Dün ben bu sayfada “AKP Kürt ve Ermeni açılımlarını yeniden başlatacak” diye yazarken, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilgili açıklaması, beni yine açılım günlerine götürdü.
Dünkü yazımda Kürt açılımı günlerinde PYD lideri Salih Müslim’in Türkiye’ye davet edildiğini yazmıştım. Bu şu demekti, Türkiye, 40 yıldır savaştığı, binlerce asker, polis ve vatandaşını şehit eden bir terör örgütünün Suriye kolu ile resmi temaslarda bulunuyordu.
Gerçi o dönem AKP örgütün kendisi ile görüşüyordu, bizzat terörist başı Apo’yla masaya oturulmuştu, Salih Müslim kim, PYD kim? Meselenin bir de bu boyutu var.
Bu aynı zamanda terör örgütünü meşrulaştırmaktı. AKP o günlerde Apo’yu, PKK’yı muhatap alarak hem terör örgütünü, hem 40 yıldır uyguladığı terörü, hem de teröristbaşı Apo’yu meşrulaştırıyor, Türkiye Cumhuriyeti devletini küçük düşürüyordu.
O günlerde PYD ve Salih Müslim çok muteber teröristlerdi. Türkiye tarafından destekleniyorlardı. Salih Müslim, terör örgütü yöneticisi olarak değil, bölgesel lider olarak kabul ediliyor, Dışişleri Bakanlığı tarafından davet ediliyor, AKP’li yetkililerle gizli-açık görüşmeler yapıyordu.
Mesela bugün PKK karşıtlığını kimseye bırakmayan yandaş gazeteciler, örneğin selviboylu Abdülkadir, şimdilerde olduğu gibi, bir devlet yetkilisinin ağzından “PYD ile uzlaşmak mümkün. PYD’nin rasyonel ve muhatap alınabilecek bir aktör olduğunu düşünüyoruz.” diye yazmıştı. Benzer sözleri AKP’nin tepe kadrosundan teröristbaşı Apo için de duymuştuk, o yüzden bu kez olsun selviboylunun doğru yazdığını söyleyebiliriz.
Salih Müslim de zaten basına verdiği röportajlarda Türk devletinden davet gelmesi üzerine geldiğini, daha önce çeşitli yollarla görüştüklerini, Dışişlerinin daveti üzerine Türkiye’ye geldiğini söylemişti.
Şimdi Kıbrıs Rum Yönetimine tepki gösteriyorlar ya, yok terörmüş, yok bedel ödetirlermiş falan, geçsinler onları. Önce kendileri PYD lideri Salih Müslim’le resmi temaslar kurmanın, masaya oturmanın, PYD’yi meşrulaştırmanın hesabını versinler.