Bilal Şimşir’i 90 yaşında kaybettik. Ülkemizin yetiştirdiği en önemli tarihçilerden biriydi. Çok büyük bir kayıp…
Türkiye’de tarihçiler ikiye ayrılır. Büyük çoğunluğunu oluşturan ilk kesim, mevcut tarihsel belgeler üzerinden yorum yapan tarihçilerdir. Çok az sayıdaki ikinci kesim ise diğer tarihçilerin faydalanabileceği yeni belgelere ulaşır. “Araştırmacı tarihçi” olarak nitelendirebileceğimiz bu ikinci kesim maalesef çok az sayıdadır. Gerek Osmanlı arşivlerinde olsun, gerekse yurt dışındaki arşivler olsun, on binlerce belgeyi tarar, ilgili olanları bulur ve Türkçeye çevirerek Türk okurunun ve diğer tarihçilerin hizmetine sunarlar. Bu elbette çok büyük bir emek, sabır ve adanmışlık gerektiren bir araştırma sürecidir.
Bilal Şimşir, hayatını yabancı ülkelerin arşivlerinde geçirmiş çok değerli bir araştırmacıydı. Cumhuriyet tarihiyle ilgili bir kitap mı yazacaksınız, bir araştırma mı yapacaksınız, bir makale mi kaleme alacaksınız, başvuracağınız kaynaklardan biri mutlaka Bilal Şimşir’in kitaplarından olurdu. Hem çalışkanlığı ve üretkenliği hem de onu harekete geçiren Atatürk ve Cumhuriyet aşkıyla çok özgün eserler kaleme almıştır Bilal Şimşir.
Dışişleri’nde çalışan bir diplomattı Bilal Şimşir… Klasik anlamda ya da akademik manada bir tarihçi değildi. Diplomatlarımız da aslında ikiye ayrılır. Bir kısmı, büyük çoğunluğu, gittiği ülkede sadece görevini yerine getirir. Bunda yanlış bir şey yok. Sonuçta ülkemizi ve milletimizin çıkarlarını temsil ederler. Ancak az sayıda bir diplomat kesimimiz de vardır ki, görevleri süresince, çoğu zaman mesai saatlerinin de dışında, gittikleri ülkelerin arşivlerine girer, Türkiye’yle ilgili belgelere ulaşmaya çalışırlar. Binlerce, on binlerce, hatta milyonlarca belge arasında Türk tarihini ilgilendirenleri bulur, onları çevirir ve tarihçilerin çalışmalarında faydalanabileceği hale getirirler.
Bilal Şimşir önemli bir diplomattı. Çin’den Avustralya’ya pek çok önemli ülkede büyükelçilik yaptı. Ancak aynı zamanda belki sıradan bir kâtip olarak görev yaptığı Paris, Londra, Lahey, Şam gibi şehirlerde arşivlere girdi. Bıkmadan usanmadan, Türkiye’yi ilgilendiren belgelere, samanlıkta iğne ararmışçasına bir çabayla ulaştı.
Lozan görüşmeleri sırasında İngilizlerin iç yazışmalarını öğrenmek mi istersiniz, Bilal Şimşir’in eserlerinde bulabilirsiniz… Kurtuluş Savaşı döneminde İngilizlerin değerlendirmelerine ulaşmak mı istiyorsunuz, başvuracağınız kaynaklar yine Bilal Şimşir’inkilerdir. Türkiye’deki Kürtçü isyanların dış basındaki yankılarını mı merak ediyorsunuz… Ya da İngiliz istihbaratının görüşlerini mi öğrenmek istiyorsunuz… İhtiyacınız olan kaynaklar yine Bilal Şimşir’in kitaplarıdır.
“Malta Sürgünleri” kitabında İstanbul’un işgali sonrası İngilizler tarafından Malta’ya sürgüne gönderilen Türk aydın ve siyasetçilerinin öyküsünü okursunuz. Ama tamamen İngiliz belgeleriyle…
“Dış Basında Laik Cumhuriyetin Doğuşu” kitabıyla Cumhuriyet’in kuruluşunun ve devrimlerin yabancı basındaki yankılarına tanık olursunuz.
