Türkiye’de son bir aydır AKP ile en büyük mücadeleyi futbol taraftarları veriyor. İlk başta Fenerbahçe taraftarları tüm halkın sesi oldu. Kadıköy’deki maçta on binlerce ses tek yürek oldu: “Hükümet İstifa” sloganları yeri göğü inletti.
Aynı maçta atılan diğer bir slogan ise susturulmak istenen depremzedelerin haykırışıydı adeta: “Yalan, yalan, yalan. Dolan, dolan, dolan. 20 sene oldu, istifa ulan!”
Bu sloganlar AKP medyasını çıldırttı. Hem AKP’li yetkililer hem de Devlet Bahçeli taraftarı tehdit etti. Ancak Beşiktaş maçında da aynı sloganlar yükseldi. Burada birleştirici olan isyan ve vatanseverlik duygusuydu. Muhalefet partilerinin sustuğu bir ortamda, taraftarların tepkisi organize edilmemiş ve kendiliğinden gelişen patlamalardı.
Bundan sonra yönetimi AKP’nin elinde olan kulüpler bildiri ile yandaş bir hat, cephe oluşturmaya çalıştı. Taraftarları tehdit eden deklarasyon, esas futbola iktidarın siyasetini dayatan provokatif bir dil taşıyordu. Ancak futbol terimleriyle konuşacaksak, AKP kalesine giren golü çıkaramadı.
Birincisi yandaş kulüplerin kendi taraftarları bile tribünlerde “AKP’ye destek” sloganı atmadı. Örneğin Konyaspor deklarasyon yayınladı ama sonraki maçta Konyaspor taraftarına AKP yanlısı tek bir slogan attırılamadı. Böylelikle yaratılmak istenen “taraftarlar bölündü” algısı başarısız oldu. Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının attığı ilk golden sonra AKP ikinci golü ele geçirdiği ve yandaşlaştırdığı kulüplerin, yandaş olmayan taraftarlarından yedi. Maç 2-0’a geldi.
AKP yine saldırdı. Bu sefer yandaş deklarasyona imza atmayan kulüpler üzerinde baskı kuruldu. Özellikle Galatasaray’a bu dayatıldı. Ancak Galatasaray yönetimi imza atmadı. Bu tavırdan sonra, imza atmayan diğer kulüpler de direnmeye devam etti. Kurulan faşist baskı boşa çıktı. Maç 3-0.
Sonra Soylu sahaya indi. Hukuksuz bir uygulama ile binlerce taraftara ilişkin soruşturma başlatıldı. Ayrıca Kayseri Valisi -ki aynı valilik İleri Yayınları’na ve çalışanlarına karşı da aynı saldırıyı yapmıştı- değil yasaları, Anayasa’yı bile adeta ortadan kaldıran bir uygulamayla, Fenerbahçe taraftarlarının şehre girişini yasakladı. Ancak bu sefer basketbol ve voleybol maçlarında “Hükümet İstifa” sloganları yükseldi. Taraftar teslim olmuyordu. Halk 4 – AKP-MHP 0.
Geriye Galatasaray maçı kalmıştı. Ne olacağı bekleniyordu. Ancak belli ki provokasyonlar partisi AKP’nin eli kolu bağlı kalmayacaktı.
Son kışkırtmayı Bursa’da gördük. Stadyumlara taraftarlar girmesin diye on binlerce kişiye güvenlik tedbiri uygulayan, soruşturma tebligatı gönderen, değil bir pankart tek bir kalemi, su şişesini bile tribünlere sokmayan bir rejimden bahsediyoruz.
Birden bire Soylu’nun müthiş (!) güvenlik önlemlerinin Bursa’da tamamen rafa kaldırıldığını gördük. Yıllardır süren Bursaspor ve Amedspor gerginliğini herkes biliyor. Soylu bunu fırsata çevirmeye karar verdi.
Bir kısım medya Bursaspor taraftarını ırkçılık ile suçluyor. Diğer yandan Diyarbakır’da da bu maçlar büyük olaylarla geçiyor.
Bu gerilimin de temelinde de AKP kışkırtması var. Açılım sürecinde Diyarbakır’ın adının Amed ve Diyarbakırspor’un adının Amedspor olarak değiştirilmesini AKP önermiş ve teşvik etmişti. Açılım bitti ama AKP kışkırtması olduğu yerde duruyor. Yıllardır bu gerilim devam ediyor. Hem Kürt açılımcısı hem de ülkücü takılabilen AKP iktidarı iki tarafa da birbirine fırlatacak taşları büyük bir şevkle tedarik ediyor.
