Antakya, Defne ve Samandağ’daki yıkımı ve çaresizliği gördükten sonra Nurdağı ve İslâhiye ilçelerine gittim. Hatay’da dayanışmayla ayakta kalmaya çalışan insanlar vardı.
Gaziantep’in bu iki ilçesinde durum biraz daha farklı. Hatay’da çok az gördüğümüz çadırlar burada oldukça fazla. Çadır kentler için özel tabelalar bile hemen hazırlanmış. Gaziantep belediyesi bir çadır kent kurmuş, AFAD ayrı bir çadır kent kurmuş. Katar’ın gönderdiği konteynerler de bu bölgeye gelmiş.
Enkaz kaldırma çalışmaları Hatay’da çok azdı. İslâhiye ve Nurdağı’nda enkazı kaldırılan bina sayısı oldukça fazla.
Nurdağı’nda çöken bina sayısı oldukça fazla. Nurdağı Belediye Başkanı’nın neden hemen tutuklandığı anlaşılıyor. İhmalleri çıplak gözle bile görüyorsunuz. Nurdağı Belediye Başkanlığı da çöken binalar arasında.
Seçim için çalışmalara AKP bu bölgede hemen başlamış. Kendi seçmeninin mağduriyetini gidermeye çalışırken, diğer bölgeleri yok sayıyor.
“Devlet nerede?” sorusu bu noktada da yanıtsız kalıyor. Devlet her vatandaşına eşit davranmak zorunda. Sadece kendi seçmenlerine geç de olsa yardım ulaştırarak oy almayı düşünen bir yönetimle karşı karşıya olduğumuz gerçeği bir kere daha yüzümüze çarptı.
Hatay’da gördüklerimden sonra iktidar neyine güvenip seçime gidiyor diye düşünüyordum. Nurdağı ve İslahiye‘deki çalışmalarını gördükten sonra ciddi bir yatırım yaptığını anladım.
İnsanlar oy vermeye giderken yaşadığı acıları unutmamalı. Nurdağı’nda bir enkazın karşısında yarısı yıkılmış bir duvara yazılan yazı bu acıyı gösteriyor: “Toprak sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?” Enkaz başında sevdiklerinin ölüsünü ya da dirisini bekleyen insanlar canlandı gözümde bu yazıyı okuyunca.

