CHP milletvekilleri, Meclis’te eski AKP’li siyasetçilerin çözüm süreci döneminde yaptıkları açıklamaları hatırlatarak “PKK ile asıl iş tutanın AKP olduğunu” anlatıyor.
Özgür Özel, CHP Genel Başkanlığına seçildikten sonra kendisini “Demiraş’a selam göndermekle” suçlayan Erdoğan’a, “Öcalan’dan medet umacağıma Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu eleştirmek çok daha izah edilebilir” diyerek cevap vermişti.
Özel, HDP ile PKK’yı, Apo ile Demirtaş’ı ayrı yerlere koyarak Kürtçülerin desteğini almaya çalışan sonuçsuz bir “sol siyasetin” peşinde.
Oysa bu siyasetin yanlış olduğu her açıdan ortaya çıkmış durumda.
Üzerinde durulacak esas nokta bu olmasa bile meseleye iktidar olmak açısından bakalım.
Kürt siyasi hareketiyle yapılan ittifak ve çözüm süreci AKP’ye oy kaybettirdi.
7 Haziran 2015 seçimlerinde en büyük çöküşü yaşayan iktidar, seçimlerin hemen ardından PKK ve siyasi uzantılarıyla yapılan müzakerelerden vazgeçmek zorunda kaldı.
“Seni başkan yaptırmayacağız” tehdidi Kürt siyasi hareketinin Erdoğan karşıtlığını değil, yürütülen pazarlıklarda daha fazlasını isteyen bir çizgiyi ifade ediyordu. Kandil ve uzantıları ise AKP’den her istedikleri alabilecekleri tarihi bir eşikte olduklarını düşünüyorlardı.
Oysa AKP, Kürt-İslamcı gelenekten gelse bile daha fazlasını vermenin kendisini siyaseten bitireceğini gördü ve bu noktada durdu.
Erdoğan, hâlâ iktidarda olmasını bu politika değişikliğine borçlu…
CHP’nin bugün yapmaya çalıştığı şey “eski bir AKP politikasını” yeniden hayata geçirmeye çalışmak.
Sürecin trajik kısmı ise AKP ve PKK işbirliği hatırlatılırken atıfta bulunulan bazı isimlerin CHP seçmeninin oylarıyla Meclis’e sokulmasıdır.
Bu bir rastlantı değil.
“Eski AKP’lileri devşirmek” suretiyle iktidar olmaya çalışan CHP muhalefeti, bunun devamı olarak eskimiş AKP politikalarıyla seçmeni kazanmaya çalışıyor.
İktidar ise bu süreçte kendi gücüne zarar verecek isimlerden arınmakla yetinmedi, bu isimleri muhalefete yamamak suretiyle Kürtçülüğünü muhalefete de enjekte etmiş oldu.
90’lı yıllarda Kürtçülüğü Meclis’e taşıyan SHP tarih oldu. AKP ise “tarih olmamak” için farklı bir yola girdi.
Apo’ya karşı çıktığını söyleyen ancak “Demirtaş’a selam çakmakta” bir sıkıntı görmeyen siyaset tam da bu çıkmaz yolda siyaset yapıyor.
Özgür Özel, “Demirtaş’a selam göndermeyi” izah edilebileceği bir kitle bulabilir ancak bu kitle, kendisini hiçbir zaman iktidar yapamayacak.
Milliyetçi, Atatürkçü ya da muhafazakar…
Kürt siyasi hareketinin PKK’nın açık bir uzantısı olduğu seçmenlerin çok önemli bir kısmı tarafından fark edilmiş durumda.
Böylesi bir siyaset Meclis’e girmiş olsa bile meşru olarak kabul edilmiyor.
Bu durumun AKP ya da MHP’nin tavrıyla ilişkisi yok. Kürtçülüğün Türk düşmanlığı demek olduğu, toplum tarafından artık anlaşıldı.
Ancak görülüyor ki CHP muhalefeti, toplumun gerisinde kalmış durumdadır.
Özgür Özel, son terör saldırısı sonrasında AKP’nin dayattığı siyaseti reddettiklerini ve bu yüzden ortak metne imza atmadıklarını açıkladı.
Özel’in bu cesur(!) tavrını, AKP’nin kahramanlaştırdığı Şeyh Said meselesinde nedense göremedik.
Teröre karşı mutabakat metni konusunda “iktidarın hizasına girmeyi reddeden” Özel, “geçmişin acılarıyla yüzleşmek” gibi bir AKP jargonunu kullanmakta ise hiçbir sakınca görmedi!
Herkes önce dürüst olmalı!
AKP’lilerin geçmişte PKK’yı övmesini işaret edenler, bunu artık AKP’yi eleştirmek için yapmıyor; kendi Kürtçülüklerini meşru kılmak için AKP’nin geçmişini referans gösteriyor.
Özgür Özel azılı Türk düşmanı Pervin Çakar’ın konserini “Erdoğan da Şivan Perver’e gitti” diyerek savunmadı mı?
AKP İmralı’yla iş tutsun, CHP Demirtaş’la… Erdoğan Perver’in, Özel Çakar’ın konserine gitsin… Biri Şeyh Said’in adını caddeye koysun, diğeri “torunları mezar yerini bilmek istiyor” desin…
“Kürdistancı” HÜDAPAR’ı eleştirmek ancak “Kürdistancı” DEM’cileri “muteber” bulmak nasıl bir utanmazlıktır?
Neye muhalefet ediyorsunuz ki o zaman?
Aynı suda yüzerken, “Ama Öcalan da Erdoğan için mektup yazdı” demek samimiyetsizlik değil midir?
Senin için mektup yazmadığı için mi hayıflanıyorsun?
Derdin PKK’nın varlığı mı, PKK’nın sana değil AKP’ye destek olması mı?
Özgür Özel, AKP’nin dayattığı siyaseti gerçekten yıkmak istiyorsa önünde mükemmel bir fırsat var.
Özel, DEM’ci dostlarına Meclis kürsüsünden bir çağrıda bulunsun ve PKK’yı kınayan bir metne imza atmalarını istesin. Bakalım ne oluyormuş!