No Result
View All Result

Neo-“Osmanlı”cı AKP’nin 150 yıl sonra Kıbrıs’ı ABD-İsrail’e satma planı

Ali ÖZSOY by Ali ÖZSOY
24 Ekim 2025
in GÜNLÜK
0
Neo-“Osmanlı”cı AKP’nin 150 yıl sonra Kıbrıs’ı ABD-İsrail’e satma planı

Aktroller sürekli “Osmanlı geri döndü”, “Reis Osmanlı’yı yeniden ayağa kaldırdı”, “100 yıllık reklam arası bitti” sloganları atıyor.

Osmanlı “geri” dönecek ama hangisi? Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin fetihten fetihe koşan süper imparatorluğu mu?

Yoksa 1699’dan 1918’e kadar sadece toprak kaybetmiş, kapitülasyonlarla yarı sömürge haline gelmiş, her yerinde misyoner okulları açılmış, yalnızca Filistin’de değil tüm ülkede toprakların, limanların, madenlerin yabancı Yahudilere, emperyalist sermayeye ve içteki diğer gayrimüslim unsurlara satılmasına direnemeyen, hasta adam haline gelmiş Osmanlı’ya mı?

Osmanlı geri geldi. Ama güçlü olanı değil, “hasta adam” Osmanlı geldi. “Reklam bitti” dedikleri de o. Bu gafil ve hain sürüsünün Fatih’e, Yavuz’a değil, Abdülhamit ve Vahdettin’e hayran olması boşuna mı? Tıpkı ABD Büyükelçisi Tom Barrack gibi Osmanlı hayranılar ama yıkılmakta olan versiyonuna. Sevr Osmanlısı’na.

3. Abdülhamit olma derdindeki AKP liderine taraftarları “Ulu Hakan” diyor.

Abdülhamit 1878 Berlin Konferansı’nda, Kıbrıs’ı Britinya Sömürge İmparatorluğu’na teslim etmişti. Ne karşılığı?

Eskiden Abdülhamitçiler “denge politikası, İngiltere bizi böylelikle Ruslara karşı korudu” derlerdi.

Oysa İngiltere Osmanlı’yı korumadığı gibi, Kıbrıs’a çöktükten sonra daha da çok Türk düşmanlığına başladı. Ve Birinci Dünya Savaşı’na İtilaf Devletleri olarak giren meşhur İngiltere-Rusya-Fransa bloğu böylelikle kuruldu.

Abdülhamit Kıbrıs’ı İngilizlere tek kurşun atmadan teslim etmeden önce, en azından İngiltere bir nebze de olsa “denge” gözetiyordu. Rusların Boğazlara inmesine karşı tavır alıyordu. Kıbrıs ve Mısır İngilizlere peşkeş çekilince, İngilizler için Akdeniz’de Rusya tehlikesi önemsizleşti. Böylelikle Osmanlı’nın nihai fermanı verildi.

Korkulan olmuştu. “Denge” yok olmuştu. Osmanlı’yı yutmak isteyen Rus Ayısı artık dünyanın en büyük askeri gücü Britanya ile müttefikti. Bundan sonra Abdülhamit ne yapsa kâr etmedi. Almanya’ya yakınlaşmaya çalışması, bölünmeyi daha da hızlandırdı.

Abdülhamit’in Kıbrıs’ı bu denli ucuza ve hiçbir fayda olmaksızın peşkeş çekmesi artık “denge” söylemleri ile aklanamıyor. Bu yüzden artık Abdülhamitçi Aktroller “Ulu Hakan ilk başta çok zayıftı, o yüzden Kıbrıs’ı verdi, ama sonra bir karış toprak vermedi” diyor.

Oysa tabii ki bu da yalan. Çünkü Türk Ordusu güçlenince de aynısı oldu. Abdülhamit döneminde yaşanan 1898 Türk-Yunan Savaşı’nda, Türk Ordusu bütün Yunan Ordusu’nu bozguna uğrattı. Türk Ordusu Atina’ya girecekken, büyük devletlerin ihtarıyla Abdülhamit masaya oturdu. Ve masada Girit Adası’nı teslim etti. Savaşın sahne aldığı ve Müslüman tebaanın çoğunluk olduğu Teselya’da bile Yunanistan’a toprak verildi.

Toprak vatan değil mülk olarak görülürse, muktedirlerin pazarlık kozu olur. Abdülhamit vatan haini değildi. Kendince Osmanlı mülkünü kurtarmak için toprak veriyordu. Ancak bu acizlik ve gaflettir. AKP ise gerçekten “filme” reklam arasının tam başladığı yerden başlamak istiyor. Bu yüzden modelleri Vahdettin’dir. Gaflet falan değil açık hainlik yapmaları bundandır.

