Diyarbakır’daki yangınları tüm halkımız üzüntüyle izliyor. Her yaz yüreğimiz orman yangınları ile yanıyor. Zamanında bu yangınları PKK bizzat üstlendi. Son yıllarda ise özellikle Ege ve Kaz Dağları’nda AKP ihmalleri PKK kundaklamalarıyla yarışır hâle geldi.
Son yangınları ise Kürt şovenistleri yine kışkırtma için kullanıyor. Diyarbakır’daki faciayı bile etnik ayrımcılığı ve ırkçılığı körüklemek için fırsat biliyorlar, bin tane yalan ortaya atıyorlar.
Kürt şovenistlerinin yaptığı en büyük propaganda bu sefer “yangınlar bakımsız elektrik hatlarından çıktı” oldu. Aslında bu iddianın kendisi dahi kaçak elektriğin itirafıdır. DEM üyesi faşistlerin “TC’den elektrik çalmak hakkımız” söyleminin acı sonucu.
Bölgede yıllarca devlet adına yürütülen yanlış politikaları sonucu kaçak elektriğin kullanımına göz yumuldu. Böylelikle güya “bölge halkı” kayırılmış olacaktı. Oysa her alanda uygulanan etnik pozitif ayrımcılığın terörist bölücülüğü daha da çok azdırdığı apaçık ortadaydı. Buna rağmen fazla çocuk yapana sosyal yardımdan tutun, vergi-elektrik kaçakçılığına göz yummaya ve hatta teşvik etmeye kadar hukuksuz ve haksız uygulamalar devam etti.
Dünyada güya bölücülük ile mücadele eden ama aynı zamanda bölücü etnik ihtirasları kışkırtırcasına, etnik komplolara açık sosyolojik tabakaların daha çok çocuk yapması için devlet desteği sunan başka bir devlet var mıdır? İşte bu durumda bile Kürt ırkçıları “TC bize etnik temizlik ve asimilasyon uyguluyor” dedi. Dünyanın her yerinde bunun propagandasını yaptılar.
Eğer Güneydoğu Anadolu’da artık kökleşmiş bazı devlet politikaları eleştirilecekse, bunların en başında kaçak elektrik kullanımına izin vermek gelmektedir. Yangınlar gösteriyor ki; Kürtçü ihtirasları tatmin etmek için verilen bir taviz daha yine en çok güneydoğu insanına zarar vermiş oldu.
Bugün DEM’li faşistler bile devleti suçlamak için “yangınlar elektrik hatlarından çıktı” diyebiliyorsa, yaşadığımız acı yangınların ve ölümlerin en büyük sorumlusunun bölgedeki kanunsuz elektrik kullanımı olduğu apaçık ortadadır. Hepimizin elektrik faturalarına ve vergilerine yansıyan bu haksız ve hukuksuz uygulama, dönüp dolaşıp en çok Diyarbakır’ı vurmuştur. DEM’li faşistler yine bölgeye en büyük zararı vermiştir.
“Neden elektrik hatları bakımsız, bilerek yangın çıkardılar” diyen DEM’in Mardin vekili Beritan Güneş bundan 53 gün önce şu basın açıklamasını yapmıştı:
“Tüm Türkiye’nin elektrik üretiminin neredeyse tamamı Kürdistan’da üretilmesine rağmen Dedaş, Mardin başta olmak üzere Kürdistan’ın birçok şehrinde tam da ekin zamanında halkımızı elektriksiz ve susuz bırakıyor. Dedaş, yıllardır sürdürdüğü bu zulme bir an önce son vermelidir! Bunun önüne geçmeyen bakanlık da istifa etmelidir!”
