No Result
View All Result

AKP’nin son kumpası: “Gezi Terör Örgütü, GETÖ”

Ali ÖZSOY by Ali ÖZSOY
28 Ocak 2025
in GÜNLÜK
0
AKP’nin son kumpası: “Gezi Terör Örgütü, GETÖ”

Dün ünlü dizi oyuncularının ajansının menajeri Ayşe Barım, Gezi eylemlerine katıldığı için tutuklandı. Tutuklama gerekçesi “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” yani halk tabiriyle “darbecilik.” Ancak elbette ki bir dizi ajansının darbe yapması mümkün değil.

23 yıllık Cumhuriyet karşıtı rejimin, herhangi bir muhalifi için değişmeyen ithamı “darbecilik” oldu. Bu bir yansıtmadır. Ayşe Barım’a savcılıkta sorulan sorular ve Barım’ın yanıtları basına yansıdı. Bu sefer “darbecilik” suçu ile eşitlenen eylemler; Gezi Parkı’na gitmek, protestolara katılmak. Örgütlemek veya eyleme öncülük etmek bile değil, katılmak!

Gezi eylemlerine katılmak; son yıllarda AKP’nin en sevdiği suçlamaya dönüştü bu. Tutuklamak istedikleri ama hakkında hiçbir suç uyduramadıkları kişileri “Gezi eylemlerine” katıldığı için darbe suçlamasıyla tutukluyorlar. Bu kullanışlı bir silah çünkü bu eyleme milyonlarca kişi katıldı. O zaman herkes mi darbeci?

Evet, işin püf noktası bu! Tam olarak AKP kafasına göre Gezi’ye katılan herkes aslında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” etmiş. Böylelikle AKP istediği herkesi tutuklayabilir. Milyonlarca kişi de her an tutuklanabileceği bir dosya olduğunu bilerek yaşayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik teşebbüsün ne olduğunu merak eden varsa, TBMM toplantılarına bakılabilir. AKP ve MHP toplantılarına özellikle baksınlar. Açıkça terör örgütü PKK’nın elebaşı Apo ile birlikte yeni bir Anayasa yazmaktan bahsedenlerin her biri bu suçu işlemektedir. Hem de bu insanlar, muktedir olmaları dolayısıyla bu suçun en önemli unsuru olan “elverişlilik şartı”nı da yerine getirmektedirler.

Ayşe Barım’ın dosyası da elbette ki hukuki değil siyasi bir dosyadır. Tıpkı AKP-Fethullah-PKK ortaklığıyla tertiplenen Ergenekon Kumpası’ndaki gibi bir süreç yaşıyoruz. AKP diktasının inşasında en önemli ilk adım “ETÖ” olarak uydurulan sözde örgüt üzerinden yürüyen yargı kumpasıydı. Yargıtay kararlarında “ETÖ” soruşturmalarının artık bir kumpas olduğu kesin olarak saptandı.

“ETÖ” sürecinde de aynı yöntem benimseniyordu. Bir sağdan bir soldan birbiriyle hiç alakası olmayan, birbirini hiç tanımayan insanlar tutuklanıyordu. Tutuklanan her isim için bin bir türlü korkunç hikâyeler anlatılıyordu. Tutuklanan sağcı ise solcu basın; solcu ise sağcı basın ile bu propagandalar yayılmaya çalışılıyordu. Esas hedef Türk Silahlı Kuvvetleriydi ve tutuklanan her subay için de darbeci, işkenceci gibi iftiralar atılıyordu. Tabii ya kim işkenceciyi savunmak ister?

Şimdi de Ayşe Barım’ın ne kadar korkunç, zengin, etkili biri olduğu üzerinden dedikodular yayılıyor. Mankenleri, popçuları, işadamlarını herkesi tanıyormuş. Yani? Bize ne?

Bu olayın darbecilik ile ne alakası var? Oraya geliyoruz. Gezi’ye de katılmış! Vay canına!

İşte meselenin gelip dolaştığı yer burası: Gezi! Gezi ile nihai hesaplaşma yapılmak isteniyor. Apo ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne son darbeyi vurmadan önce tam bir diktatörlük kurmak ve sokakları tutmak istiyorlar.

Barım’ın tutuklandığı gün, AKP lideri Erdoğan’ın huzurunda AKP Gençlik Kolları Başkanı “Gezi’deki gibi bir daha kalkışırsanız karşınızda bizi göreceksiniz” diye tehdit savuruyor. Bugün de MHP Genel Başkanı Bahçeli Gezicileri terörist ilan etti. Ülkücü gençler de kendisinin çağrısıyla katılmıştı. Demek ki o da Apo açılımına karşı çıkan samimi ülkücüleri tehdit ediyor.

AKP, TSK’yı ve Atatürkçü aydınları “ETÖ” kumpasıyla tasfiye etti. Burada amaç daha çok askeri bürokrasi ve yargı bürokrasini ele geçirmekti. Ele de geçirdiler. Ne oldu? 15 Temmuz gibi büyük bir felaket ile neredeyse iç savaşın eşiğine geldik. 15 Temmuz’dan sonra AKP kendi ortağı Fethullahçıları tasfiye etti. Bu daha yaygın bir tutuklama dalgası gerektirdi.

