NTV Washington muhabiri Hüseyin Günay talihsiz bir olay yaşadı. Beyaz Saray önünde yayına hazırlanırken, AA muhabiri Yasin Öztürk onu lafa tutuyor. “İstediklerimizi aldık, değil mi?” gibi bir şey söylüyor. O da tam tersini aldığımızı biraz argo bir tarz da ifade ediyor. Yaklaşık beş dakika konuşuyorlar. Ama bu sırada AP kamerası onları çekiyor. Tüm konuştuklarını yayınlıyor. Bu olay üzerine de NTV, muhabirini işten attı.
Bu konuşmada Hüseyin Günay, AKP’nin ABD’nin kucağına nasıl oturduğunu tek tek açıklıyor. Kapı arkasında ABD’nin pek çok isteğinin yerine getirildiğini ancak yine de yeterli olmayınca AKP’nin eli boş döndüğünü ifade ediyor. Eli boştan kastettiği ise F-16 ve F-35 meselesi.
Bu ifşa Türkiye’de çok konuşuldu. Ama daha çok konuşmanın ikinci yarısı gündemdeydi. Burada Yasin Öztürk durumun çok kötü olduğu sonucuna varıyor. Hüseyin Günay da zaten artık içeride Tayyip sonrasının konuşulduğunu, kalabalık AKP heyetinde üç ekibin birbiri ile mücadele ettiğini, Hakan Fidancılar, Bilalciler ve damatçılar (droncu olan kastediliyor) arasında büyük kavga olduğunu, Hakan Fidan’ın Kaan uçağının motorunun olmadığına ve ABD’nin bu motoru vermediğine ilişkin açıklamasının aslında damatçı ekibe karşı hamle olduğunu söylüyor. Belli ki AKP’nin kalabalık Washington çıkartmasının esas amacı farklı ekipleri görücüye çıkarmakmış. Trump “bunlar çok akıllı hatta fazla akıllı” diyerek neyi kastetti, bu ifşaattan daha iyi anlayabiliyoruz.
Saray rejimlerinde saray entrikaları konuşulur. Bu konuya çok girmiyoruz. Tayyip’ten sonra AKP rejimin ne olacak diye merak etmiyoruz bile. Çünkü AKP bitti. Tayyipli veya Tayyipsiz bir AKP yok Türkiye’nin geleceğinde. Hiçbir kulis bilgisi veya emperyalist fısıltısı da bizim için önemli değil. Ankara’daki “gaflet içindekiler” veya emperyalistler ne hayal ederse etsin, biz bilgimizi meydanlardan, polis barikatlarından alıyoruz. Türk gençliği hangi görüşten olursa olsun AKP’den nefret ediyor. Gençlik gelecektir. Bu gelecekte AKP yok!
Bizim için yani Türk Solu için ifşaatın daha önemli bir boyutu var. 7 Ekim 2023’deki Hamas’ın İsrail’e saldırısından daha beş gün geçmemişti ki; Türk Solu’nda şu yazıyı kaleme almıştım: “AKP-ABD-İsrail, Gazze sığınmacıları için pazarlığa başladı.”
(12 Ekim 2023, Türk Solu, https://www.turksolu.com.tr/akp-abd-israil-gazze-siginmacilari-icin-pazarliga-basladi/)
Bu yazı yazıldığında Aktroller “cihat” naraları atıyordu. Oysa biliyorduk ki, AKP, Siyonistler ve ABD emperyalistleri çoktan masaya oturmuştu. Bu yazıda şunları yazmıştık: “Yaşanacak şudur. Gazze bir ‘kupon arazidir.’ Ancak orada yaşayan 2 milyon Filistinli sorundur. Ama elbirliğiyle tüm taraflar en az 500 bin Gazzeliyi Türkiye’ye yollayabilirler.”
2 yıl boyunca iktidar destekli Filistin mitingleri, Hamas güzellemeleri, cihat şiirleri ile iç politikayı aklı sıra kızıştıran AKP, bugün tam da yukarıda öngördüğümüz gibi, Trump ile Netanyahu’nun yeni Gazze Planı’nı dört elle alkışlıyor. Hamas’a da nasihat veriyor. “Siz de kabul edin” diye.
Bu yazının üzerinden daha bir ay geçmemişti ki; Batı medyasına MOSSAD’ın 7 Ekim 2023’ten önce hazırladığı bir rapor sızdı. Bu raporda İsrail Ordusu’nun Gazze’yi işgal etmesi halinde 2,5 milyon Filistinlinin para karşılığı sürüleceği ülkeler arasında Türkiye’nin de adı geçiyordu. Türk Solu olarak fikri takibe devam ettik. Türk Solu, AKP-ABD-İsrail planını son iki yılda 5 kez yazdı. Plana göre, AKP lideri RTE “ey İsrail diye” bağırıp dururken, Filistinlilerin etnik temizliği için pazarlıklar devam ediyordu.