Bölücülük nedir deseler bu üç cümle özeti olabilir. Utanmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçasına “Kürdistan” diyen bu faşist, bir de en büyük ayrımcılığı yaparak bu bölgeden çıktığı iddiasıyla elektriği bedava istemektedir. O zaman ne olacak? Karadenizli balığı, Marmaralı arabayı, Afyonlu sucuğu, İstanbullu her şeyi mi bedava kullanmak isteyecek? Veya Türkiye’nin diğer bölgeleri Mardin’e ambargo mu uygulayacak bu mantığa göre? “Önce biz bedava tüketelim, sonra Mardinli fahiş fiyatla kalanları satın alsın” mı diyecek?
Kaçak elektriği böylesine ırkçı ve ayrımcı argümanlarla savunan bu kadın, bugün kendi iddialarına göre, yine kaçak elektrikten kaynaklanan yangınlardan dolayı Mardin ve Diyarbakır’da ölen 15 vatandaşımıza karşı hiçbir sorumluluk hissediyor mu acaba? Utanması varsa belki özür diler.
Ancak utanmaz bölücülük o kadar meşrulaşmış ki; benzer bir argümanı salı günü konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel de yineledi. Aynen aktarıyoruz:
“Elektrik mühendisleri odasına tüketici derneklerine kulak verdik. Orman yangınına bakıyorsunuz 15 can gitmiş DEDAŞ’ın ihmalinden kaynaklanıyor, diyaliz hastası zehirlenecek DEDAŞ’tan kaynaklanıyor. Bu sıcak altında sağlık tehdit altında. Bir kent bir bölge sadece karın peşinde koşanların dezonformasyonuyla ‘efendim kaçak kullananlar var ondan oluyor’ kaçak kullanan varsa onunla ilgili yapılacak iş başkadır. Bir şehre düzenli elektrik sağlamak için yapılacak iş başkadır. Orman yangınlarının tüm yönleriyle araştırılması lazım.”
Özgür Bey CHP Genel Başkanı olduğunu çok sık unutuyor. Geçen gün Yılmaz Özdil ile çok seviyesiz bir polemiğe girişmişti. Sen Genel Başkansın. Yılmaz Özdil’in seviyesini bilmiyor musun? O gazeteci, yazar. Atar tutar. Sen vakur ve seviyeli olmak zorundasın.
Ama Özgür Özel yerini, koltuğunu dolduramıyor. Twitter trollü gibi… Yukarıdaki açıklamasının da üslubu ve seviyesi Twitter seviyesi.
Bakınız Özgür Bey. Sizin için 23 Mayıs 2024 tarihli Cumhuriyet gazetesinin haberinin bağlantısını paylaşıyorum: https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/sanliurfanin-3-ilcesinde-kacak-trafolar-tespit-edildi-2209811
Ne diyor biliyor musunuz bu haberde? Şanlıurfa’da üç adet kaçak trafo tespit edilmiş. Bakın kaçak hat değil! Kaçak trafo! Yangın çıkar mı, çıkmaz mı bir düşün şimdi. “Kaçak elektrik” dezenformasyonmuş. Yangın nedeni olan kaçak elektrik, nasıl oluyor da bundan bahsetmek “dezenformasyon” oluyor? Senin Ege’de otel için yangın çıkaranlardan ne farkın var? Onlar da “dezenformasyon” diyor suçlamalar için. Ama dikiyorlar da otelleri sonra.
Sen CHP Genel Başkanısın. Bu ülkenin iktidar koltuğunu talep ediyorsun. Bu devleti yöneteceksin. Kaçak elektriği, devlet bütçesinden yani aslında yoksul vatandaştan yapılan hırsızlığı, hatta eşkıyalığı savunamazsın. Hukuksuzluğu savunan biri olamazsın.
Sizi faturalarını ve vergilerini ödeyen, kanuna uyan, hukuka saygılı, hayatındaki tüm ekonomik zorluklara rağmen hırsızlığı veya kaçakçılığı düşünmeyen milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına saygılı davranmaya davet ediyorum. Diyarbakır’dakilere de İstanbul’dakilere de…