Devlet Bahçeli, cumartesi günü Yalova’da yaptığı konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve Millet İttifakı’nı tehdit etti: “Bu hainler alsalar alsalar ağırlaştırılmış müebbet ceza alırlar ya da vücutlarına mermi alırlar.”
Bahçeli’nin konuşmasından bir gün sonra Erzurum’da bozkurt işareti yapan ve Bahçeli yanlısı sloganlar atan güruh, Ekrem İmamoğlu’nun mitingine taşlarla saldırdı. Polis, vali ve İçişleri Bakanı’nın gözetiminde düzenlenen bu terör saldırısı sonucu çoğu kadın ve çocuk olan pek çok vatandaşımız yaralandı.
Devlet Bahçeli, halkı tehdit ediyor ve işareti alanlar da hemen anında halka saldırıyor. Çünkü biliyorlar ki aslında Bahçeli’nin değil Saray’ın tetikçileri olarak sokaklarda terör estiriyorlar. Şimdilik korunacaklarını da biliyorlar.
Cinayet işleseler bile soruşturmaların dondurulacağını, Saray’ın kirli eliyle katillerin bile korunacağını sanıyorlar. Bu yüzden rahatlıkla Türk Bayrakları taşlanıyor. Türk kadınları taşlanıyor. Türk çocukları taşlanıyor. Ve polis tüm bunları yine izliyor.
Ancak itlere kopuklara ve onların tasmalarını ellerinde tutanlara bir uyarımız var. Büyük yanılgı içindeler. Türkiye’de böyle çeteler önce de var oldu. Ve sonra bağımsız Türk yargısının karşısında hesap verdiler.
Her şeyden önce Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli büyük yanılgı içindedir. Birbirilerine, ortaklarına, cüret kışkırtıcılarına bir baksınlar.
Kaç kez çark ettiler? Kaç kez “aldatılmışım” deyip eski ortaklarını sattılar? Hakikaten soruyorum ikinize de.
Ortağına nasıl güveniyorsun? Daha fazla suça nasıl yelteniyorsun?
Devlet Bahçeli, Yalova’daki azmettirici konuşmasında şöyle demiş: “Aziz milletim, aziz vatan evladı Cumhurbaşkanı’mız Recep’i ezdirmeyeceğiz.”
Peki, önceden ne diyordu Recep için? Veya Recep kendisi için ne diyordu? Şimdi burada kaynakçasıyla, bağlantısıyla alıntı yapsak, bize dava açarlar birbirine ettikleri hakaretlerden dolayı.
Dün dündür denebilir. Kimin kime zaafı var, kimin kime karşı kozu var sorulabilir. Ancak nihayet bugün ikisi bir arada.
Türkiye için hiçbir hayrı olmayan bu birlikteliğin bu iki şahıs için de hiçbir yararı olmadığı yakında ortaya çıkacak. Çünkü birbirlerini aşağıya çektiler. Tecrit ettiler. Ve nihayet araları açılacak gibi olduğunda da, iki taraf da tehdit ile öbür tarafı ikna etti.
Demek ki bu iki ismin ortaklığı, birbirlerini daha büyük belalara sokup, daha çok kendisine muhtaç etmek üzerine kurulu bir nefret ortaklığı…
Devlet Bahçeli’ye uyarımız! Halkı tehdit etmeyi bırak. Siz parti olarak daha Sinan Ateş cinayetinin hesabını vermediniz, veremediniz ve veremeyeceksiniz. Belli ki Tayyip, bu olayla size karşı çok güçlü bir koz daha elde etti. Kim bilir belki de sana tuzak kurdular.
Masum insanları hedef göstermeyi bırak. Sinan Ateş suikastında kendi masumiyetini, eğer ispatlayabilirsen tabii, kanıtlamak için şimdiden ciddi bir çalışma başlat. Güvendiğin avukatlarla çok ciddi bir toplantı yap. Güçlü bir savunma dosyası hazırla.
Sakın bu iş unutulacak sanma. Bak Türkiye’nin her yerinde, bütün mitinglerde Sinan Ateş pankartları açılıyor. Siz “ülkücü evladınızı” harcadınız ancak halk sahip çıktı. Bu dosyanın hasıraltı edilemeyeceği artık kesindir.
Bağımsız Türk yargısı bu konuyu ele alacak. Devletin şefkatli kollarına ve adaletine güven. Yoksa seni köşeye sıkıştıranlar, yeni tuzaklarla daha da aşağıya çekecekler. Seçim provokasyonlarını da senin üstüne yıkarak iyice içinden çıkılmaz bir cenderenin içine atacaklar.
Tayyip Erdoğan da bizce Devlet Bahçeli’yi küçümsemesin. Bahçeli içinde olduğu cepheyi çökertip, diğer kampa geçmek gibi bir hünere sahip olduğunu defalarca ispatladı.
Hatırlasana Tayyip, seni iktidara getiren ABD-AB-BOP komplosunun da en önemli aktörü Bahçeli değil miydi? İlla seçim diye tutturan, kendi partisini baraj altına gömme pahasına hükümeti yıkan, ABD’nin Irak işgali için gerekli hükümetinizin kurulmasını sağlayan ve Türk tarihinin 20 yıllık en karanlık devrini başlatan…
Seçim sürecinde şiddet olaylarının artması, Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın oylarında büyük bir patlamaya yol açabilir. Türk milleti adaletsizlikten tiksinir. İstanbul’daki yerel seçimlerde gösterdi bu tavrını. Sandığa kan bulaştıranları sandığa gömer halk. Halk eline taş sopa almak istemez ama oyuyla işini en kestirme yoldan 14 Mayıs’ta görebilir pekâlâ.
Tayyip Erdoğan, anketleri iyi incelediğini biliyoruz. Erzurum olayları oyları nasıl etkiledi hemen bak. Ne demek istediğimizi anlayacaksın.
“MHP’yi pis işlerim için kullanırım, elimi temiz tutarım” diyorsan büyük yanılgıya düşersin. Daha sen kısa donluyken, MHP’yi birileri bir işler için kullanma derdindeydi. Sen mi MHP’yi kullanıyorsun, yoksa başka biri mi hepinizi kullanıyor belli olmaz. Bir bakmışsın senin devrilmene vesile olur böyle karışık planlar.
Uzun lafın kısası, halka elinizi uzatmayın. Haddinizi bilin. Seçime terör karıştırmayın. Türk çocuklarına, Türk annelerine atılan taşların bedeli mutlaka olur!