Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak üzereyiz. Çeşitli siyaset bezirgânları o bilindik beyanı daha da sık yinelemeye başladı: “Eğer Atatürk bugün yaşasaydı…”
Cümle böyle başlar. “Eğer Atatürk bugün yaşasaydı” kalıbının arkasına her türlü saçmalığı ekleyebilirsiniz. Genellikle de Atatürk ile sorunu olan veya doğrudan Atatürk düşmanı olan politikacılar çok sever bu kelime oyununu.
Zamanında Erbakan, “eğer Atatürk yaşasaydı, Milli Görüşçü olurdu” derdi. Neden? Neye göre?
Sonra 2. Cumhuriyetçiler, liberaller, Atatürk düşmanı her türden Batıcı aynı sakızı ağızlarına aldılar, “eğer Atatürk yaşasaydı, bugün AB üyeliğini savunurdu.”, “Eğer Atatürk yaşasaydı 1 Mart tezkeresine evet ederdi.”, “Eğer Atatürk yaşasaydı Annan Planı’nı onaylardı.”
Bir aralar ta Bekaa Vadisine, PKK kampına kadar gidip, Apo’ya çiçek veren Doğu bile, trilyonuncu kez dönüşlerinden birinde, “Atatürkçü” numarası yapmaya karar vermişti. O da aynı tekerlemeyi yinelerdi: “Eğer Atatürk yaşasaydı Vatan Partili olurdu. Partimizdeki emekli paşaların yanında yerini alırdı.”
Gel zaman git zaman AKP ile PKK arasında ihanet açılımı başladı. Aynı rezil demagoji; “eğer Atatürk yaşasaydı o da analar ağlamasın isterdi.”
Türk siyasi tarihinin en büyük zübüklük, döneklik, fırıldaklık “devrimine” imza atan AKP’liler hiç eksik kalır mı? Arada sırada mutlaka onlar da aynı saçmalıkları yineler.
Bu sefer AKP milletvekili Hüseyin Yayman eline sazı almış: “Atatürk bugün yaşasaydı ben iddia ediyorum ki o da Cumhurbaşkanımızın yanında yer alırdı, onun politikalarını benimserdi. (…) Recep Tayyip Erdoğan, ikinci Atatürk’tür.”
Bir de dijital görsel hazırlamış şuursuz. Fotoşopla Tayyip’i Atatürk’e benzetmiş. Atatürk’ün yanına Tayyip’i koymuş. Yayman’a göre Atatürk Cumhuriyet’i kurmuş ama Tayyip muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmış.
Muasır medeniyetlerin üstüymüş. Bunu söyleyen adamın vekili olduğu Hatay’ı, AKP’nin rant düzeni yerin dibine soktu! Koca şehir hâlâ enkaz altında! Üste çıkan tek şey AKP’li kodamanların “muasır medeniyet” ülkelerindeki banka mevduatları!
Ne bu şimdi? Dünya yağcılık rekoru kırma denemesi mi?
Bu karakterlerin açıklamaları neye delalet ediyor?
“Atatürk yaşasaydı bizim yanımızda olurdu, hatta liderimize katılırdı” tarzı kepaze açıklamalardan tek bir sonuç çıkar. Hepiniz Atatürk’ün dev mirasının yanında küçülüyorsunuz. Türk halkının fikrinde, zikrinde, ruhunda zaten yaşayan Atatürk’ün altında eziliyorsunuz.
Atatürk’ü anmamak için şekilden şekle giren tipler bunlar. Çanakkale, 30 Ağustos kutlamalarında bile resmine yer vermezler. Ancak diğer yandan büyük bir kıskançlık ve eziklik ile taklit etmeye çalışırlar.
Okula gider, eline kalem alır. Poz verir. Başöğretmenliğe özenir.
Önce selam kıtasının dahi mermilerini toplatır. Sonra ancak kışlaya gider. Poz verir. Başkomutanlığa özenir.
Ata binmeye kalkar. Aklı sıra Gazi’ye nazire edecek yine. Bu sefer poz bile veremez. Tepetaklak yerlere kapaklanır.
Bir de utanmadan demezler mi; yaşasaydı benim yanıma gelirdi. Hadi ya! Ne yapacaktı yanında? Danışman diye kartvizit mi basacaktı?
Yahu dev cücenin yanına gitse, hadi bir vesileyle gitmiş olsun, kim der ki dev cücenin yanına gitti. Herkes “cüceye bak, ne kadar küçük ne kadar komik duruyor devin yanında” der.
29 Ekim yakınlaştıkça, bunların ruh hali iyice hezeyan iklimine kaymaya başladı.
Önce Atatürksüz afişler, AKP propaganda marşları, Ayasofyalı tanıtımlar ile işi götürürüz sandılar. Hele bir de Filistin bahanesi çıktı ya; “yine çocukların kadınların arkasına sığınırız, kutlamalardan tüyeriz” diye sevinçten dört köşe oldular.
Ama baktılar ki; Türk milleti kendisi, onlarsız bin kat daha coşkulu, bin kat daha kalabalık, bin kat daha anlamlı kutlayacak; yine başladılar yılışıklığa: “Yani aslında bizim de bir sıkıntımız yok. Hatta Atatürk de yaşasaydı bizden olurdu…”
O kadar zavallılar, o kadar gafiller ki! Şu kurdukları cümlenin gerçek anlamını biraz idrak etseler… Aslında neyi itiraf ettiklerini bir anlasalar…
Zaten Atatürk yaşıyor. Bu yüzden, bunca muktedir hallerinize ve 22 yıllık zulmünüze rağmen, manen ve ruhen ezildikçe eziliyorsunuz O’nun yaşayan mirası karşısında. Nihayet siz de “Atatürk takiyesine”, hem de en abartı en çirkin haliyle başvuruyorsunuz ya bu yüzden.
Atatürk yaşıyor. Öyle sizin yanınızda falan da değil. Gidin 29 Ekim’de şehirlerin meydanlarına, yürüyüşlerin yollarına, okulların salonlarına!
Sizsiz kutlanan bayramın coşkusuna bakın. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarını duyun. “Ne mutlu Türküm diyene” diyen kükreyen milyonların işitin. İzmir Marşı’nı dinleyin.
Atatürk nerede yaşıyormuş anlayın bakalım.