“Fransız Belgelerine Göre Mithat Paşa’nın Sonu” kitabında bu sefer Fransız belgeleri kılavuzluk eder size…
“Lozan Günlüğü” ve “Lozan Telgrafları” isimli kitapları Lozan Antlaşması öncesi yürütülen görüşmeler sırasında hem Türk tarafının hem de karşı tarafın, özellikle İngilizlerin iç yazışmalarını ortaya koyar.
“Doğunun Kahramanı Atatürk”te Çin’den Arap ülkelerine, Hindistan’dan Hindiçin’e, Doğu’nun mazlum uluslarının gözünde Atatürk’ün nasıl bir kahraman olduğunu öğrenirsiniz. Tabii yine Bilal Şimşir’in ortaya çıkardığı özgün belgeler ve basın taramasıyla.
2 ciltlik dev eseri “Ege Sorunu”nda, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege sorununda iki tarafın diplomatik duruşunun belgelerinin yanı sıra ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin de tezlerini yine özgün belgelerle öğrenirsiniz.
Yine iki ciltlik “İngiliz Belgelerinde Atatürk”te, Bilal Şimşir’in İngiliz arşivlerinde yıllar süren titiz araştırması olmasa asla öğrenemeyeceğiniz bilgi ve belgelere ulaşırsınız. Benzer şekilde “İngiliz Belgeleri ile Sakarya’dan İzmir’e” kitabında Kurtuluş Savaşı’nın İngiliz başkentindeki ve İngiliz istihbaratındaki yankılarını, Lozan’a giden yolda İngilizlerin tutumunu öğrenirsiniz.
Bir başka iki ciltlik eseri “Kürtçülük”te, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Kürt isyanları ve bu isyanlarının dış basındaki yankıları ve emperyalist merkezlerle bağlantılarını okursunuz.
50’yi aşkın kitap… Yüzlerce makale… Tümünü burada özetlemek mümkün değil…
***
Bilal Bey’le iki kez yakından çalışma fırsatı buldum. İlki 2006 yılında “Atatürk ve Cumhuriyet” isimli kitabı içindi. İleri Yayınları’ndan çıkarma onurunu yaşadığımız bu kitabı hazırlarken, titiz bir tarihçiyle mesai harcama ayrıcalığını yaşamıştım. 100. yılını bugünlerde kutladığımız Cumhuriyet’in kuruluş macerasını adım adım anlatan çok kıymetli bir eserdir.
İkincisinde ise, şahsen olmasa bile araştırmalarıyla yanımdaydı Bilal Şimşir… “Lozan Yalanları ve Gerçekler” kitabımla “Dersim Yalanları ve Gerçekler” için yaptığım araştırmalarda Bilal Şimşir’in kitapları hep yol gösterici oldu. Kitaplarımı yazarken birincil kaynakları bana ulaştıran hep Bilal Şimşir’in eserleriydi. Yazdığım her satırda onun onlarca yıl süren araştırmalarının katkısı yadsınamaz. İki kitabı da imzalayıp kendisine hediye ettiğimde, sanki kaynakları onun kitapları oluşturmuyormuş gibi, büyük bir tevazu ama aynı zamanda engin bir tarihçi heyecanıyla kitaplarımın çok kıymetli olduğunu söyleyerek beni mutlu edip onurlandırmıştı.
***
Bazı bilim insanlarının ve tarihçilerin yeri gerçekten doldurulamıyor. Doldurulamayacak… Bilal Şimşir de bu isimlerden biri. “Yazdığım kitapları üst üste koyun, boyumdan uzundur” diye espri yapardı Bilal Bey… Bir yazar, bir tarihçi, bir araştırmacı için ne büyük bir gurur… Bize düşen de onun açtığı yolda Atatürk ve Cumhuriyet için araştırmalara ve çalışmalara devam etmek… Anısını anca böyle yaşatabiliriz.