Hamas’ın İsrail’e saldırısından sonra İsrail Gazze’ye yönelik topyekûn bir işgal için hazırlıklara başladı. Artık Ortadoğu’nun nur topu gibi yeni bir savaşı var.
AKP lideri daha milletvekili olmadan önce ABD Başkanı Bush’un huzuruna çıkarılmıştı. Daha sonra kendini BOP eş başkanı ilan etti. Sonra “dünya beşten büyük”tür söylemi gelse de, Osmanlı coğrafyasında yaşanan tüm iç savaş ve savaşlarda, 21 yıldır AKP fiilen emperyalizmin taşeronluğunu üstlendi.
AKP, bu coğrafya bizden sorulur, kupon araziler değerlendirilir havalarında. Ancak her işgal, iç savaş ve savaş sonrası Türkiye kaybetti. Şunu da teslim edelim ki; kendini “Türkiye’yi pazarlama ile mükellef” ilan eden adam kaybetmedi. Bütün fırsatları kendi ikbali için kullandı. Türkiye’nin ve bölge halklarının kaybettiği her cephede, AKP kazandı.
Irak parçalandı, bir kukla “Kürdistan” orada kuruldu. Ancak AKP bunu fırsata ve paraya çevirmeyi başardı.
Suriye parçalandı, bir kukla “Kürdistan” da orada kuruldu. En az 5 milyon sığınmacı Türkiye’ye akın etti. Tarihimizin en büyük demografik ve sosyolojik krizlerinden birini yaşıyoruz. Ancak bu da AKP için siyasi ve finansal bir fırsata dönüştü. Sığınmacılar, AB’nin siyasi ve mali desteğini garantilemenin en kestirme yolu oldu. Ayrıca AKP, yerinden yurdundan edilen milyonları, kendi ithal seçmen deposuna dönüştürmeyi başardı.
ABD Afganistan’dan çekildi. Yüz binler kaçışmaya başladı. Bu da fırsat! Biden ile masa altı diplomasi yapıldı, illegal anlaşmalarla yüz binler Türkiye’ye sokuldu.
Rusya Ukrayna’ya saldırdı. Bu da fırsat! Hem Putin’e Akkuyu’yu peşkeş çek, hem Ukrayna’ya silah sat, hem de İsveç-Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği pazarlıklarıyla kendine alan aç.
Şu kesindir ki; İsrail ile Hamas arasındaki yeni savaş, AKP için yeni bir can suyu olacaktır. Liderleri şu aralar çok heyecanlı! Beklenmedik düzeyde itidalli konuşuyor. Arabulucu olacakmış. Yabancı medyada da sürekli bu vurgulanıyor. Katar, Mısır ve Türkiye arabuluculukta kritik ülkelermiş.
Maden kazası kurbanlarının yakınlarına “Yahudi dölü” diyerek tokat atan kişinin, Filistin ile İsrail arasında arabuluculuk yapacak olması dünyanın en kısa ve komik fıkrası olabilir.
Ne Filistin ne İsrail buna güvenir. Hele Müslüman Kardeşlerin -yani Hamas’ın- Mısır’da “Rabia davasının” nasıl satıldığını bilmemesi mümkün değil. İsrail zaten elindeki malzemeyi hepimizden iyi tanıyor.
Yine de kesinlikle Hamas da, İsrail de, ABD de AKP ile aynı masaya oturacaktır. Çünkü Trump’un zamanında söylediği gibi “Mr. Erdogan iyi pazarlık yapmasını” bilir. Herkes bunun farkında.
Yaşanacak şudur. Gazze bir “kupon arazidir.” Ancak orada yaşayan 2 milyon Filistinli sorundur. Ama elbirliğiyle tüm taraflar en az 500 bin Gazzeliyi Türkiye’ye yollayabilirler.
Kan pazarlığı yapma “noktasında kimse AKP’ye ders” veremez. Önce insani kriz yaratılacak, sonra dünyada “açık kapı” politikası uygulayan tek ülkeye, Türkiye’ye yüz binlerce yeni sığınmacı yerleştirilecektir.
Suriyeliler için AB’ye, Afganlar için ABD’ye kiralanan, emperyalistlerin paralı “mülteci kampına” dönen Türkiye’yi, İsrail neden değerlendirmesin? Hem ne demişti “dünya lideri” zamanında? Sermayenin Müslüman’ı, Hıristiyan’ı, Yahudi’si olmaz!
Böylelikle:
1. Saddam’ın devrilmesinden sonra Hamas – El Fetih ayrışmasını kışkırtarak, Filistin’i ikiye parçalayan emperyalist güçler; Gazze’yi tamamen ortadan kaldırabilir. Batı Şeria’yı da Ürdün’e bağlarlar olur biter.
2. Gazze “sorunu” çözüldükten sonra İsrail-Suudi bloku sorunsuz bir şekilde kurulabilir.
3. Mısır’ın katiyen istemediği 2 milyon Gazzeli yıllarca teknelerle Akdeniz limanlarında sürüklenir. Türkiye’ye ulaşabilmek tek hayallerine dönüşür. 1949’dan beri her türlü etnik temizlik ve işgale rağmen kendi topraklarını terk etmemek için direnen Filistinliler, ilk kez vatanlarından nihai olarak sürülmüş olur.
4. Saddam’ı yıkmak, Irak’ı ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nü parçalamak için ABD ve İsrail ile blok kuran İran, kendi düştüğü kuyuda çırpınmaya devam eder. İran bir bakmış, ABD ve İsrail bu sefer Suudlarla birlikte, aynı oyunu kendisine karşı oynuyor.
5. AKP lideri de, eline yeni bir mali ve siyasi sermaye geçirmiş olur. Düzensiz göç karşıtlarını artık “Siyonist” olmakla suçlayabilir. Netanyahu ile gizli anlaşmalar yaparken, karşısına çıkan her Türk’e “Yahudi dölü” diye tokat atmaya devam edebilir. Ayrıca her mitingde Filistin için çığlıklar atılır, hüngür hüngür ağlanır. ABD-AB-İsrail’den “Gazzeli sığınmacılara” bakılması için yeni fonlar kapılır.
Tam bir kazan kazan (!) denklemi! Herkes kazanır! Türkiye ve Türk ulusu hariç!
ABD’li dostlarına “AKP’yi deliğe süpürmeyin, hâlâ kullanışlı” derken Zapsu ne kadar haklıymış!