Osmanlı 1699’dan itibaren hep toprak kaybetti. Türk Ordusu savaş kazansa bile, Babıali Batılı güçlerden korktuğu için masa başında yine vatan topraklarını verdi. Sevr Haritası çizdikleri son haritadır. Artık değil Türk Kıbrıs, Türk Anadolu bile parçalanmış yok edilmiştir.

Gerçek “Yeni Türkiye”, yani Cumhuriyet Türkiyesi ise İnönü Muharebeleri ile birlikte Atatürk’ün ifadesiyle “makus talihi” tersine çevirdi. 13 Eylül 1921 tarihinden itibaren düşmanları ezmeye başladı. Sakarya Zaferi bir milattır. Bundan sonra Türk Ordusu’nun kaybettiği tek bir çatışma, savaş yoktur. Ve asla masa başında toprak da verilmedi. Tersine Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’ten sonra adım adım toprak kazanmaya başladı.

1936’da Montrö ile Boğazlar tamamen Türk egemenliğine geçti. 1938’de Türk Ordusu Hatay’a girdi. 1939’da Hatay Türkiye’ye katıldı. 1974’te Türk Ordusu Kıbrıs’a girdi. 1983’te KKTC kuruldu.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri, yaşlı Osmanlı’nın tersine vatan topraklarını kurtarmaya ve sınırlarını genişletmeye devam etti.

Bu sürecin tersine döndüğü an 2002’dir. BOP eşbaşkanı daha doğrusu ajanı AKP’nin iktidara gelmesi filmi geri sardırmıştır. İşte kendilerince, filmi kaldığı yerden devam ettirmek, 1918’e dönmek için ilk Kıbrıs’a saldırdılar.

Kendilerine “Yeni Türkiye” diyen bu Neo-Osmanlıcı ihanet çetesi, “eski Türkiye”nin son büyük zaferi Kıbrıs’ı ilk hedef tahtasına koydu, çünkü sondan başa doğru gidip yine Sevr Haritasını, Sevr’in “Osmanlı”sını kurmayı amaçlıyorlardı.

2002’e kadar “Eski Türkiye” hep toprak kazanırken, 2002’den beri “Yeni Türkiye” dedikleri Neo-Osmanlıcı ihanet PKK’ya bile teslim olacak hâle geldi. Kıbrıs’a “sırtımızda yük”, Denktaş’a ise “AB yolunda ayağımıza takılan taş” diyorlardı.

Rauf Denktaş’ı sırtından hançerleyip, adayı Annan, ABD, İngiltere ve Rumlara pazarlayan bunlardı. Bunlardan önce CTP iktidar yüzü bile göremezdi. Ama AKP ajanları köy köy dolaşıp, özellikle Karadeniz kökenli KKTC vatandaşları üzerinde baskı kurarak Annan Planı’nı kabul ettirdi, sonra da Mehmet Ali Talat’ı seçtirdi.

Ada kendi haline kaldığında yine Türkiye’ye yakınlaştı. Ama AKP durur mu? Bu sefer yeni bir taktiğe geçtiler. CTP’yi değil, sanki UBP’yi destekliyormuş gibi strateji geliştirdiler. Yanlarına MHP’yi de alıp sanki artık Milli Dava’yı destekliyormuş gibi davrandılar. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki; AKP bir meseleye “sahip çıktıysa”, asıl derdi sahip (!) çıktığı meseleyi satmaktır.

Fiyat kızıştırmak için “eyyyy ABD”, “eyyyy İsrail”, “eyyy Fransa” diye bağıran AKP, bakın nasıl Doğu Akdeniz’deki tüm haklarımızı teslim etti.  Ne Mavi Vatan kaldı ne de Ege’de adalarımız. “Eski Türkiye” Ege’de birkaç bin ada ve adacığı Türk toprağı ilan etmişken, AKP “eyyyy eyyyy” diye bağıra bağıra hepsini Yunanistan’a peşkeş çekti. Kardak için savaşa girmeyi göze alan Türkiye’den, Ege’de her taşın üstünde Yunan füzesiyle kuşatılmış Türkiye’ye….

Ama işin püf noktası Kıbrıs’tır. AKP ve MHP’nin amacı Abdülhamit’ten 150 yıl sonra Kıbrıs’ı yeniden satmaktır. Esas olarak da adayı ABD ve İsrail’e pazarlıyorlar. Trump-Netanyahu’nun toprak gaspı, otel, kumarhane ve genelev kurma amacıyla Gazze’de geliştirdiği projenini inşaat ayağını aldıkları gibi, bu projeye Kuzey Kıbrıs’ı da dahil etmek istiyorlar.

Bu tuzağı KKTC yönetimi gördü. AKP’nin teşviki ile adada İsrail vatandaşlarına toprak satışları başlamıştı. Bu düzenleme iptal edildi. Böylelikle KKTC’de iktidar değişimi artık şart hale geldi.

