MHP-DEM görüşmesiyle İkinci Çözüm Süreci resmen başladı. Apo’ya ev hapsi ile dağdakiler ve tutuklular dahil PKK’lılara af tartışılıyor. 2010’ların başında yaşanan İlk Çözüm Süreci buzluktan indirildi, yeniden ısıtılıyor. Ancak bu sefer MHP’nin desteğiyle…
Anlaşılan AKP, 2015’te MHP’yle asıl bu yüzden ittifak kurmuş. Türk milletinin tepkisini dindirmek ve dizginlemek için MHP’ye ihtiyaç duyuyormuş.
İlk Çözüm Süreci, Türk milletinde büyük tepkiye neden olmuştu. Hemen her ilde açılım karşıtı yürüyüşler düzenlenmiş, hatta Gezi eylemlerine kadar varan bir muhalif hava oluşmuştu. Nitekim 2011’de oy oranını %50’ye ulaştıran AKP, Haziran 2015’te büyük bir tokat yemiş ve %41’e kadar gerilemişti. Bu gerilemenin en büyük nedeni İlk Çözüm Süreci’ydi.
İkinci Çözüm Süreci yeni başladı ancak hak ettiği tepkiyi elbette görüyor. Türk milleti son derece kızgın ve tepkili. Peki muhalefet ne yapıyor?
İyi Parti’yi şimdilik bir kenara bırakalım. Kolu kanadı kırılmış, bölünmüş, parçalanmış İyi Parti, yaşananları yeniden ayaklanmak için değerlendirebilir. Ancak yeteri kadar ses çıkarttıklarını söylemek zor. Tarih elbette bunu da yazacaktır.
CHP’ye baktığımızda ise hâli içler acısı. Bırakıneleştirmeyi, “masada biz niye yokuz” açıklamaları yapıyor. Özgür Özel, DEM ile yaptığı görüşmede “süreci baltalamayacağız” dedi. Tek eleştirisi masada CHP’ye yer verilmemesi.
Aslında CHP “üzerine kuma getirilmiş gelin” gibi davranıyor. “DEM ile ittifak yapar, AKP’yi deviririz” hesapları çökmüş durumda. AKP’nin küçük bir sinyaliyle ittifak yapmak için koşturan DEM’liler, yıllardır “CHP, HDP (DEM) ile ittifak yapmalı” diyen Kürtçü tayfayı bir anda boşa çıkardı. Kim bilir, CHP’ye ittifak için göz kırpan DEM’in asıl amacı AKP’ye aba altından sopa gösterip şu mesajı vermekti: “Bizimle ittifak yapmaz, yeni bir çözüm süreci başlatmazsanız CHP ile ittifak yapıp sizi indiririz.”
AKP ile DEM, her ne amaç ve saiklerle ittifak yapıyor, bu yazımızın konusu değil. Meselemiz CHP ne yapacak ve ne yapmalı…
Peki CHP ne yapıyor?
“Ekonomik muhalefet” yürütmeyi tercih ediyor. Bu aslında kavgadan kaçmaktan başka bir şey değil. İmamoğlu kreş ve kent lokantası açmakla meşgul. Diyor ki, “Kent lokantalarına yenileceksiniz.” Özgür Özel deseniz, ya Ardahan’ın Doğu Ekspresi’nde yer almamasından şikayetçi ya da Kars’ta kaşar kesmekle meşgul! Komik bile değil…
Anlaşılan, CHP’nin AKP’ye muhalefet yürütmeyeceği tek konu Çözüm Süreci… Bunun da tabii ki asıl nedeni sürece karşı çıkmamaları… Dertleri de süreci yürüten partinin CHP olmaması…
“Masada niye yokuz?” gibi sızlanmalar yerine, CHP Altı Ok’taki milliyetçiliği hatırlamalı ve İkinci Çözüm Sürecine karşı açıktan muhalefet yürütmelidir. CHP, halkla buluşmak istiyorsa, iktidara yürümek gibi bir derdi varsa, öncelikle içindeki Kürtçülükle hesaplaşıp Atatürkçü köklerine dönmelidir. İkinci Çözüm Sürecini engelleyebilecek bir güç varsa o da CHP’dir. Bu CHP önünde büyük bir fırsat… İkinci Çözüm Süreci, hem AKP’nin Kürtçülüğünü Türk milletine hatırlatacak hem de MHP’nin aslında milliyetçi bir parti değil, AKP-PKK ittifakının koltuk değneği olduğunu gösterecek.
CHP’nin mevcut yapısına bakınca açıkçası bu tür bir milliyetçi yönelime girmesi mümkün gözükmüyor.
Kim bilir, belki de bu şekilde daha hayırlı olur. İkinci Çözüm Süreci’yle birlikte oluşan tepki dalgası, CHP’ye yönelmek yerine Atatürkçülüğü, solculuğu ve milliyetçiliği bir arada savunabilen yeni bir alternatifin oluşmasını hızlandırır.
Aslında Türkiye’nin ihtiyacı da bu değil mi…