Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağız. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman kesimler yine aynı yüzsüz propagandaya başladılar: “Filistin’de çocuklar ölürken kutlama yapılamaz.”
Bu tayfayı çok iyi tanıyoruz. Önceleri milli günler ve bayramlarda mutlaka hasta olurlardı. Tam o güne denk gelirdi “rahatsızlıkları”. Kiminin başı ağrır kiminin karnı… Sınavdan kaçan talebe gibi rapor kovalarlar…
Başta kendileri korkakça bahanelerle sıvışırdı Milli Bayramlardan. Nihayet güçleri ve cüretleri arttıkça tüm halka yasaklamaya çalıştılar bayramları. Stat kutlamalarını yasaklarken, “halk kendisi kutlasın, sivil olsun daha iyi” dediler. Sonra halk milyonlarla sokaklarda meydanlarda kutlayınca, yine kıvırttılar. “Taksim’de olmaz, Kadıköy’de olmaz, Kızılay’da olmaz…”
Nerede olur?!
Kendileri Diyarbakır meydanında “TC adına özür diliyorum” diyerek Barzani ve Şivan ile vıcık vıcık “megri megri” çığırabilir. Ancak elinde Türk Bayrakları, Atatürk posterleri ile gençlerin kutlama yapması “terör tehlikesi” nedeniyle yasaktır.
AKP’nin devletin tüm emarelerine düşman bir parti olduğunu çocuklar dahi biliyor. Devlet kurumlarından “Türkiye Cumhuriyeti” tabelalarını kaldıracak kadar da kışkırtıcı bir cüretkârlığa sahip oldular. Ancak halk hep yanıtını verdi. Bu sefer on binlerce “TC İlelebet” tişörtüyle sokaklarda gezenleri buldular karşılarında.
“Cumhuriyet kutlamaları askerlerin tepeden inme dayatması” diyenler, resmi etkinleri iptal ettikten sonra bayramların halk tarafından daha da coşkulu ve hatta militanca kutlandığını görünce delirdiler. Alın işte size “tepeden inme” değil ama doğrudan tabandan kabaran bir tsunami! Sapına kadar sivil kutlama, sapına kadar halk kutlaması! Ne polisiniz engelleyebiliyor ne de valilerinizin yasadışı genelgeleri!
Bu sefer baktılar olmuyor, tipik dinci söylemini devreye soktular: “Efendim deprem oldu, şimdi yakışır mı bize kutlama?”, “Arakan’da insanlar kan ağlıyor, konserin zamanı mı şimdi?”, “Filistin’de çocuklar ölürken Cumhuriyet mi kutlanırmış?”
“Onlarca şehit var, nedir bu şatafatlı, altın varaklı, ultra lüks düğün?” diye sorsan, sabaha evinden “niye tweet attın” diye alırlar ama!
Bir de bunların sözde solcu, özde bölücü ortakları var. “TC” yani Türkiye ve Cumhuriyet düşmanlığında dincilere rakip, saray “sosyalistleri”.
Aynı korkak ve utanmaz itiraz: “O kadar çocuk işçi varken 23 Nisan kutlanır mı?”, “Ülke emperyalizme bu denli bağlıyken 19 Mayıs kutlamak da nesi?”, “Konser vererek Cumhuriyet mi kutlanırmış?”, “Cumhuriyet’i kutlamak yerine, yepyeni sosyalist bir cumhuriyet için bildiri dağıtacağız Merve. Sen de gelsene…”
Dinci, Filistinli çocukların arkasına sığınıp Cumhuriyet kutlamalarını yasak eder, akşama da altın varaklı sandalyesine kurulur, düğün altınlarını sayar.
“Cumhuriyet burjuvaydı, kutlamaya gerek yok. Yenisi çıkacakmış, proleteri. Onu kutlarız.” diyen Berkecan ile Mervenaz da bildirilerini bitirir, Kadıköy’ün en “burjuva” mekânlarında geceye devam eder.
Bir sermaye grubu reklam vermiş. İşçiler çalışıyor falan. Fonda Cumhuriyetçi simgeler var ama mesaj şu: “Cumhuriyet daha fazla çalışarak da kutlanabilir.”
Anlaşıldı. Bunlar resmi tatile de göz dikti!
Herkesin keyfi yerinde… Bir tek Türk halkına kutlama yasak! Ancak bu inatlaşmalar, kışkırtmalar ve nihayet yasaklamalar tam tersi etki yarattı. Her bayramda halk mutlaka mecrasını buldu. Ay yıldızlı, Atatürklü bayraklarını aldı, bulduğu seçtiği mekânı milyonlarla doldurdu.
İster konser olsun, ister yürüyüş… “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı da mutlaka yeri göğü inletti.
“Falanca filanca oluyorken, Cumhuriyet Bayramı kutlanır mı” diyen korkaklar! Başkalarının acısını arkasına sığınarak Türklüğe ve Cumhuriyet’e saldıranlar!
Adı üstünde bu bayram! Bayram tam olarak budur. Ne olursa olsun kutlarsın! Kutsal kitaplarda dahi böyle… O gün işini gücünü bırakırsın. Dinlenirsin, eğlenirsin ve mutlu olursun.
Yoksul da olsan kutlarsın, zengin de olsan kutlarsın. Zorda da olsan kutlarsın, darda da olsan kutlarsın. Mutlu da olsan kutlarsın, acın da olsa kutlarsın.
Cumhuriyet’in kendisi zaten hürriyet ve bağımsızlık demektir. Bizzat bir kutlamadır. İsteyen konserle, isteyen dansla, isteyin yürüyüşle, isteyen slogan ile marş ile kutlar! Kutlayacağız. Size mi soracağız?
Bayram kutlanır. Cumhuriyet kutlanır. Kolaysa engel olun. Görelim bakalım “hangi çılgın”mış o!