ABD-İsrail-AKP ittifakının yeni hedefi yeni bir CTP iktidarıydı. Bunun içinde AKP-MHP sert bir şekilde CTP karşıtıymış gibi adada şov yaptı. AKP’den herkes nefret ediyor. Türkiye’de de son yıllarda girdikleri her seçimi kaybediyorlar. Kıbrıs’ta da seçmenlerin AKP’nin işaret ettikleri yönün tersine oy vereceği barizdi. Böylelikle UBP’ye karşı aslında CTP’ye destek vermiş oldular. AKP’lileri adada göre UBP’den kaçtı.

2002’de kadar dimdik  ayakta duran Kıbrıs Türklüğü ve KKTC, 23 yılda paramparça olma aşamasına getirildi. Şimdi de AKP’liler diyor ki “adada Türklük İslamlık kalmamış, biz neye uğraşıyoruz ki”.

Satacaklar! Hazırlık yapıyorlar.

MHP lideri Bahçeli ise satış için provokasyon görevini üstlendi. 1974’ten 2002’ye kadar KKTC en büyük bir zaafiyet göstermedi. O zaman bir gün için bile MHP,“ada Türkiye’ye bağlansın” demedi.

Denktaş’ı AKP sırtından hançerledi. Yine de CTP sadece bir dönem iktidarı alabildi. Sonra yine seçimle adanın taksiminden yana iktidarlar geldi. Bu dönemlerde de MHP “ada Türkiye’ye katılsın” demedi. Kaldı ki 2016’dan beri de AKP ile iktidar ortakları konumundalar.

İlk kez CTP iktidara gelmiş. Adada Türkiye aleyhtarı bir iktidar kurulmuş, Bahçeli birden çoşuyor. Seçimi de tanımayız, KKTC’yi de naraları atıyor.

CTP çok büyük tehlikeymiş. Yeni seçilen kişi çok sıkıntılıymış. Güldürmeyin adamı. Kıbrıs’ı bilmesek inanacağız.

Kıbrıs’ta karakteri ve ilkeleri olan tek yerel siyasetçi ve tek gerçek Önder rahmetli Rauf Denktaş’tı. Onu da sırtından hançelediniz. Erken vefaatı için elinizden geleni yaptınız.

Mehmet Ali Talat’tan, Mustafa Akıncı’ya  kadar hepsinin AKP-MİT ajanı olduğu ileride ortaya çıkacak. Göztepe’den Kadıköy’e kadar gitsen daha çok, daha çeşitli insan var. Kıbrıs’ta AKP kontrölünde olmayan siyasetçi mi varmış? Bir de utanmadan çıkmış “bize yavru demeyin de başka bir şey deyin” diyor CTP’li lafazanlar.

Bahçeli’nin sözde CTP düşmanlığının iki nedeni var. Bir; Türkiye’de de AKP seçimleri kaybedecek. Bunu bildikleri için önceden “gerekirse seçim sonuçlarını tanımayız” mesajı veriyorlar akıllarınca. İki; Türkiye’yi, KKTC’li Türkleri bile tanımayan, ezen, hukukdışı, işgalci bir güç, Kıbrıs Türklerini de hain gibi göstermek istiyorlar. Böylelikle seçim sonuçlarından kriz yaratıp, müdahale ortamı sağlamaya çalışıyorlar.

Türkiye’de Apo’ya “kurucu önder” diyecek kadar işbirlikçi ve bölücü çizgideki birinin, Kıbrıs’ta aşırı Türkçü ve milliyetçi pozlara bürünmesi inandırıcı değildir. Bu bir kışkırtmadadır. Uluslararası bir kriz yaratıp, sonra da tıpkı Abdülhamit gibi Kıbrıs’ı masada teslim etmek istiyorlar.

Bunlar Gazze’nin Sevr’ini, RTE’nin, Neo-Osmanlı’nın büyük zaferi diye kutladılar. “Sıra herhalde Kıbrıs zaferinde” diye aklımdan geçirdim. Bahçeli’nin uğursuz ve kışkırtma dolu çıkışı şüphemi sağlamlaştırdı.

AKP’nin ilk çıkışını ve nihai amacanı asla unutmayın. Bunlar BOP ajanı. Avrupa emperyalizmi veya Rus emperyalizmi ile flörtleri esas değil talidir. AKP, aslen ABD ve İsrail taşeronudur. Attıkları her adım, Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Sudan’ın, Filistin’in bölünmesi sadece ve sadece ABD ve İsrail’e yaradı.

Kıbrıs’ta büyük bir tehlike var. Ama tehlike CTP falan değil. AKP ve efendisi ABD-İsrail!

Previous Post

“Medya gücü” mü/“Güçlerin medyası” mı?

Next Post

Yedinci boyutun getirdikleri – 2

Next Post
Yedinci boyutun getirdikleri – 2

Yedinci boyutun getirdikleri – 2

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.