CHP listesi, AKP’yle hesaplaşmanın değil, eski AKP’lilerle helalleşmenin listesi
Aday listelerinin YSK’ya sunulmasının ardından, adaylar üzerinden bir tartışma başladı. Bu tür tartışmalar her seçim döneminde olur. Listede yer kavgaları, rüşvetler, yerini beğenmeyip istifa edenler, hatta karşı tarafa geçenler… Siyasetin millet için değil ikbal için yapıldığı ülkemizde bunlar son derece doğal.
Listeler hazırlanırken, Millet İttifakı, CHP ve İyi Parti listeleriyle seçime giriyor. Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Demokrat Parti de CHP listelerinden seçime girecekler.
Adayların açıklanmasından sonra belli isimler üzerinden bir tartışma başladı. Bu isimlerin başında ise eski AKP’li Adalet Bakanı, yeni Deva Partili Sadullah Ergin geliyor. Aslında tartışmanın sebebi, Ergin’in adaylığından ziyade aday gösterildiği yerle ilgili.
Benim şahsi görüşüm, CHP’nin AKP eskileriyle hiçbir şekilde yan yana gelmemesi. Ancak defalarca eleştirdiğimiz gibi Kılıçdaroğlu AKP ile hesaplaşmayı değil, helalleşmeyi seçti. Davutoğlu gibi AKP liderliği, başbakanlığı yapmış biri ile, 7 Haziran-1 Kasım sürecinin mimarı ile, seçim iptal ettirmiş biri ile yan yana gelerek “demokrasi” ittifakı kurdu.
Ali Babacan gibi AKP ekonomisinin mimarlarından biriyle yan yana gelip “ekonomiyi kurtarmayı” düşünüyor.
Bu isimler, AKP’li oldukları dönemle ilgili bugüne kadar hiçbir özeleştiri vermediler ve vermeye de gerek duymuyorlar. Hatta vatandaşla “kimse bize hesap soramaz” tarzı üst perdeden konuşmaya da devam ediyorlar.
CHP, AKP eskisi isimlerle girdiği bu ittifakı bile kitlesine tam anlatamamışken, aday listelerinde bu partilere, özellikle de Sadullah Ergin’e, verdiği yerle CHP’li seçmenin tepkisini bir kez daha çekti.
Ergenekon kumpasçısı Sadullah Ergin’in Çankaya’da ne işi var?
Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ankara 1. Bölge (Çankaya) 4. sıradan aday gösterildi. CHP’li seçmen, listeler açıklandığından beri tepki gösteriyor. Tartışmalar sürerken, Kılıçdaroğlu’nun vakti zamanında Sadullah Ergin ile ilgili yaptığı eleştiriler de gündeme geliyor.
Kılıçdaroğlu, 2010 yılında CHP Grup Toplantısı’nda yaptığı bir konuşmada Sadullah Ergin’i şöyle eleştiriyordu “Bu ülkenin talihsizliği ne? Ali Dibo’cudan Adalet Bakanı olur mu? Sen uygar bir toplumda Adalet Bakanı değil, milletvekili olamazsın.”
Ha, bir de Kılıçdaroğlu’nun bir tweeti vardı: “Hatay kararını verdi, binlerce oy farkla CHP dedi! Hatay ne Beşir Atalay’a ne de hakimlere baskı kuran Sadullah Ergin’e boyun eğmeyecek!” Tweetin tarihi 1 Nisan 2014. Listeye bakarsak, Kılıçdaroğlu ya tükürdüğünü yalıyor ya Deva Partisine boyun eğdi veyahut Kılıçdaroğlu 2014 yılının 1 Nisan’ında şaka olsun diye o tweeti atmıştı.
Kılıçdaroğlu’na Sadullah Ergin’in adaylığı konusunda “boyun eğdiren” nedir, bilmiyorum. Hoş boyun eğdi mi onu da bilmiyorum. Kendi gönüllü olarak bile aday yapmış olabilir. Kılıçdaroğlu, Babacan’a “Gel Sadullah’ı şuradan aday gösterelim” dese şaşırmam. Kendisi o kadar helalleşmeci ve yine bir o kadar kitlesinin “tıpış tıpış” oy vereceğine inanan biridir.
Eminim ki, CHP seçmeninin en yoğun olduğu bölgeden yine CHP seçmeninin en çok nefret ettiği, hesap sormak istediği kişilerden birini aday göstermenin ne kadar vahim olduğu, Kılıçdaroğlu’nun aklına bile gelmemiştir. Çünkü kendisi siyasetten değil, helalleşmeden anlıyor. Danışmanlarından da hiç kimsenin kendisini uyardığını sanmıyorum.
