Salı günü Ankara’da alçakça bir olay yaşandı. (Hangi gün yaşanmıyor ki diyebilirsiniz.)
Kürtçü faşizmin “legal” uzantısı DEM, TBMM’deki grup toplantısını kadın kolları ile yaptı. Bunlar da bebek katili lehine “Biji Serok Apo” sloganları attılar.
Kendine “kadın kolları” diyenler ve kürsüde sırıtarak onları izleyen DEM bilmem nesi olan kişi, er ya da geç bu yaptıklarının hesabını verecek. Ancak burada kafa karışıklığına hiç mahal vermeden bu eylemin asıl sorumlusunu saptayacağız. Bu sloganların sorumlusu RTE’dir.
Bu ülkede “ifade özgürlüğü” açısından nasıl bir dikta rejimin altında yaşadığımızı herkes biliyor. En basit bir eleştiri için 70 yaşında teyzeler, dedeler bile sabahın köründe evinden alınıyor, aylarca hapiste yatıyor.
Saraçhanedeki eylemlerde kullanılan “Diplomasız Tayyip”, “zıplamayan Tayyipçi” ifadelerinde hakaret ve suç unsuru bulan savcılar, hakimler yüzlerce genci aylarca kanundışı bir şekilde hapiste tutabiliyor.
TBMM’de teröristbaşı Apo lehine slogan atanlar için ise hiçbir soruşturma açılmıyor. Çünkü bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları ve hakimleri değil, AKP’nin elemanlarıdır.
Sadece bu olay bile AKP yandaşlığının devletçilik değil, devlet karşıtlığı olduğunu göstermektedir. Bu savcılar ve hakimler de suç işlemektedir. Ama burada da açık tespiti yapacağız. Yine tek sorumlu RTE’dir.
Savcılar RTE’den korktukları için soruşturma açamıyor. Çünkü biliyorlar ki, artık bebek katili Apo için saray rejiminin tanımı “terörist” değil, “kurucu önder”dir.
Türkiye’de yaşanan tüm siyasi olumsuzlukların tek sorumlusu RTE’dir. Bu yüzden muhalefetten birileri bu utanç verici sahneler için sadece İbrahim Kalın’ı, Hakan Fidan’ı, Devlet Bahçeli’yi veya Numan bilmem neyi eleştiriyorsa, bilin ki Tayyip’in sorumluluğunu dile getiremediği içindir.
Türkiye’de yeni bir “muhalefet” tarzı başladı. Bu saray rejiminin kurguladığı muhalefettir. Eski AKP’li yetmez ama evetçi liberaller, bu siyaset tarzını CHP’ye kabul ettirdiler. Halka da yutturmaya çalışıyorlar. Bu olayın başlangıç noktası da Sedat Peker’in ifşaatlarıdır. O dönem herkes Süleyman Soylu’ya saldırıyordu. RTE’nin canına minnet! Peker güya RTE hakkında da ifşaat yapacaktı. “Erkek sözü”, “namus sözü” falan derken, “ya sözüm söz ama change.org’ta bir milyon imza toplarsanız akit geçerli” demişti.
Süleyman Soylu tasfiye oldu. RTE yerinde. RTE’nin yapmak istediği tasfiyeyi muhalefete yaptırdılar. Saray daha da güçlü. Hatta sözde muhalifler Ali Yerlikaya’ya methiyeler diziyor.
Ekonomi mi kötü? Nureddin Nebati’ye saldırın. Terör mü var? Hakan Fidan’a yüklenin. Eğitim sistemi çöktü. Yusuf Tekin istifa. Diyanetteki kılıç kalkancı Mercedes almış. Bağır çağır. Fahrettin Altun görevden alınmış. Yaşasın! Ali Yerlikaya CHP’ye operasyon yapmış. Aaa ne oldu? Hani o iyiydi. Neyse onu da eleştirmeye başlayalım.
Bu liboşlar, “muhalif” diye bilinen ve Atatürkçüler sayesinde ayakta duran tv kanallarında Apo sloganları için de aynı palavraları sıkıyordu. “Meclis’teki Apo sloganları” AKP içinde de rahatsızlık yaratmış. DEM’deki sağduyulu (!) isimler de yanlış bulmuş. Sürece katkısı olmamış, zarar vermiş.
RTE sırıtıyordur. Ne yapsa, o eleştirilmiyor. AKP tabanı “reisin etrafında kötü danışmanlar var” diyor. “Muhalif” propaganda ise Hakan Fidan ile Devlet Bahçeli ile uğraşıyor. Adam güpegündüz Apo ile iş tutuyor. En milliyetçisi bile “Allah Bahçeli’nin belasını versin”seviyelerinde takılıyor.
DEM’li mahluklar Gazi Meclis’in çatısı altında “Biji Serok Apo” diye sesler çıkarıyorken, kürsüde gururla kurulan DEM’li şeyin sırıtan suratına bakın. Aynı surat 5 gün önce RTE’ye hayranlık ile bakıyordu. Diğer DEM’liler ile birlikte etrafında dört dönüyordu.
Sizce bu Apo sloganı olayı bir “talihsizlik” mi? Veya kendiliğinden gelişen bir terör eylemi mi? Elbette ki hayır! Kutup gibi tavaf ettikleri iki “önder”den de bunun onayını aldılar. Bilerek ve isteyerek yaptılar. RTE herkes Apo’ya iyice alışsın istiyor. Bundan 27 yıl için teröristbaşı için ilk “Sayın Öcalan” ifadesini kullanan kişi kendisidir. O zamanlar bunlar (HEP/HDP/DEM faşistleri) bile cesaret edemiyordu bu ifadeyi kullanmaya.
Yine AKP sayesinde. Hayaldi gerçek oldu! RTE değil Ankara’da herkes “sayın” diyor bebek katiline neredeyse!
Gerçek Cumhuriyet Savcıları er ya da geç, o salondaki herkese terör örgütü üyeliği ve terör örgütü propagandası suçlarından soruşturması açacak. O sırıtık kadına da azmettiricileri sorulacak. Hepsi hesabını Yüce Türk Mahkemeleri karşısında verecek.

