İçinizden “Ne bedeli?” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Geçtiğimiz günlerde Karar TV‘ye çıkan “Küçük Enişte” Davutoğlu, Altılı masa ile ilgili açıklamalar yapmış.
Diyeceksiniz ki, Altılı Masa mı kaldı? Haklısınız. Davutoğlu’nun Altılı Masa özlemi de tıpkı birilerinin açılım özlemi gibi eski güzel günlere dönüş hayali.
Anlaşılan Davutoğlu, Türkiye’nin geleceğinde tekrar söz sahibi olduğu, daha doğrusu Kılıçdaroğlu tarafından Türkiye’nin geleceğine ortak edildiği o günlere dönmek istiyor. Zira Altılı Masa’yı dilinden düşürmemesinin başka bir açıklaması olamaz.
Neyse biz şu 10 milletvekilinin bile az bulunduğu ‘bedel’ meselesine gelelim.
Biz de çok eleştirdik, seçimde oy getirmeyecek partilere verilen milletvekilleri konusunda. Yüzde 2 bile alamayacak partiler, Atatürkçülerin oylarıyla Meclis’e 10’ar, 15’er vekil soktular. Üstelik bu partiler Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı siyasal İslamcı partilerdi.
Davutoğlu da diyor ki, bizim fedakarlığımızın karşılığı 10 milletvekiliyle ölçülemez!
Davutoğlu ne fedakarlık yapmış? Meydanlarda Kılıçdaroğlu’na oy istemiş…
Acaba? Düşünüyorum, Davutoğlu hangi mitingde Kılıçdaroğlu için oy istemiş, hatırlayamıyorum. Ama Davutoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na oy vermek için halasını bile ikna edemediğini çok net hatırlıyorum.
Altılı Masa toplantıları ve mutabakat metni törenleri dışında meydanlarda İYİ Parti lideri Akşener dışında Millet İttifakı için miting yapıp oy isteyen oldu mu? Davutoğlu’nun Babacan’ın gülcemallerini miting meydanlarında niye göremedik?
Kılıçdaroğlu, 4 tane siyasal İslamcı partiyi Atatürkçü seçmenin üzerine yıktı. Adamlar da şimdi çıkıp utanmasalar “biz olmasak seçimi kazanamazdınız” diyecekler. Altılı Masa’nın dağılmasının en sevindirici yanı, şu tipleri eskisi kadar sık görmemek desem yeridir.
Bu siyasal İslamcıların yaptığı en iyi şey mağdura yatmaktır. Bedavadan 10 milletvekiline kondu diye eleştiriliyor ya Davutoğlu, çıkıp utanmadan Atatürkçüleri borçlu çıkaracak aklı sıra.
Bugüne kadar neyin bedelini ödemişsiniz siz ya?
Siyasal İslamcılar, her devirde korunup kollandılar, önleri açıldı. Ama sorsanız en büyük mücadeleleri onlar verdi, en büyük zorluklara onlar katlandı.
22 yıldır Türkiye’ye yapmadığınızı bırakmadınız. AKP’den ayrılmanız sorumluluğunuzu yok etmiyor. Mağduriyetiniz hiç bitmedi. Ne sizin ne de Erdoğan’ın.
Ama siz de haklısınız. Böyle bir muhalefet oldukça siz daha çok Atatürkçülerin sırtından geçinirsiniz. Geçen seçimde muhalif kanalların, gazetelerin gözdeleri Davutoğlu ve Babacan’ın kurmaylarıydı.
Şimdi ise Deva ve Gelecek partisinin yerini Erbakancılar aldı. Her gün muhalif gazeteleri bunların açıklamaları süslüyor, muhalif kanallara Erbakan’ın kurmayları çıkıyor. Hâlâ siyasal İslamcılardan bir medet umma halleri…
Neyse, şunun şurasında iki gün kaldı. İki gün sonra boyunuzun ölçüsünü alacaksınız ve tüm Türkiye sizin oy oranı bakımından ancak Perinçek’le yarışabileceğinizi görecek. Ama ben eminim ki muhalefet yine akıllanmayacak ve siz de böyle üstten üstten konuşmaya devam edeceksiniz.