Şimdi daha açılımın devam ettiği günlere dönelim. “Amedspor”a AKP ve PKK ittifakının verdiği misyon, bütün Diyarbakır şehrine karşı bir tuzak ve kışkırtmaydı aslında. 2 Mayıs 2015 tarihinde, T24 sitesinde Veysi Polat, Amedspor’un golcüsü Yusuf Yağmur ile bir söyleşi yaptı. Soru şuydu: “Amedspor neden gollerden sonra ‘Abdullah Öcalan’ pozu veriyordu?” Yusuf Yağmur da açık sözlülükle “Apo pozunun” hikâyesini aktarıyordu:
“Futbol yaşamımda en çok heyecanlandığım maçtı. Tribünlerde binlerce taraftar ve yedekleri beklerken as oyuncularıyla karşımıza çıkan bir Galatasaray. Aslında bu bizi daha çok motive etti ve kenetledi. Tüm arkadaşlarım azimle mücadele etti. 1-0 öndeyken ve GS beraberlik golünü ararken son dakikalarda 2. kafa golünü atmıştım. Benim için unutulmaz bir maçtı. Maç öncesi bazı arkadaşlarıma ‘Yenersek Öcalan pozunu vereceğiz’ demiştim. Yendik ve ben de sözümü yerine getirdim. O an Sayın Öcalan’ın Galatasaraylı olduğu aklıma gelmedi… Ancak maçtan sonra Sayın Öcalan ilk takımının Amedspor olduğunu deklare etti.” (https://t24.com.tr/haber/ocalan-pozunun-mimari-olan-o-futbolcu-konustu,295341)
Yani AKP’nin kurduğu ve tribünlerin altına koyduğu provokasyon bombasının saatinin daha 2015’te işlemeye başladığını belirtelim.
Diğer yandan Bursa Stadyumu denince aklıma yine başka bir AKP açılımı ve kışkırtması geliyor. AKP’nin o zamanki CB’si Abdullah Gül, Ermenistan ile açılım başlatmıştı. 2009’da Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçına insanlar Azerbaycan ve Türk Bayrakları bile sokamamıştı. Hatta toplanan bayraklar çöpe atılmıştı, Azerbaycan bu saygısızlıktan dolayı Türkiye’ye resmi tepki göstermişti.
Şimdi ise bakıyoruz; aynı statta maşallah (!) her şey var. Yeşil posterleri, Toros pankartları, sahaya atılacak her türden madde.
İlginç! Türk Bayrağı yine tek tük. Neredeyse yok! Oysa mesele bölücülüğü veya bölücü ırkçılığı protesto etmek olduğunda Türkiye’de zaten tek bir sembol vardır. Ay Yıldızlı Türk Bayrağı!
AKP ve Soylu öyle bir tezgâh hazırlamışlar ki; her şey hazır. Bir tarafta “Apo Pozu” diğer tarafta “Yeşil Posteri”! Sanki tımarhane.
Ve bugün ne konuşuluyor artık? Tribünlerde atılan “Hükümet İstifa” sloganları ve köşeye sıkışan AKP gitmiş, şimdi tribünlerdeki “holiganizm ve ırkçılık” ile savaşan (!) AKP ve Soylu gelmiş. Herkes “ırkçılığı” kınıyor. AKP de kınıyor. HDP de kınıyor. Mükemmel!
AKP ve Devlet Bahçeli ne diyordu? “Tribünlerde provokatörler var”, “maçlar seyircisiz oynansın.” Bursaspor – Amedspor maçını seçimlerden önce seyircileri tribünlerden sürmek için kullanıldı. Olay bu kadar nettir.
Saray iktidarı son bir ayda futbol taraftarından daha doğrusu Türk halkının susturulamayan son çığlığından 4 gol yedi. 4-0’a gelen maçı, çeviremeyeceğini anlayan AKP-MHP ittifakı, toptan maçı tatil ettirmeye çalışıyor. Bunun adına şike denir!
Kısacası Bursaspor–Amedspor maçındaki olaylar ne ırkçılık ne bölücülük ile ilgilidir. Bu olayları bizzat AKP ve Soylu kışkırtmıştır. Amaç “Hükümet İstifa” sloganlarını susturmak ve tribünleri toptan kapatmaktır.
Soylu’ya dahi destek verecek kadar “ırkçılık avına” çıkmış sözde solculara ve eline Türk Bayrağı almaktan aciz, ama Yeşil pankartını savunacak kadar radikal (!) “Türkçü”lere duyurulur. Biraz aklınızı kullanın. Futbol taraftarı gibi uyanık ve zeki olun.