Yüzünde sıcaklığını koruyan kan, elinde eşyalarını koyduğu poşeti, üzerinde pijaması, üstüne örtmeye çalıştığı bir battaniye…
Can havliyle merdivenlerden inmeye çalışması…
Kulağında uğuldayan bomba seslerini karnındaki yavrusunun tekme seslerinin örttüğü kadın…
Dünyayı ayağa kaldıran bir fotoğraf ve fotoğrafta karnı burnunda bir kadın…
Zalim Rusya’nın rol yapmakla, yalancılıkla suçladığı; kendisinin, doğmamış bebeğinin öldürülmeye çalışıldığı bir kadın…
Mariana Vishegirskaya…
Rus ordusunun Mariupol’daki doğum hastanesine bombalı saldırısında hayatta kalan kadın…
Evet, hayatta kalan ama aynı zamanda hayat veren bir kadın…
Büyük ustanın dediği gibi:
“düşmana inat
bir gün fazla yaşamak”
Ya da düşmanın inadına yeniden ama yeniden doğmak gibi…
Evet, o bebek Rus bombardımanından iki gün sonra doğdu; adı Veronika oldu.
Daha annesinin karnındayken düşman Rusya’nın katline ferman çıkarttığı o bebek, zalim Putin’e meydan okurcasına doğdu.
“Bana vereceğiniz bir hesap, size ödeteceğim bir bedel var” der gibi doğdu.
“Siz kaybettiniz ben kazandım” der gibi doğdu.
“Ben”i “biz” yapar gibi doğdu.
Savaş meydanındaki son işgalciye son kurşunun atılması gibi doğdu.
Sonuçlanmamış savaşı bitirir gibi doğdu.
Evet, görmek istemeyen gözlere, kabullenmek istemeyen beyinlere inat bu savaş bitti; Ukrayna kazandı.
Putin, Veronika bebeğe ve ondaki yaşam arzusuna yenildi.
Yakup’un soyundan gelen Musa’nın, Mısır Firavunu’nun halkına uyguladığı işkenceleri sonlandırması gibidir Veronika bebeğin doğumu.
Firavunluğa özenmiş Putin’e, zalimin saltanatını yıkan, Musa’nın yeniden doğduğunu gösteren bir candır Veronika bebek.
Doğum yaşamdır.
Doğum gizdir.
Doğum yeni güne merhabadır.
Doğum bahardır.
Doğum başlangıçtır.
Tarih, İsa yok iken MÖ, İsa’nın doğumuyla MS diye ikiye ayrılır ve her şey bu doğuma, bu başlangıç noktasına göre tarihe kaydedilir.
İçinde bulunduğumuz için şu an yaşanılanı iyi kavrayamayabiliriz fakat tarih, Yahudi bir babanın kızı olan Veronika bebeği bugünlerin İsa’sı olarak görecek ve kendi sayfalarına böyle geçirecektir.
Bu işgal ne kadar sürer bilemem ama tarih bu işgali Veronika bebekten önce ve Veronika bebekten sonra diye ikiye ayıracak. Umudunu hiç yitirmeyen Ukrayna halkına Veronika bebeğin daha fazla umut aşıladığını yazacak.
Zamanı durdurmaya da kalksalar, hayatı yakmaya da çalışsalar biz buradayız. Biz, Veronika bebeğin doğarken “ben”i “biz” yaptığı “biz”in içindeyiz.
Anadolu’nun özüyle selamlıyorum doğan çocuğu…
Bu toprakların diliyle merhaba diyorum ona…
“bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte yine sevinçteyiz”
Hoş geldin bebek!
“geldin de
çiçekli dallara döndürdün öfkemizi”