Türkiye’nin önümüzdeki birkaç gün en önemli gündemi, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarıdır. Cumhuriyet’imiz 100. yaşına girerken, gururumuz, sevincimiz ve tabii ki Cumhuriyet’i kuran Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı şehitlerimize olan minnetimiz de 100 yıldır büyümekte.
AKP, Cumhuriyet Bayramı’nın kutlamamak için bahane ararken, Hamas’ın İsrail’e saldırısı ve sonrasında başlayan ve günlerdir süren İsrail saldırıları, AKP’nin imdadına Hızır gibi yetişti. O kadar ki, biri çıkıp “AKP için ‘Allah’ın bir lütfu’ sayılacak bu saldırıyı Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak istemeyen AKP yaptırdı” dese inanacağım.
Önce TRT, İsrail-Filistin çatışmasını bahane ederek kutlamaları “belirsiz bir tarihe kadar” erteledi. Ertelemek de neyse, sanki maç oynanıyor da sonraki haftaya veya hafta içi bir güne erteliyorlar. Türkiye tarihinin en büyük devrimi, en büyük bayramı ertelenemez! Erteleme kararını verenler zaten Cumhuriyet’in anlam ve önemini kavrayamamış kafalardır.
Hem bence TRT’nin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamaması gayet isabetli bir karar olmuştur. Uzun zamandır Cumhuriyet’in değil AKP’nin kanalıydı zaten. Abuk subuk içeriklerle Cumhuriyet’i anlamından kopararak, örneğin Atatürk’ün adını dahi anmadan kutlayacaklarına hiç kutlamasınlar daha iyi.
AKP nasıl kaçacak diye düşünürken, 28 Ekim günü yapılacak Filistin mitingi cevap oldu. Zaten ezelden beri resmi bayramlarda Atatürk’ün huzurunda “sap gibi durma”yı kendine yediremiyordu. Kiminin kulağı ağrıyordu, kiminin beli tutuluyordu, bu sene artık bahane üretmelerine gerek kalmadı. “Filistin’de Müslüman kanı akarken kutlama mı yapılırmış?” deyip geçecekler.
Bu sene de, AKP’li diğer yıllarda olduğu gibi, kuru bir resmi programla Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları geçiştirilecek. Resepsiyonlar falan da Filistin meselesi nedeniyle öncekilerden bile renksiz ve ruhsuz yapılacak. Belki de hiç yapılmayacak.
Ama aslında tam da bugün Cumhuriyet’imizin 100. yılı çok büyük bir coşkuyla ve sevinçle kutlanmalıydı. Çünkü Cumhuriyet, bugün Filistin’i kana bulayan emperyalizme karşı verilen ve zaferle sonuçlanan ilk savaşın sonunda kuruldu.
Son derece coşkulu bir Cumhuriyet kutlaması hem emperyaliste başaramadığı, Türkiye’yi sömürgeleştiremediği mesajını vermek, hem de Filistin gibi mazlum uluslara gerçek kurtuluşun ancak Cumhuriyet ile mümkün olabileceğini göstermek açısından önemlidir. Bu yüzden AKP’nin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlanmasını engellemesi, en çok Filistin gibi mazlum milletlere zarar verir.
AKP hiç zahmet etmesin, gölge de etmesin!
Türk milleti en büyük bayramını kendi kendine gayet de güzel kutlar. AKP ile geçen 20 yıla bakın; her yıl resmi bayramlarda AKP’nin gölgesi bir öncekinden daha az düştü. Her şeye rağmen Cumhuriyet’ine sahip çıkan Türk milleti, bayramlarına da sahip çıktı ve her yıl bir öncekinden daha coşkulu kutladı bayramlarını.
AKP iktidarı altında resmi bayramlar meydanlardan, stadyumlardan silinirken, devlet bayram kutlamayı bırakırken, aslında bayramı asıl sahiplerine teslim etmiş oldu. Yani Türk milletine! Türk milleti de hem varlığını borçlu olduğu bayramlara, hem de Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet’e her yıl daha da fazla sahip çıktı. Sokağa daha kalabalık aktı, Anıtkabir’e, Ata’sına koştu, İzmir Marşı’nı daha coşkulu söyledi. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganını daha gür attı.
AKP, Filistin meselesini bahane edip yine kendi tıynetine yakışanı yaptı. Türk milleti de kendine yakışanı yapacak, Cumhuriyet’imizin 100. yılını hem kendimize hem de Cumhuriyet’imize yakışır şekilde kutlayacağız.
Çok Yaşa Cumhuriyet, 100’ler, 1000’ler yaşa!