Binlerce avanAK
Yirmi iki fırıldAK
Üç-dört kaypAK
Ve bir yuvarlAK
Mevzunun özeti sanırım böyle bir şey.
•••
Günlerdir her taraftan cerahat akıyor ama gerçek anlamda bu gidişata bir müdahale edildiği yok.
Oysa yapılması gereken şey çok açıktır: Türkiye’deki tüm futbol müsabakalarını süresiz askıya almak!
Zaten yıllar yılı onca yatırıma ve ilgiye rağmen uluslararası platformlarda müspet bir sonuç alınabildiği de yok. O halde neyin mücadelesi bu?
En güvenilir olması gereken hakemlerin bile bahislere para yatırdığı, gırtlağına kadar necasete bulandığı bu çamurda ne umuyoruz ki?
Yeteri kadar mide bulandırıcı…
Passolig icat olundu mertlik bozuldu.
Sorarım; Dünyadaki bunca adaletsizliğe ve yaşanan rezaletlere karşı topluca bir tavır alamadıktan sonra bu tribünler daha neyi destekliyor ki?
Ulusal ya da uluslararası hiçbir konuda tavır alamayan bu tribünler ve onların saçma sapan oyunları olmaz olsun!
•••
Bir yerde devlet otoritesinin sarsıldığını ve aslında ortada bir devletin olmadığını şuralardan bile görebilirsiniz.
Bir ülke düşün ki;
Evladın serseriler tarafından bıçaklanıyor, cenazesine zulmediliyor ve bunlar da yetmezmiş gibi davacı olduğun için tehdit bile ediliyorsun.
Neyse ki, binlerce kilometre öteden eski bir kabadayı duruma el atıyor da serseriler öylece tırsıp geri çekiliyorlar.
Çoluk çocuk kış tatili diye bir otele gidiyorsunuz fakat ihmaller zinciri sonucunda yanarak can veriyorsunuz. Aylarca süren mahkemeler ve kamuoyu baskısı neticesinde cezalar yağıyor ama bakanlığı ve il özel idaresini bu sağanaktan koruyan dev bir şemsiye var.
Birçok yerde hakimler ve savcılar siyasi ikbal ve para uğruna hukuku ayaklar altına alıyor…
Ve daha da niceleri…
Herkes herkesi bir şekilde satışa getiriyor. Böyle bir ortamda hakemler de maçları satıyor!
Elbette şaşırmıyoruz, sadece müthiş bir tiksintiyle olan biteni takip ediyoruz.
Ancak bütün bunlar gösteriyor ki ortada devlet yok, halkını umursamayan bir rejim var!
Fakat bu kumar illetinin sonu da yok. “Hayatın her dakikası üzerinde oyun oynayarak” bir de bakmışsın düşman kapıya dayandığı günde bile “Hangisi önce içeri girecek?” diye millet bahse tutuşmuş.
“Bu kadarı da olmaz” diye düşünmeyin. Bugün bu pespayeliğe dur(!) denilmez ise ahlaki çürümenin neticesinde varılacak nihai durak böyle bir yer olacak.
Ancak burada tüm kulüplerin, bilhassa üç büyüklerin taraftar gruplarına tarihi görev düşüyor. En azından ait oldukları kentin hafızasını kurcalasınlar ve 1500 yıl önce Hipodrom’da (bugünkü Sultanahmet Meydanı) patlayan öfke selinin imparator ve imparatoriçe üzerinde yarattığı etkiyi hatırlasınlar.
O devirlerde hipodrom günümüzde ise stadyumlar öyle sadece sportif faaliyetlerin yapıldığı yerler değil, iktidarların sarsıldığı ve hizaya getirildiği yerlerdir.