AKP’nin umduğu şuydu. En az 500 bin Filistinli para karşılığı Türkiye’ye sürülecek. Gazze’nin yeniden inşası adı altında da inşaat rantına AKP ortak edilecekti. Aslında Trump “Gazze’yi Monte Carlo” yapacağım dediğinde biraz uyanmaları gerekiyordu. Trump “kupon arazi” işini en az AKP’liler kadar iyi bilir. Trump burayı bir fuhuş ve kumar merkezine çevirmek istediğini bir video ile duyurmuştu zaten. AKP ise utanmasa bu sapık adamı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterecek.
NTV muhabiri ile AA muhabiri arasında geçen konuşmaya geri dönersek. AA muhabiri neden istediğimizi alamadık diye sorunca, NTV muhabiri Günay, CAATSA’nın kalkması ve F-16, F-35 meselesinin çözülmesi için 3 şart koşulduğunu belirtiyor.
Rusya’dan doğalgaz alımı tamamen kesilecek. Çin ile ticaret kesilecek. Bir de Filistin’den gelenler kabul edilecek.
“Hepsi mi?” diye soruyor AA muhabiri. “Bir kısmı” diyor NTV muhabiri. Üstüne ekliyor. Bir de para istiyorlar Filistin için.
AA muhabiri üzgün “ama biz bunları yapamayız”, öbürü de “bu yüzden Tayyip sonrası tartışılıyor” diyor.
Biz bunları yapamayız ne demek? Trump ne isterse yapar bunlar. Ama bir de isteseler de yapamayacakları var. Rusya’dan doğalgaz alımını tamamen bırakmak, Çin ile dış ticareti kesmek gibi. Bu zaten enkaz halinde olan Türkiye ekonomisinin kaldırabileceği adımlar değil.
Türkiye şu anda adeta Rusya ve Çin’in ticari sömürgesi. Bu iki ülkeye olan dış ticaret açığımızın her yıl 60 milyar doların üstünde çıkıyor. Türkiye bu ülkeler ile dengesiz ticaretini düzeltmeli ama AKP gibi “Türkiye’yi pazarlayan” bir partinin yapabileceği işler değil bunlar. AA muhabirinin “e biz bunları veremeyiz” dedikleri bu talepler. Yoksa Filistin konusunda bir hassasiyetleri yok.
Nitekim AKP lideri Trump-Netanyahu planına koşulsuz desteğini açıkladı. Trump’un “barış” daha doğrusu Gazze’de kalıcı işgal ve temizlik planını AKP’liler dört elle alkışlıyorlar. Hamas’ı utanmadan “Kuvva Milliye” ilan edenler, şimdi de Gazze’de mandaterlik kurulacak diye bayram ediyorlar.
Bu plana göre güya Gazzeliler sürgün edilmeyecek ama Hamaslılar edilecek. Belli ki “Türkiye’ye getirilecek” Gazzelilerin “bir kısmı” bunlar. Peki, ama kim Hamaslı kim değil nasıl belirleyecekler? Ayrıca Gazze uluslararası bir yönetime teslim edilecek. Ufacık toprak parçası daha da parçalanacak. Çeşitli alanlara bölünecek. Hepsine başka ülkelerin silahlı güçleri yerleşecek. İsrail işgali ise “tampon bölge” adı altında kalıcı olacak.
Şimdi 12 Kasım 2023 tarihinde yazdığımız Blinken-Fidan-Netanyahu pazarlığına geri dönelim. Bu “masa”da da mutlak kaybeden hem Türkiye hem Filistin.
AKP Gazze’deki inşaat rantlarından vazgeçebilir. Onu Trump kaptırmayacak. Türkiye’ye ne kadar “Hamas yöneticisi ve aileleri” getirilecek, karşılığında ne kadar para verilecek? Onu bilemiyoruz. Ama bence bu işi de bedava yaparlar. Karşı çıkana da “Siyonist laikçiler, Gazzeli din kardeşlerimizin düşmanları” diye saldırırlar.
Türkiye’yi 23 yıldır “pazarlayan” Gazze’yi pazarlamaz mı? Bunlar Kıbrıs’ı bile pazarlar. İsrail rahat etsin. Hem “Hamaslı aileler” oraya da gelsin. Kuzey Kıbrıs’ta AKP’nin izniyle toprak satın alan İsraillilere kiracı olurlar. Ama belli ki “bu fazla akıllı” AKP’li tüccarlardan daha akıllı Trump. AKP’den olmayacak şeyleri de istiyor. İyice teslim almak niyeti. AKP’nin zorlandığı nokta bu. Doğalgazsız bir kış geçirelim bakalım AKP iktidarı ne yapacak?
“Reis satranç oynuyor” diye palavra sıkanlar; kendi aralarında konuşurken oynanan oyunun “batak” olduğunu, AKP’nin Türkiye’yi nasıl batırdığını gayet açık itiraf ediyorlar.