AKP bundan sonra dümdüz ilerlerim sanıyordu. Ancak şunu gördüler ki Türk toplumu asıl Kemalist, laik, solcu, ulusalcı, milliyetçi omurgasıyla direniyor. Girdikleri her seçimde, attıkları her adımda direnen halkı, Cumhuriyet’i var eden milyonları tabanda yok etmedikleri sürece devleti yıkamayacaklarını gördüler.

İşte son nihai hesaplaşma için milyonlarca insanın susturulması ve ezilmesini gerektirecek bir kumpas hazırlanıyor. Laik ve milliyetçi tabanı ezecek bir kumpas. Bugüne kadar tertiplediği tüm yargı operasyonlarından çok daha kapsamlı ve organize yeni bir kumpas. Böylelikle Türkiye’nin her cenahtan solcuları değil CHP de hedefe konacak. Binlerce kişi hapse atılırken, CHP için de kapatma davası açılacak. Çünkü Gezi’nin en büyük çağrıcılarından biri de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ydu. Eğer Gezi “darbe” ise…

İşte bu kumpasın adı da “Gezi Terör Örgütü” yani “GETÖ” olacak. Bu fikri de onlara PKK ve Apo verdi. Gezi döneminde Selahattin Demirtaş “Gezi’de darbeyi gördüm” demiş, Apo ise İmralı’dan “Sayın Erdoğan’a Gezi’de darbe yapacaklardı ben engelledim” diye Sırrı ile mesaj göndermişti.

İşte o zaman Fethullahçı polislere ve savcılara verilen emirle, on binlerce ismi içeren; yüz binlerce fotodan ve sosyal medya paylaşımından oluşan bir dosya oluşturuldu. Bu AKP-Feto-PKK ittifakının “Kristal Gecesi” için hazırlanan dosyaydı. Ancak 17 Aralık 2013’te AKP ile Feto arasında çatışma başlayınca, bu dosyayı ertelemek zorunda kaldılar.

Daha sonra Osman Kavala iddianamesinde, Gezi ile ilgili hazırlanan ana dava dosyasının bir kısmı açığa çıktı. Şimdi de yavaş yavaş dosyadan parçalar ile kişilere özel operasyonlar yapılıyor.

Şimdi AKP yine PKK ile masaya oturuyor. Yanlarına da MHP’yi almışlar. Toplumda büyük bir tepki yükselince de hemen eski dosyalarına sarıldılar. Gezi’nin bir “darbe” olduğu fikrini onlara veren de zaten terörist başıydı.

Ayşe Barım operasyonun önemi şu. Bu operasyon ile dizi oyuncuları savcılığa çağırıldı. Bu herkese korku salmanın en basit yoludur. 12 Eylül de, Tarık Akan gibi halkın sevdiği sanatçıları boşuna tutuklamamıştı. Anneler, teyzeler, babalar ve hatta küçük çocuklar bile korkutulmalıdır. Bunun için de evdeki renkli kutuya çıkan kişiler hedef seçilir. Bu oyuncular, popçular bırakın ihtilalcı veya muhalif olmayı aslında apolitiktir. Ama ne kadar apolitik olurlarsa o kadar iyi. “Aa bunu bile tutukladılarsa bana ne yapmazlar” korkusunu salmaktır. Gezi’de sokağa çıktığı tahmin edilen 10 milyon kişinin her birini sindirmektir.

AKP’nin taktikleri sabittir. Ne zaman teröristlerle masaya otursalar, ne zaman bir Apo güzellemesi başlasa halka saldırmak için “TÖ” isimli bir dosyası uyduruyorlar. Belli ki AKP’nin yeni kumpasının adı “GETÖ” olacak.

Bugün Türkiye’de laiklik, demokrasi, Cumhuriyet adına ne kaldıysa, Gezi Direnişi sayesindedir. Hâlâ hileli hilesiz bir şekilde seçimler yapılabiliyorsa bile Gezi sayesindedir. Orada bir set kuruldu ve AKP orayı aşamıyor. Amaç orayı aşmak, Türk milletine ve devletine asıl öldürücü darbeyi vurmaktır.

Gezi bir vatan savunmasıydı. Parkın açık kalması, inşaatın durması ile halk evlerine çekildi. Dünya tarihindeki en sivil direniş olabilir. 10 milyon kişiyle darbe zaten olmaz. 10 milyon kişiyle demokrasi direnişi olur. Sadece Gezi’ye katılanların değil, bütün Türk Milletinin gururudur bu. Dünya demokrasi tarihine böylesine barışçıl ve sivil bir direniş örneği sunmak bizlere nasip oldu.

Hepimiz Geziciyiz! Gezi’ye katılmak suç değil, onurdur! Darbecilik, teröristlik ve darbeciler, teröristler ile aynı yoldan yürümek de sizin işinizdir.

Previous Post

Anayasa derbisi!

Next Post

Deep Seek’e Uygurları sordum; yanıtı ÇKP verdi

Next Post
Deep Seek’e Uygurları sordum; yanıtı ÇKP verdi

Deep Seek’e Uygurları sordum; yanıtı ÇKP verdi

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.