Geçtiğimiz ay CHP Genel Başkanı Özgür Özel Barzani’nin televizyonu Rudaw’a çıktı. Uzun bir mülakat yaptı. Rudaw bu röportajı tam metin olarak yayınladı. Manşete çıkardıkları ise Özel’in şu ifadesi oldu: “Kürtlerin taleplerini bağıra bağıra söylemek benim vazifem.”
Özgür Özel’in herhangi bir şeyi bağıra çağıra söylememesi zor olur zaten. Yine bağıra çağıra sıklıkla kullandığı bir kalıp daha var Özel’in: “Cumhuriyet’in kurucu partisi biziz.”
Bu joker cümleyi her bağlamda kullanıyor Özel. Rudaw söyleşisinde de ağzından düşürmüyordu. Rudaw muhabiri maşallah muhabirden çok Barzani sorgucusu gibiydi. Kuruculuk meselesiyle ilgili şu soruyu yöneltti: “Söyleminizin tamamını CHP’nin kurucu parti olduğu zemini üzerinde kuruyorsunuz. İkinci yüzyıla geçerken CHP’nin üzerinde kurucu parti olma rolünü AK Parti’ye kaptırmak gibi bir gerginlik var mı?”
Barzani TV, Özgür Özel’den dürüst. Sadede gel diyor. “Kuruculuk” aşağıya “kuruculuk” yukarı demeyle bu işler olmaz diyor. Mealen, Türkiye Cumhuriyeti yıkılıyor, yepyeni bir şey kuruyoruz. Başta ABD ve İsrail racon kesiyor. Tayyip ile Apo zaten anlaşıyor. AKP, BOP için “kuruculuk” daha doğrusu yıkıcılık yapıyor. CHP ne âlemde?
Özel yine daldan dala atlıyor. “100 yıllık sorunlara da çözümü” CHP bulurmuş. Yok “Türk gencinin bir sorunu varsa Kürt gencinin iki tane” varmış. “Türk kadınının bir ise yine Kürt kadının” iki tane derdi varmış. Yok, “son Kürt sorunum var diyene kadar, yine de sorun var”mış.
O kalan son Kürt de kim çok iyi biliyoruz. Tayyip ile Bahçeli’nin yeni kankası bebek katili Apo!
Bomboş laflar. Barzani TV daha doğrudan, daha kısa. Daha bir ay önceden soruyorlar. Uzatma, komisyona gelecek misin?
Aradan bir ay geçti geçmedi. Önce Bakırhan alçak şantajı açıkladı. Masaya gelirseniz hapisteki CHP’liler çıkabilir. Yani gelmezseniz, çıkamaz. Apo zaten çıkacak.
CHP genel başkanlığını, kuruculuğu, muruculuğu, Atatürk’ün mirasını falan bir yana bırak. Azıcık izzet-i nefsi olan biri bu tür ahlaksız bir teklife tepki gösterir. Tuncer denen Tayyp-Apo-MİT kuryesine de haddini bildirir. Özel tek bir yanıt vermedi. Adeta ya Rabbi şükür deyip sustu.
Özel ya hep bağırıyor ya da kuzu gibi her lafı sineye çekiyor. Milyonlarca CHP üyesi ve seçmeni komisyona katılma diye kampanya başlattı. Bunları hiçbir şekilde dinlemedi. Kendi parti organlarında tartışacaklarmış.
Nihayet “parti organlarındaki” tartışmaya Tayyip noktayı koydu. Adeta Tuncer’in dilinden anlamadı bunlar diyerek doğrudan hakaret ve tehditler ile masaya çağırdı. Aynen aktarıyoruz:
“Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama bu konuda süreci sulandırmanın mazereti olmaz. Bunu ne millet ne tarih affeder. Terörsüz Türkiye süreci, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır. Ana muhalefetin tarihin doğru tarafında konumlanması milletimizin de beklentisidir.”
İnanılmaz bir şekilde Özgür Özel’in sadece gururu incindi “bizi komisyona davet ederken kullandığı dile bak” diye açıklama yaptı. Ve aynı gün illegal komisyona katılacaklarını açıkladı.
Özgür Bey, sen Tayyip’ten nasıl bir dil bekliyordun? Tek sorun davetin yeteri kadar nazik olmaması mı? 23 yıldır tanıyamadın mı muhatabını?
