Yargıtay 3. Ceza Dairesi, dün CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili kararını verdi. Buna göre Kaftancıoğlu’na verilen, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan verilen 1 yıl 6 ay 20 gün, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak” suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezaları onandı. “Cumhurbaşkanına hakaret” cezası ise 2 yıl 4 aydan 1 yıl 9 aya düşürüldü.
‘Silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığı alenen tahrik etmek’ suçlarının unsurlarının oluşmadığı belirtildi. Canan Kaftancıoğlu, verilen toplam 4 yıl 11 ay hapis cezası bitene kadar siyasi yasaklı oldu.
Dün kararın açıklanmasından beri hemen her kesim kararı ve sonuçlarını tartışıyor. Kimileri AKP’nin Gezi kararından sonra üstüne bir de Canan Kaftancıoğlu hakkında yargıya gölge düşürecek bir karara nasıl imza attığını sorguluyor. Ancak bunda şaşılacak bir şey yok. AKP açısından yargının imajının hiçbir önemi yok. Tek önemli şey, AKP’nin önümüzdeki seçimleri kazanması ve iktidarda kalması.
Canan Kaftancıoğlu kararı, elbette ki AKP yargısının aldığı siyasi bir karardır. AKP, bu kararla birlikte seçimlere yönelik en büyük hamlelerinden birini de yapmıştır.
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasında en çok payı olan, emeği geçen isim hiç kuşkusuz İstanbul İl Başkanı olarak Canan Kaftancıoğlu’nun ve ekibinindir. CHP, Canan Kaftancıoğlu’nun başında olduğu ekiple, 20 yıldır ilk kez İstanbul’da sandıklara sahip çıkarak Ekrem İmamoğlu’nun başarısında çok önemli bir rol üstlenmişti. AKP de bunu bildiği için İstanbul seçimlerinden beri Canan Kaftancıoğlu’nu hedef gösteriyordu.
AKP’nin Canan Kaftancıoğlu kininin bir türlü geçmemesinin sebeplerinden birisi de AKP’nin İstanbul’u bir kadına kaybetmesiydi ki, İstanbul’u kaybetmekten bile fazla koymuştur AKP’ye.
Canan Kaftancıoğlu’na verilen ceza öyle bir şekilde ayarlanmıştır ki, yatarı olmayan bir hapis cezası verilmiş, ancak Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak getirmiştir. Bu durum Kaftancıoğlu’nun cezası bitene kadar CHP’de herhangi bir görev alamayacağı anlamına geliyor.
AKP, Canan Kaftancıoğlu’ndan yargı eliyle hem İstanbul’u kaybetmenin intikamını almıştır, hem de önümüzdeki seçimlerde Canan Kaftancıoğlu’nun CHP örgütü başında sandıklara sahip çıkabilmesini “yasal” olarak engellemiştir. Bu anlamda Canan Kaftancıoğlu kararı, AKP’nin dört dörtlük bir seçim operasyonudur.
Şimdi CHP elbette il başkanına sahip çıkacak, elbette karara itiraz edilecek ama tüm bunlar yapılırken CHP’nin parti olarak üzerine düşen en önemli görev, Canan Kaftancıoğlu gibi sandıklara sahip çıkacak, koordinasyonu başarılı bir şekilde yürütecek, kararlı, mücadeleci ve örgütçü birini görevlendirmek olmalı.
CHP’ye düşen, Canan Kaftancıoğlu’ndan boşalacak yeri kim dolduracak kavgasına girmeden, iç çekişmeleri, küçük siyasi hesapları bir tarafa bırakarak AKP’yi seçimde devirmeye odaklanmak ve buna en uygun kişiyi göreve getirmektir.