Erdoğan, dün akşam katıldığı ortak yayında depremden ekonomiye, dış politikadan seçim gündemine pek çok konuda açıklamalar yaptı. Erdoğan’ın açıklamalarını bütünlüklü olarak değerlendirdiğimizde ortaya tek bir şey çıkıyor: AKP ve Erdoğan çok büyük bir çaresizlik ve acziyet içinde.
Erdoğan’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalardan biri, HÜDA-PAR’ı savunmasıydı. Erdoğan’a göre HÜDA-PAR “yerli ve milli”ymiş. Bunca yıldır yeni mi aklına gelmiş Erdoğan’ın da şimdi HÜDA-PAR’ı “yerli ve milli” ittifaka katıyor? Böyle bir “millilik” de ancak AKP yandaşı bir terör örgütüne has millilik olabilir. Kastettiği millilik sanırım sola karşı ortak mücadele verdikleri MTTB dönemleri olsa gerek. AKP kadrosu ve HÜDA-PAR’ın yöneticileri, MTTB’den devre arkadaşıdır ne de olsa.
Erdoğan, geçen seçimde de PKK terör örgütünden medet ummuş, Apo’nun mektubunu okutmuştu. Devlet televizyonuna Osman Öcalan gibi teröristlerin çıkartılması da tam AKP’lik işlerdi. Bu seçimde de başka bir terör örgütü olan HÜDA-PAR’a sarılmışlar. Erdoğan’ın açıklamalarında geçen “HÜDA-PAR’a yakıştırılan çirkinlikler”den kastı, Hizbullahçıların geçmiş yıllarda işledikleri cinayetlerdir.
Merak ediyorum, bugün terör örgütü dediği PKK’yla masaya oturduğu dönemde PKK terörünü de “yakıştırılan çirkinlik” olarak mı niteliyordu. Terörist başı Apo’ya “sayın”, şehide “kelle” diyen biri PKK’nın cinayetlerine de “iftira” diyebilir.
HÜDA-PAR’ın AKP’ye getirebileceği oy yok. 2018 seçimlerinde 155.539 (%0.31) oy alan HÜDA-PAR’ı ittifakına katmak ve canlı yayınlarda yüzde 1 bile oyu olmayan bir terör örgütü uzantısını savunmak, Erdoğan’ın ne kadar büyük bir acziyet içinde olduğunu gösteriyor.
Erdoğan’ın acziyetini gösteren diğer bir nokta ise bakanların büyük şehirlerden milletvekili yapılacağı ile ilgili sözlerdi. Bunun için Fuat Oktay’ı örnek veren Erdoğan, “Ankara’da Yozgatlıların yoğun yaşadığı ikinci bölgeden” aday gösterileceğini söyledi. Erdoğan, yardımcısının Ankara’da bile herhangi bir yerden kazanacağından emin değil. O yüzden hemşerilerinin yoğun yaşadığı yerden aday gösteriyor.
Kimileri bakanların milletvekili yapılmasını şöyle yorumluyor: Erdoğan kaybetse bile bakanları seçilecek yerden milletvekili yaparak garantiye alıyormuş. Ben tam tersini düşünüyorum. Erdoğan, yıpranmış bakanlar kurulunu milletvekili yaparak tasfiye etmenin hesabını yapıyor. Düşünsenize, Süleyman Soylu’yu tasfiye etmenin daha güzel, daha kolay bir yolu mu var? Erdoğan da seçimi kazanırsa yepyeni bir bakanlar kuruluyla yoluna devam eder.
Erdoğan’ın önemli bir seçim hamlesi olarak ortaya attığı konu ise şüphesiz emekli maaşlarına yapılacak olan zam müjdesiydi. Her ne kadar yapılacak zammın tüm emeklileri mi yoksa sadece en düşük maaş alanları mı kapsayacağı belli olmasa da önemli bir adım ve AKP adına bir şeyleri değiştirebilir. Bugüne kadar emekliler için zammı ağzına almayan Erdoğan’ın zam müjdesi önemli bir seçim hamlesi. Bir de buna seçimlerden önce asgari ücrete yapılacak bir zam eklenirse, AKP için önemli bir oy artışı yaratabilir.
Yukarıda Erdoğan’ın acziyet içinde olduğunu söyledik. Erdoğan’ın HÜDA-PAR’a kadar düşmesi, Fatih Erbakan’ın ve Mehmet Şimşek’in Erdoğan’ı reddetmesi, artık AKP’nin ve Erdoğan’ın gücünün ve etkisinin iyice zayıfladığını gösteriyor. Ancak buradan Erdoğan’ın teslim olacağı sonucunu çıkarmak pek doğru olmaz. Emeklilere zam müjdesiyle de görmüş olduğumuz gibi Erdoğan’ın şapkasında daha çıkaracağı çok tavşan var.