Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında herkes isyan ediyor, bu da olur mu, diyor.
Oysa 22 yıldır bu ülkede bunlar oluyor.
Her seferinde kumpasa uğrayan farklı bir kesim olsa da her kumpasın benzer özellikleri oluyor.
…
Her kumpasta en çok tepki çeken ise gizli tanıklar.
Gizli tanık önemli çünkü biz bu gizli tanıkları ilk defa Ergenekon’da görmüştük ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un karşısında gizli tanık olarak Şemdin Sakık vardı.
Evet hatırladınız: Parmaksız Zeki kod isimli, Apo’dan sonra gelen en kıdemli PKK’lı teröristlerden olur kendisi ve aynı zamanda Bingöl’de 33 erimizin kurşuna dizilmesi emrini veren kişi.
Neden bu kadar geçmişe döndük derseniz hemen söyleyeyim, bir işin içinde kumpas varsa orada mutlaka bir PKK’lı gizli tanık vardır.
…
O zaman İmamoğlu davasını bir de bu gözle en baştan incelemeye başlayalım.
31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde herkes “Kürt oyları”nın peşindeydi ve DEM Parti kendisini iyi pazarlıyordu.
DEM Parti o dönemde AKP ile de masaya oturmuştu ve bunu gizlemediler de.
Ama sonra ne olduysa oldu, CHP ile el sıkıştılar ve Kent Uzlaşısı ilan ettiler.
O dönem pek çok saf Atatürkçü de sevinmişti, Kürt oyları da gelecekti ve belediyeler alınacaktı.
Biz Türk Solu‘nda defalarca uyardık CHP’yi: Sakın bunu yapmayın, yapsanız ve belediyeleri kazansanız bile AKP buralara el koyar, kayyum atar ve CHP’ye de terör davası açar diye.
Dinletemedik.
Ne zaman Türkleri ve Atatürkçüleri dinlediler ki zaten!
Sonuç ne:
Kent Uzlaşısı nedeniyle şimdi İmamoğlu hapiste!
CHP’li Şişli Belediyesi’ne terör nedeniyle kayyum atandı!
İstanbul Büyükşehir’e de her an atanabilir!
O halde çok daha kritik bir soru sorayım size:
Burada CHP’nin siyasal bir yanlışı mı var sadece yoksa acaba oyun içinde oyun mu var?
Hadi daha açık sorayım:
DEM Parti, CHP’ye kumpas kurmuş olamaz mı?
…
İmamoğlu dosyasının tümünü okumamış olabilirsiniz ama kritik bazı noktalar var ki bunları bilmeniz gerek.
Azad Barış isimli bir şahıs var, bu şahıs CHP ile DEM Parti arısındaki Kent Uzlaşısı görüşmelerini yürütmüş. Aslına bakarsanız o dönemde bu kişi DEM Parti milletvekili adayı bile olmuş. Yani yasallığı ile ilgili bir sıkıntı yokmuş gibi durabilir. Ama bu şahısla ilgili devlet daha 2018 yılında PKK soruşturması başlatmış. Yani daha Kent Uzlaşısı görüşmeleri yapılırken adam PKK soruşturmasında.
Ne hikmetse bu şahıs operasyonu sanki haber almış gibi Mart ayı başında yurt dışına kaçmış!
Bir başka isim ise Ebru Özdemir. Bu kişi de Azad Barış’ın iş ortağı. Şişli Belediye Başkan Yardımcısı. O da bu dosyada şüphelilerden ve tutuklananlardan. Belediyelerden Ebru Özdemir’e, Özdemir’den Azad Barış’a, oradan da PKK’ya uzanan bir para trafiği var.
Ebru Özdemir için ise önce firari haberleri çıktı, sonra gözaltında denildi ama adı ne tutuklananlarda ne de serbest bırakılanlarda geçiyor.
Merak ediyorum nerede Ebru hanım?
…
Tüm bunlarla ilgili Ekrem İmamoğlu’nun elbette bir bilgisi yoktur ama sonuçta CHP’li bir belediyeye başkan yardımcısı olan kişi, PKK’lı birisi ile para trafiği kuruyorsa, bunun MASAK tarafından inceleneceğini bilmez mi?
Benim bu dosyada gördüğüm şey şu: DEM Parti, CHP’ye karşı koz olarak kullanılacak kanıtları bizzat yaratmış ve bunları adeta AKP’ye teslim etmiş.
…
Şunu doğal olarak sorabilirsiniz, iyi de bunu neden yapsınlar?
Nedeni çok açık değil mi?
İmamoğlu tutuklanırken aynı anda DEM Parti, Yenikapı’da Nevruz mitingi yapıyordu!
Yani İmamoğlu’nu tutuklatanlar bir de kutlamadaydılar.
Meclis açılışında Devlet Bahçeli, DEM Partililerin elini sıktığında yeni bir dönem başlıyor, demişti. O dönem Apo’nun siyasete sokulduğu, yeni bir çözüm süreci oldu.
Ee bu sürece karşı çıkabilecek doğal Türk milli tepkisini nasıl durduracaktınız?
Bingo!
CHP’ye yönelik bir operasyon ile hem CHP’yi pasifize ederdiniz hem de çözüm sürecini unuttururdunuz.
Elbette fazlası da var: Çözüm sürecine karşı meydana dökülecek halkı bir şekilde erken meydana davet eder ve üstelik onları bir de sol gruplarla bir araya getirip marjinalize ederdiniz.
Bu arada bir de Gezi dosyası açıp tüm ulusalcı güçleri hedefe oturtabilirdiniz.
Ha üstüne teslim aldığınız CHP’yi bu kıskaçtan kurtulmak için Çözüm Süreci’ne razı ederdiniz.
…
Daha pek çok şey sayabilirsiniz.
Bunların hepsinin son derece planlı olduğunu bilin.
AKP’nin turp siyaseti bu.
Herkes bir sonraki daha büyük turpun ne olduğunu düşünürken ben tüm bu kumpaslarda AKP’nin taşeronluğunu yapan DEM Parti’ye dikkat edin derim.
Bu operasyonlar Atatürk’ün partisi CHP’ye karşı Kürtçü DEM ile Şeriatçı AKP’nin ortak kumpasıdır.
Hem siyasetçilere hem de halka önerim şu:
Bir DEM Partiliyi değil kürsüye davet etmek, meydana bile sokmayın, yanınıza yanaştırmayın, yarın onunla birlikte baz istasyonu kaydınız çıkar ve sizi PKK’dan içeri alıverirler.
Onları alandan uzak tutmak için çok basit bir şey yapın.
Türk bayrağı alın elinize, Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye slogan atın.
Baktınız gitmiyorlar, Mansur Başkan diye bağırın.
Emin olun kaçacaklardır.