Komisyon değil AKPKK’nın masası orası. İstediği gibi çağırır. Fazla bile size bu kadar nezaket. Zaten Tayyip-Apo kararları alacak, MİT Müsteşarı gelip size tebliğ edecek. Size de orada saray şaklabanlığı rolü düşecek. Bağırıp dursun orada CHP’liler artık: “Kalan son Kürt hâlâ memnun değil.”
CHP’nin bu “komisyon”a katılmasını neden Tayyip ve Apo bu kadar çok istedi? Çünkü maksat perdeleme, meşrulaştırma. Ve hepsinden önemlisi, büyük harflerle yazıyorum: NORMALLEŞTİRME.
Özgür Özel’in en sevdiği sözcük. Normalleştirme.
Geçen sene bu dönem hop zıplayıp, hop atlıyordu. Saray ile sadece mücadele değil müzakere edeceğiz diyordu. AKP-MHP-DEM herkes el sıkışıyor, ne güzel bakın normalleştik diye müjdeliyordu.
Normalleşmeyi, müjdeyi gördük. Yüzlerce CHP’li hapiste. Yüzlerce genç tutuklandı. AKP-MHP-DEM açık açık Türk Milleti kavramını ortadan kaldırıyor, Cumhuriyeti yıkıyor, Türkiye’yi parçalıyor.
Fazla söze gerek yok. ABD Büyükelçisi ne derse o oluyor. “Lozan Türkiye’ye zarar” diyor. Sevr getiriliyor. “Osmanlı Millet sistemi süperdi” diyor. Türkiye Lübnanlaştırılıyor. “Ortadoğu’da İsrail’e ulus devlet ters” diyor. Ortadoğu’nun değil, tüm ezilen ulusların ilk ulus devleti Türkiye Cumhuriyeti yıkılıyor.
Ama “sıkıntı yokmuş”. Çünkü Özgür Bey diyor ki; CHP kurucu partiymiş. Atatürk’ün partisiymiş. Onlarda partiye katılırsa, bize içeriden haber vereceklermiş. Komisyondan bize dedikodu aktaracakmış. İşi gücü normalleştirmek.
Bir de Tayyip’in hakaret ve tehdidi üzerine şöyle bir cümle kurdu Özgür Özel: “Kürtlerin sorunlarının, Alevilerin sorunlarının, ezilenlerin, dezavantajlıların sorunlarının çözülmesi için mücadele etmek üzere giriyoruz. Bu mücadeleye olanak vermediler, başka bir şey yapmaya kalktılar; biz bu komisyona Katolik nikâhı kıymıyoruz, bu da son derece net.”
Yani kurucu unsur, Türk Ulusu adına katılmadığı da net! Dezavantajlılar adına gitmiş. Katolik nikâhı da kıymamış.
Hiç merak etme Özgür Bey! Sen Katolik nikâhı kıysan bile, AKP seni bir gecede boşar. Sarayın taktiği kullan attır. Yanına kimleri aldı. Kimleri harcadı. Katolik değilse dahi iyi AKP için. Muta var. Eski yetmez ama evetçilere sorsun Özgür Özel. O masaya oturanların başına ne geliyor daha sonra?
Son olarak. Artık ağzınıza kurucu parti, Atatürk’ün partisi laflarını falan almayın. Mide bulandırıyor. Ortada tek bir hakikat var. Atatürk kurucu ise, bunlar yıkıcı. Sen de normalleştiricisin.
“Yok biz kurucuyuz. İkinci yüzyılda yeni kuruluş varmış. O yüzden biz de masada olmalıyız” falan da deme.
Tayyip her şeyi yıkar. Ama bir şey kurduğu asla görülmemiştir. O yıkıntılar üzerinden yönetiyor. Başka türlü de yönetemez. Türk halkı bunu çok iyi biliyor. Bu adamları tanıdı. Seninki artık “gaflet mi hıyanet mi”, onu anlayamadık.
Bu“komisyon” rezilliğini derhal sonlandırmazsan tarihe böyle geçeceksiniz:
Kurucu lider Atatürk, yıkıcı lider Tayyip, normalleştirici lider Özel.
