2023’ün, yani Cumhuriyet’in 100. yılının son büyük gelişmesinde yine kazanan Atatürk oldu.
Evet, Suudi Arabistan’daki ulus olmaktan bihaber Vahabilerin, Türk milletinin en büyük ulusal simgesi olan Atatürk’ü yasaklamaya çalışmalarını ve Türk milletinin Araplara verdiği ulus dersinden bahsediyorum.
Türk milleti, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları başta olmak üzere, Atatürk’ün pazarlık konusu olamayacağını çok net ifade etti; futbol kulüplerimiz de maça çıkmayarak şımarık Prens Salman’a ve Araplara ulus olmak nasıl olurmuş bir güzel gösterdi. Atatürk, 100 yıldır olduğu gibi bu mücadeleden de Türk milletiyle birlikte galip ayrıldı.
Türk milleti, Atatürk’ün etrafında birleşirken Türk millet ile aynı hisleri taşımayanlar da vardı.
Bunların başında AKP ve yandaşları geliyordu. Erdoğan günler sonra yaptığı açıklamada yine bildik taktiklerle muhalefete saldırırken, Mustafa Kemal’in askerlerine Sırrı Sakık’ın ağzından hakaret etmekten de geri durmadı.
Elbette bütün bu olanların sorumlusu AKP idi. Suudi Prensinden üç kuruş tırtıklamak için Arapların Türk milletinin onuruyla oynamaya kalkmasına AKP fırsat verdi. Ancak Türk milleti hem Suudi Arabistan’a hem de Türkiye’deki sözde yerli ve milli AKP iktidarına milli refleks nasıl olurmuş gösterdi.
AKP’nin trolleri, futbol kulüplerini suçluyorlardı; maçlarını oynayıp paralarını almak varken niye Atatürk’te ısrar etmişlerdi ki? Hatta Atatürk’ü Hitler’le bir tutanlar bile vardı.
AKP’li eski Sapanca Belediye Başkanı, Arapları savunmak adına “Almanlar Hitlerle sahaya çıksa hoşunuza gider mi?” diyerek Atatürk’e hakaret etti. Bir de profesörmüş bu. AKP’nin yandaşlarına beleşe dağıttığı akademik unvanlardan birini almış sanırım. Çünkü bu kafayla alabileceği tek şey, akli melekelerinin yerinde olmadığı raporu olabilir.
Son zamanların hızlı yandaşlarından Perinçek de Suudi Arabistan’ın yanındaydı. Perinçek yine her zaman olduğu gibi Türk milletinin karşısında yer almayı başarmıştı. Artık Atatürkçü maskesi takmaya bile gerek duymadan Atatürk’ü bırakmış, Suudi devletinin hakkını hukuku savunuyordu.
Yine liberal tayfa da Atatürk’ün karşısında yer aldı. Bunların içinde en dikkat çekenlerden biri Karar yazarı Yıldıray Oğur’du. Eski Genç Sivil Oğur’a göre Suudi Arabistan’daki krizi ne kadar Atatürkçü olduklarını ispatlamak isteyen futbol kulüplerimiz çıkarmıştı. Çünkü maçın Suudi Arabistan’da oynanmasına ses çıkaramamışlardı ve Atatürk’te ısrar ederek “günahlarının kefareti olsun” demişlerdi. Üstelik Suudi Arabistan’ın Atatürk’le ne derdi olabilirdi ki? Prens Salman’ın ülkeyi modernleştirmek için attığı adımlar da zaten Atatürk’e benziyormuş.
E ama artık bu kadarına pes! Hadi olayları çarpıtmaktan utanmıyorsun, Prens Salman’ı Atatürk’e nasıl benzetirsin? Atatürk, bugün Prens Salman’ın temsil ettiği şeylerin hepsini 100 yıl önce yıkan adamdır. Tam da bu yüzden Prens Salman gibi kabile reisleri Atatürk karşıtıdır ve posterine bile tahammül edemez!
Atatürk ve ulus düşmanı bir diğer kesim de PKK ve kuyrukçuları sözde sol zevat da Türk milletinin karşısında yer aldı. Bunların sözde en iyisi bile Türk milletinin ve futbol kulüplerimizin Atatürk’e sahip çıkmasını anlatırken iki şeyden ısrarla kaçındılar: Atatürk ve Türk!
En son dünkü BirGün gazetesinde Selçuk Candansayar, konu ile ilgili bir yazı yazdı. “2024: Cumhuriyet ikinci yüzyılına başlarken” başlıklı yazıda, olayın “trajik” yönüne değinmiş. Trajik yön ne diye soracak olursanız, Atatürk’ün artık “bardağı taşıran damla” haline gelmesiymiş.
Candansayar’a göre Atatürk, kurucu lider olmaktan “sığınılacak son korunağa”, “kaybedilmiş olana yakılan ağıt”a dönüşüyormuş. Anıtkabir de son yıllarda bu yüzden böyle dolup taşıyormuş. Türk milletinin “Atam’a dokunma” tavrı da çaresizliğin ifadesiymiş.
“Süper Kupa finalinde olanlar başta CHP olmak üzere Atatürkçü olduğunu iddia edenleri sevindirmek bir yana bence çok telaşlandırmalı. Bu kırılma anının 100. yılın son günlerinde gerçekleşmesi de anlamlı. Yüz yıl önce kurulan ikinci yüzyıla kalmayabilir.” diye yazmış Candansayar.
Öncelikle Atatürk’ün hiçbir şeye dönüştüğü yok. O her zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk milletinin kurtarıcısıydı, bugün de öyle. Her yıl milyonlarca insan Anıtkabir’e “Cumhuriyet elimizden kayıp gidiyor Paşam” diye ağlamaya gitmiyor, “Cumhuriyeti ilelebet yaşatacağız” diye gidiyor.
Türk milleti AKP karanlığına Atatürk’e dayanarak direniyor. Çünkü bizler biliyoruz ki, en karanlık günlerimizin umut ışığı yine 100 yıl önce olduğu gibi Atatürk!
Atatürkçü olduğunu iddia edenlerin telaşlanmasına gelince; bence asıl telaşlanan Atatürkçüler değil, Atatürk düşmanları. Atatürk’ün hâlâ Türk milletini birleştiren en büyük değer olması. Türk milletinin hâlâ Atatürk’ü en büyük çare ve umut olarak görmesi.
Çünkü Atatürk, her şeyden önce çaresizlik değil, umut, mücadele ve zaferdir!
Çünkü Atatürk varsa, Cumhuriyet varsa İslamcıların da sözde solcuların da kabile düzenleri yıkılmaya mahkum.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş. 2023’ün son günlerinde yaşananlar, Türk milletinin Atatürk’e nasıl sahip çıktığını gösterdi. 2024 ile birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı da başladı. Suudi Arabistan’da yaşananlar, tek bir şeyi gösteriyor: Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı aynı zamanda Atatürk yüzyılı olacak.
Atatürk, 100 yıl sonra bile muzaffer; 100 yıl sonra bile düşmanlarına korku salmaya devam ediyor!
