Dün Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan duyurdu haberi; meğersem MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in torunu ki, AKP milletvekili Tuğrul Türkeş’in kızı oluyor, Muzaffer Şükriye Aliye Türkeş Demir de yurtdışına giden doktorlar arasında yer alıyormuş.
Hatta Muzaffer Türkeş Demir’in yurtdışına çıkması yeni de değilmiş, nereden baksanız bir yılı varmış.
Son zamanlarda Türkiye’nin en sıcak gündemlerinden biri bilindiği gibi sağlıkta, özellikle de doktorlara yönelik şiddet eylemleri. Elbette buna bağlı olarak yurtdışına giden doktorlarımız.

Doktorların yurtdışına gidebilmek için iki kurumdan, tabiri caizse “temiz kâğıdı”, alması gerekiyor. Yani gittikleri yerlerde doktorluk yapmalarına engel olmadığına dair resmi bir belge almaları gerekiyor. Bizde iş başvurularında adli sicil kaydı verilmesi gibi bir şey.
İşte bu belge iki kurumdan veriliyor; Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği. Bu iki kuruma yapılan başvurular durumun vahametini görebilmemiz açısından önem taşıyor. Önem taşıyor taşımasına da Sağlık Bakanlığı bu başvuru sayısını bir türlü açıklamıyor. Gerçi Sağlık Bakanlığı hangi sayıyı açıklıyor ki? Sanırsın Sağlık Bakanlığı değil MİT Müsteşarlığı! Bütün veriler devlet sırrı gibi saklanıyor. Hoş açıkladıkları rakamlara da kimse güvenmiyor ya. Yine de üzerine üç katı, beş katı bir şeyler ekleyip en azından tahmin edebilirdik.
TTB ise sadece bu yılın başından beri söz konusu belge için başvuranların sayısının 1500’e dayandığını açıklamış. Zaten basında yer alan haberlere göre de günde ortalama 7 doktorumuz ülkeyi terk ediyor.
Erdoğan’ın “giderlerse gitsinler” yaklaşımının sonucu olarak bugün hastanelerde en erken aylar sonrasına randevu bulunuyor. İşte AKP’nin “sağlık devrimi”nin hal-i pürmelâli.
Neyse biz yine Alparslan Türkeş’in torununa dönelim. Barış Pehivan’ın yazdığına göre Türkeş’in torunu, buradaki işlemleri tamamlanmadığı için İngiltere’de bir nevi doktor yardımcılığı anlamında “tıbbi destek çalışanı” olarak görev yapıyormuş.
Düşünsenize Türkiye’de nörologsunuz ama o kadar bunalmışsınız ki, alelade bir “sağlık çalışanı” sıfatıyla bile olsa yurtdışına kapağı atmaya çalışıyorsunuz. Üstelik de bu ülkede adı milliyetçilikle neredeyse eşanlamlı olarak kullanılan birinin torunu olarak.
Elbette bu Muzaffer Şükriye Aliye Türkeş Demir’in kabahati değil. Kimseye “niye yurtdışına çıkıyorsun?” diye hesap sorma hakkımız yok. Ancak doktorlar neden Türkiye’yi terk ediyor diye AKP’ye ve ortaklarına sorma hakkımız var. Hele ki o ortaklardan biri Alparslan Türkeş’in kurduğu MHP ise.
Bir zamanlar MHP’nin adı “ya sev ya terket” sloganıyla özdeşleşmişti. MHP’nin AKP iktidarına ortak olmasından sonra artık ülkeyi sevmeyenler değil, sevenler de terk ediyor. O Tuğrul Türkeş ki, Erdoğan’a en yakın isimlerden biri olarak biliniyor, onun kızı bile ülkeyi terk ediyorsa, varın MHP’nin ortağı olduğu iktidarın ülkeyi düşürdüğü durumu siz düşünün.