HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, bu kez de Halk TV‘ye konuşmuş. Halk TV programcılarının sorularını yanıtlayan Demirtaş’ın açıklamalarında öne çıkan iki konu var; Birincisi “Apo’nun heykelini dikeceğiz” sözleri için verdiği ‘özeleştiri’. İkincisi ise İranlı kadınlara destek için saçını kazıtması.
Öncelikle ilkinden başlayalım, heykel meselesinden.
Demirtaş, iddiaya göre özeleştiri vermiş ve demiş ki, “Bugün olsa kurmayacağım ya da o şekilde ifade etmeyeceğim bazı cümleler var. Örneğin ‘Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz’ ifadesi hem bağlamından koparılmaya hem yanlış anlaşılmaya çok müsait bir ifadeydi.”
Demirtaş kendince bir özeleştiri vermiş ama bunda bizim sevineceğimiz bir şey yok ki. “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” ifadesi yanlıştı demiyor. Ya da “Apo’nun heykelini dikmek yanlıştır” da demiyor. O gün onu o şekilde ifade etmem yanlıştı diyor. Kendince stratejik bir hata yapmış onu söylüyor. Şartların biraz daha olgunlaşmasını beklemediğine yanıyor anlayacağınız.
Hem bu “bağlamından koparmak” nedir? Demirtaş ile ilgili haberlerde sürekli geçiyor; “bağlamından kopartıldı”. Ben bu Demirtaş kadar sözleri “bağlamından kopartılan” da görmedim. Yanlış anlaşılan ne kadar sözü varsa hepsi “bağlamından kopartılmış”. “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” cümlesi bağlamından nasıl kopartılmış olabilir? Demirtaş ne demek istemiş olabilir de biz teröristbaşının heykelini dikeceklerini anlamış olabiliriz?
Demirtaş da, biz de çok iyi biliyoruz ki çözüm süreci bitmeseydi AKP ile birlikte Diyarbakır’ın ortasına o heykeli dikeceklerdi. Tıpkı Diyarbakır’ın ortasında teröristbaşı Apo’nun mektubunu okudukları gibi.
21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da o mektubu Pervin Buldan ve Sırır Süreyya Önder okumuştu. Eğer çözüm süreci bitmeseydi, heykeli de dikerler, hatta açılışını da AKP’nin TRT’de ağırladığı Osman Öcalan’la Selahattin Demirtaş yaparlardı.
Demirtaş şimdi kalkıp da yok “heykel meraklısı değilim, Başkan Apo da değil”, “heykelini dikmeyi mecazi anlamda kullandım” diye konuşmasın. Apo’nun böyle bir hayali olmasa Demirtaş bunu dillendirebilir mi?
Mecazmış, “Apo’nun heykeli benim gönlümde, gönlümden geçeni söyledim” diyemiyor da…
İranlı kadınlar için saçını kazıtmasına gelince, belki biliyorsunuzdur, Selahattin Demirtaş İranlı kadınlara destek olmak için saçlarını kazıtmış. Sonrasında başladı bir güzelleme, “aman ne kadar duyarlı”, “müthiş empatik bir hareket”, vs.
Belki başka biri yapsaydı takdirle karşılayabilirdim ama PKK gibi kadın düşmanı bir örgütün yancısı olan Demirtaş yapınca acı acı gülümsedim.
Kadınlar dağda PKK’lı savaş ağalarının tecavüzüne uğrarken neredeydi Demirtaş? Ya da PKK köyleri basıp kadınları, çocukları öldürürken, kadın öğretmenleri, doktorları, hemşireleri öldürürken neredeydi? Neden o kadınlarla da empati kurmadı?
Yani kimse o cümlelere, saç kazıtmalara bakıp da Demirtaş’tan yeni bir “barış güvercini”, “Türkiye siyasetçisi”, “kadınların destekçisi” falan yaratmaya çalışmasın.