerefleri varsa, yanıt versinler. Dün o komisyonda ne konuşuldu?
Tayyip ve Apo’dan korkmayın. ABD ve MİT’ten korkmayın. Akın Gürleklerden veya PKK’dan korkmayın. Ancak bağlılık yemini ettiğiniz Türk Milletine görevinizi yerine getirmemekten korkun.
Omerta momerta tanımayız. Bizim de Misakı-ı Millimiz var. 51’likler unutmasın. Bizim tarihimizde bir de 150’likler var.
