CHP’nin sabık Medya Koordinatörü Eren Erdem, hakkındaki yolsuzluk iddiaları için çektiği videoda, “CHP’de para harcamadığını, aksine HALK TV’ye ödenen aylık 2 milyon ödeneği kestiğini ve partiye maddi anlamda faydası olduğunu” söylüyor.
Erdem’in kendisini aklamak için Halk TV’ye ödenen parayı açıklaması seçimlerden önce Kılıçdaroğlu’nun adaylığını topluma kabul ettirmek için kurulan kirli şebekeyi de deşifre ediyor.
Demek ki iktidar medyasını “havuz medyası” olarak niteleyenler, CHP’nin finanse ettiği bir “muhalif medya” kurmaktan utanmamışlar!
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanları “5’li çeteyle işbirliği yapmak”la suçlayanlar, TV ekranlarından Kılıçdaroğlu güzellemeleri yapanlar, hizmetleri karşılığında maaşa bağlanmış…
Aslında Erdem’in açıklamalarında yeni olan taraf sadece ödenen meblağın açıklanması…
Seçim sonrasında Eren Erdem, Halk TV’yle yapılan protokolü açıklamış ve bunun iptal edildiğini söylemişti.
Erdem bu itirafı “daha önemli gerçekleri gizlemek için” yapmak zorunda kaldı.
Erdem, seçim sonrasında Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un programına katılmış, Ersoy’un ısrarlı sorularına rağmen Halk TV dışında ödenek aktarılan medya kanallarını açıklamamıştı.
Halk TV’yi deşifre etmekte sakınca görmeyen Erdem, diğerlerinin adını “özel anlaşmaları” gerekçe göstererek vermedi.
O söylemese de kamuoyu CHP’nin kimleri fonladığını gayet iyi biliyor.
Merdan Yanardağ’ın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanlara nasıl saldırdığını, seçim akşamı “Kılıçdaroğlu kazandı” diyerek milyonlarca insana yalan söylediğini, yatsıdan sonra da arsızca “Kılıçdaroğlu’nun aslında kaybetmediğini ” söylediğini hatırlıyoruz.
Bu kadar Kılıçdaroğlu yandaşlığı ancak “tamamen duygusal” olan “protokol”lerle mümkün olabilirdi.
Erdem aslında Halk TV’yi “satarak”, esas oğlan olan TELE 1’in “tarifesini” gizlemeye çalışıyor.
Bu ekranlarda görmeye alışkın olduğumuz “sınırlı sayıda” gazeteci grubu ise iddialar ortaya saçıldıktan sonra “CHP’den asla para almadıklarına dair” açıklamalar yapıyor.
Troller’e de “kaç para karşılığında paylaşım yaptıkları” sorulduğunda hep aynı cevabı veriyorlar: “Hiç para almıyoruz.”
Hep akıllarına “nakdî yardım” geliyor. Oysa “aynî yardım” diye bir şey de var.
Belki gerçekten doğru söylüyor ve CHP’den para almıyorlar. Ancak CHP parasıyla finanse edilen kanallara çıkarak ünlerine ün katıyorlar!
Kimisi iktidardan yana olur, para almaz ama ihale alır; kimisi de CHP medyasının gediklisi olur, belki para almaz ama “kanaat önderi” olur. Kitapları bolca satar, arada 2-3 günlüğüne hapse girer çıkar, “tehdit alır”, bolca propagandasını yapar ve mağduriyetin ekmeğini yer.
Herkesi ve her şeyi sorguya çeker ama asla ve asla çıktığı kanalın CHP’den para almasının ne kadar ahlaki olduğunu sormaz.
Orası mayınlı bölgedir. Girilmeyeceğini bilir “kalemini satmayan dürüst gazetecilerimiz”!
Yandaşıyla muhalifiyle medya düzeni böyle kurulmuş durumda.
Eren’in açıkladığı 10 milyon “liracık” ödenek, buzdağının sadece görünen yüzü.