CHP, külliyen seçmeninin tepkisini çekmek ve seçimi kaybetmek için çabalıyor. Ben şahsen bunun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Ancak bu kez seçmenin tepkisi çok sert olabilir. Kılıçdaroğlu şunu iyi bilsin ki, Atatürkçüler, AKP kitlesi gibi koyun değildir, Ergenekon kumpasçısı Sadullah Ergin’e oy vermezler. Seçim sonuçları açıklandığında Ankara 1. Bölgede Kılıçdaroğlu’na verilen oyla CHP’ye verilen oy arasında olacak olan fark ne dediğimi daha iyi anlatacaktır. Ama umalım ki, Kılıçdaroğlu’nun bu dayatması, Türkiye’nin en kritik seçimini muhalefetin kaybetmesine sebep olmasın.
Böylesi bir tarihi seçim öncesinde CHP’nin, seçmen kitlesinin ayarlarıyla bu kadar oynamaması gerekir. Tamam, her şeye rağmen seçmen kitlesi Erdoğan’dan kurtulmak adına Millet İttifakı’na ve CHP’ye destek verme eğiliminde ama vatandaşa sürekli bir şeyler dayatarak vatandaşın sabrını sınamanın alemi ne?
Deva Partisi ile yürütülen vekillik görüşmelerinde Sadullah Ergin’in seçilecek bir yerden aday gösterilmesi gündeme gelmiş olabilir. Deva Partisi gibi AKP ile aynı seçmene seslenen bir partinin adayını neden bu seçmenin fazla olduğu yerden değil de CHP seçmenini fazla olduğu yerden gösteriyorsun?
Bak Erdoğan’a, Fuat Oktay’ı Ankara 3. bölgeden göstermiş. Oradan oy alacağını, adayının oradan garanti seçileceğini biliyor. CHP de Sadullah Ergin’i oradan aday gösterseydi. Hem AKP’nin oyunu bölerdi hem de CHP’nin desteğiyle kazanabilirdi. Ama yok, CHP’nin bu ittifaktaki görevi, CHP seçmeniyle AKP eskilerini, iktidara geldiklerinde hesap sormaları gereken kişileri Meclis’e taşımak. CHP seçmenine reva mı bu?
CHP, Siyasal İslamcıların Atatürk’ten intikam almasına araç olamaz!
Ankara 1. Bölge, Çankaya ilçesinin bulunduğu seçim bölgesidir. Bir anlamda Çankaya, Atatürk’le özdeşleşmiş bir yerdir. Yani CHP seçmeninin en yoğun olduğu, özellikle Atatürkçü ve laik hassasiyetlerin de en yüksek olduğu seçim bölgelerinden biridir. Hadi diyelim ki Deva’cılar Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten intikam almak için, Çankaya’dan aday seçtirmek için buradan aday gösterilmesini istedi. CHP, Kılıçdaroğlu neden buna boyun eğdi?
Tamam, destekliyoruz dedik, eleştirileri sonraya bırakalım dedik ama seçmenlerinin CHP’nin gözünde bu kadar kıymetsiz olmasına, AKP-Fethullah ortaklığının Türk Ordusu’na kurduğu en büyük kumpasların, Ergenekon’un, Balyoz’un kumpasçısı sözde Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i CHP seçmeniyle Meclis’e taşımasına da sessiz kalamayız.
Ergenekon Kumpası sırasında intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar’ın da CHP’den aday adayı olduğu biliniyordu. Ancak CHP listesine Nilüfer Tatar değil, Yarbay Tatar’ın hayatına son vermesine sebep olanlardan biri girdi. Bu utanç Kılıçdaroğlu’na yeter de artar.
“Değil Adalet Bakanı, milletvekili bile olamaz” dediği, bakanlığı döneminde kumpaslara, yolsuzluklara (Ali Dibo olayı) karışmış birini Meclis’e taşıyan CHP’nin, bundan sonra verdiği hangi sözüne inanacağız?
Adalet dedi, AKP’nin adaleti yok etmesinin başlıca sorumlularından birini Meclis’e taşıyor. Yolsuzluk diyor, aynı şahsın Türkiye tarihine geçen yolsuzluğu var. Deva kendisine böyle birini yakıştırabilir, kökleri orda çünkü, gocunmazlar. Ama CHP seçmeni bunu kendine yakıştıramaz. Gider Cumhurbaşkanlığı’nda oyunu Kılıçdaroğlu’na verir ama Sadullah Ergin’e oy vermez.
CHP’nin görevi, seçmeninin de isteğinin bu doğrultuda olduğuna eminim, bütün bu kumpaslardan, yolsuzluklardan hesap sormaktır; sorumluların dokunulmazlık zırhına sahip olmasını sağlamak değil.
CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu akıllarını başlarına almaya davet ederdik ama artık o köprüyü geçeli çok oldu. Bu saçma sapan hareketler nedeniyle muhalif seçmen küstürülür ve seçim kaybedilirse, kıyametin büyüğü asıl o zaman kopacak.