İngiliz hükümeti, dün yaptığı bir açıklamayla Türkiye ile “insan kaçakçılığı yapan şebekeleri engelleme” konulu bir anlaşma imzalandığını açıkladı.
Anlaşmaya göre Türk polis teşkilatı içinde “Mükemmeliyet Merkezi” olarak adlandırılan bir birim kurulacak. Ayrıca Türk polisi ve İngiliz polisi arasında göçmenlerin kaçak biçimde İngiltere’ye girmelerini engellemek için geniş bir işbirliği ve istihbarat paylaşımı yapılacak.
Doğrudan Türkiye’yi ilgilendiren böylesi bir anlaşmayı Türk kamuoyu, İngiliz hükümetinin açıklaması sayesinde öğrendi.
Türk dışişlerinden ya da içişlerinden konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. İktidar basını da böylesi önemli bir haberi “pas geçmeyi” tercih etti. Sadece Sabah gazetesinde 3-4 cümlelik çok kısa bir haber yayınlandı.
İktidar, tam da “İstanbul’da kaçak göçmen operasyonları” başlattığı bir dönemde, batıyla yapılan bir pazarlığın basına yansımasını istemiyor olabilir.
Hayaller, AKP’nin göçmenler konusunda tedbirler alması; hayatlar ise kapalı kapılar arkasında “dış güçlerle” yapılan göçmen anlaşmaları…
İngiltere’nin Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Robert Jenrick’in açıklamasına göre anlaşma sadece istihbaratla ilgili değil, “parasal destek” de içeriyor ancak Jenrick miktarın ne kadar olduğuyla ilgili bilgi vermemiş. AKP’li muhataplarını utandırmamak ve onları siyaseten zor duruma düşürmemek için olsa gerek.
Ancak açıklanmasa bile bu tarz anlaşmaların bir ucunda mutlaka “duygusal nedenler” olduğunu geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. İktidar bunu “Kayserili pazarlığı” olarak yansıtarak övünmeye çalışsa da İngiliz basınında 3 milyon pound gibi komik miktarlardan söz ediliyor.
Diğer taraftan İngilizleri en çok rahatsız eden nokta, kaçak göçmenleri taşıyan botların Türkiye’de üretilmesi. Anlaşmaya üretime yönelik alınacak bu tedbirler de dahil edilmiş.
Kaçak göçe aracılık eden ekipmanların Türkiye’de üretiliyor olması, Türkiye’nin insan kaçakçılığı konusunda bir “üs” haline geldiğini ispatlıyor. İktidar, “ihracatla büyüyen ülke” derken bunu mu kastediyordu acaba?
Türkiye’ye bir şekilde gelen yüz binlerce mülteci buradan edindikleri bot ve ekipmanlar sayesinde Avrupa’ya geçmeyi amaçlıyor. Bunların bir kısmı başarılı oluyor, bir kısmı da denizde hayatını yitiriyor.
Türk polisi dahilinde kurulacak “Mükemmeliyet Merkezi” İngilizlerin istihbarat sağlayacağı, Türk polisinin de bu bilgiler üzerinden harekete geçeceği bir birim olacak. “Her masada varız, oyun kurucu ülkeyiz” ama Türk topraklarındaki kaçak göçmen ticaretinin istihbaratını İngilizlerden alıyoruz!
İngiltere’nin derdi, Türkiye’den 6 ayda gelen bin kadar kaçak göçmene daha Türkiye sınırındayken engel olabilmek.
Oysa Türkiye için 1000 kaçak göçmen nedir ki? İstanbul polisi o kadar kaçak göçmeni bir günde topluyor!
İngiltere’de iktidarda bulunan Muhafazakar Parti’nin yaklaşan seçimlerden önce en çok tekrarladığı vaat, Asya’dan ve Avrupa’dan göçün engellenmesi. Kaçak göçmenlerin Ruanda’ya gönderilmesi planı da bunun bir parçası.
Arnavutluk ve Türkiye gibi ülkelerle yapılan önleyici anlaşmalar da İngiliz kamuoyu açısından son derece önemli. Geçtiğimiz günlerde bunun için bir mavna tahsis edilerek, kaçak göçmenler için yüzen hapishaneye dönüştürüldü.
Türkiye’ye verilen görev, üç tarafı denizlerde çevrili bir ülkede göçmen üssü kurmak. “Londralı” dostları, AKP’nin gardiyanlığından son derece memnun.