Fox TV’de iki haftadır yayınlanan Kızıl Goncalar dizisi, büyük tartışma yarattı. Başta İsmailağa Cemaati olmak üzere tarikatlar, AKP yandaşı basın, RTÜK, hepsi bir oldu, dizinin çekilmesini engellemeye çalışıyor.
İsmailağa Cemaati’nin resmi sosyal medya hesabından diziye karşı yaptığı paylaşım sonrasında devreye RTÜK girdi. Yapılan inceleme sonucunda da dizinin mekan izinleri iptal edildi.
Yetmedi, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verdiği talimatla Darülaceze’deki çekimlerin izinlerini iptal etti.
Mil-Diyanet Sen üyesi bir grup, Fox TV önünde protesto gösterisi yaptı. Mil-Diyanet Sen’liler, “Müslümanların aşağılandığını” iddia ederek “Müslümanlardan” özür dilenmesini istediler.
Peki Kızıl Goncalar dizisi neden hedefte?
Kızıl Goncalar dizisi, Türkiye’de epey zamandır gündemde ilk sıraları işgal eden tarikatlar meselesini gerçekçi bir şekilde ele alan, tarikat yaşamına ayna tutan bir dizi olduğu için hedefte.
Atatürkçü laik bir doktorla, tarikat mensubu bir kadının hikayesinden yola çıkılarak tarikat gerçeğinin anlatıldığı dizi, özellikle tarikat içerisindeki baskı ve yobazlığı ön plana çıkarıyor.
Bununla birlikte, dizide tarikatların kurdukları ilişkiler sayesinde savcılardan doktorlara kadar pek çok kuruma etkide bulundukları anlatılıyor.
Dahi derecesinde zeki bir kız çocuğunun mürit babası tarafından okula gönderilmediği ve şeyhin yeğeniyle evlendirilmek istenmesi üzerinden, tarikatların çocukların eğitimine engel olduğu ve çocuk evliliklerine de dikkat çekiliyor.
O kadar ki, tarikata mensup müritlerin çocukları İmam Hatip’e bile gönderilmiyor. Hatta ana karakterlerden birinin İmam Hatip’te öğretmen olan kardeşi “kafir” olarak nitelendiriliyor.
Öte yandan tarikattaki sözde kursta kız çocuklara “abla”lık yapan birinin çocuklara şiddet uyguladığı sahne de tarikatlardaki sözde eğitim hakkında bir fikir veriyor.
Tüm bunların yanı sıra tarikat içerisindeki güç mücadeleleri canlı bir biçimde verilirken, dizide anlatılan tarikatın önde gelen isimlerinden birinin karısının bu güç mücadelesinde oldukça etkin olduğunu görüyoruz. Sözde tarikatın önde gelen kadınları güç için savaşırken, müritlerin kadınlarının ezildiğini, şiddete uğradığını görüyoruz.
Dizinin ilk bölümündeki otobüs sahnesinde tarikat müridinin karısının muavinden su alması bile “günah” olarak adlandırılırken, aynı müridin “zina” günahını işlemesinin cezası tövbe etmek ve birkaç sopa.
Tarikata bağlı bir börekçinin ticarete hile karıştırdığı sahne, tarikatlardaki sahtekarlıkların küçük ama önemli bir örneğini sunuyor. Sözde “has tereyağlı” böreğin aslında has tereyağından değil sıradan bir yağdan yapıldığını gören ve bunun doğru olmadığın söyleyip “o zaman kutulardaki yazıyı değiştirin” diye itiraz eden tarikat mensubu ise hakaret edilerek kovuluyor.
İşte lafa gelince ticaretteki dürüstlüğüyle bilinen Peygamberin ümmeti olduklarını iddia eden tarikatların gerçeği bu kadar canlı anlatıldığı için Kızıl Goncalar hedefte.
Kızıl Goncalar dizisine tepki gösteren tarikatları anlamak güç. Sonuçta Kızıl Goncalar bir dizi, yani kurgu. Kurgusundan bu kadar rahatsız olan tarikatlara mensup insanlar, her gün rahatsız oldukları bu durumun içinde nasıl yaşıyorlar?
Kızıl Goncalar dizinde anlatılan ticarete hile karıştıran, çocuğunu okula göndermeyen, kurslarda çocukları dayağa, istismara maruz kalan, çocuk yaşta kızlarını evlendiren karakterler, gerçek hayatta bunların yanı başında yaşıyor. Bunlara niye tepki göstermiyorlar? Yoksa tarikatların “Müslümanları aşağıladığını” düşünmüyorlar mı?
Tarikatların rahatsızlıklarından biri de dizide sık sık yapılan Atatürk vurgusu. Atatürk’ün zorluklardan yılmaması, gelecek nesillere verdiği önem üzerinden verilen mesajlar da tarikatları çıldırtmış olmalı.
Evet, Kızıl Goncalar dizisi topun ağzında. Daha iki bölüm yayınlandı ve kelimenin tam anlamıyla Türkiye ayağa kalktı. Sosyal medya çalkalandı, bakanlıklar, RTÜK müdahil oldu. Belli ki pek uzun soluklu bir dizi olmayacak. Ancak yine de dizi ekibini cesaretlerinden dolayı tebrik etmek gerek. Bu devirde büyük cesaret gösterdiler.
Ancak muhalefet partilerinin, özellikle de CHP’nin diziye sahip çıkmaması da bir yere not edilmeli. CHP’sinden TİP’ine TKP’sine, EMEP’ine, Sol Partisine kadar muhalefet partileri ağızlarını her açtıklarında tarikat düzeninden, çocuk evliliğinden, çocukların okula gönderilmemesinden, tarikatların iktidarla ilişkilerinden şikayet ederler ama iş Kızıl Goncalar gibi çarpıcı bir tarikat eleştirisi yapan diziye sahip çıkmaya gelince sesleri çıkmaz.
Dizinin çekim izinleri teker teker iptal oluyor. Yakında diziyi çekecek mekan bulamayacaklar. Peki, acaba İmamoğlu dizinin çekilmesi için mekan ayarlayabilir mi? Yoksa o da tarikatlardan gelebilecek üç-beş oyu hesap edip bir şey yapmamayı mı tercih edecek?