Samsun’da Onur Anıtı’na saldıran iki kişi tutuklandı. Tüm Türkiye’de ve Samsun’da oluşan tepki, Türk milletinin Atatürk etrafında kenetlenmesi bu tutuklamanın olmasında en önemli etkendi.
Basın, tutuklananları yalnızca uyuşturucu bağımlısı olarak yansıtmaya çalışıyor. Bu olayı bağımlılıkla açıklamak doğru değil. “ben Atatürk’ü sevmiyorum, heykelini görmek istemiyorum” şeklinde ifade verenler, iktidardan aldıkları güçle bu saldırıyı yaptılar. Maalesef ki üstü açık veya kapalı Atatürk düşmanlığı yapan bir grup her dönem vardı ve var olacak.
Tartışmalar hala devam ediyor. Özellikle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, CHP’nin ne kadar halktan kopuk olduğunu gösterdi: “Samsun’da yaşananlar, gündemi değiştirmeye yöneliktir.”
Türkiye siyasetini belirleyen her konuda, ekonomi gündeminden kopmayalım çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, bu konuda da aynı çağrıyı yaptı. Bir de sürekli aman sokağa çıkmayın, provokasyona gelmeyin diyerek, sandıkta hesap soracağız diyor. Samsun’da gördük ki Atatürkçüler, halk sokağa çıkınca provokasyona falan gelmiyorlar. Sabaha kadar Onur Anıtı’nı beklediler.
Türk Milleti’nin kalbi Atatürk’le birlikte atar, Atatürk’e, Atatürkçülüğe yapılan saldırılar ana gündemimizdir. Gündemimizden, kalbimizden hiçbir zaman düşmez. Esas gündemin bu olduğunu muhalefet partilerinin de görmesini bekliyoruz. Beklemenin ötesinde, bunu gösteriyoruz.
AKP’liler, onların trolleri, Samsun’da heykelin etrafında ilk toplanma başladığında “heykele tapıyorsunuz, Kâbe gibi tavaf ediyorsunuz” şeklinde saldırıya başladılar. Bu söylemi Anıtkabir için yıllardır kullanan Siyasal İslamcılar, artık bu politikalarının çöktüğünü görmek zorundalar. İlerleyen saatlerde kalabalık arttıkça, tepki daha da yükseldikçe hepsi geri adım atmak zorunda kaldılar. Bu geri adımları her dönem görüyoruz, artık bunun üzerinden siyaset yapmayı bırakmaları gerekiyor.
Onların Atatürk’ü ve Atatürk sevgisini anlamalarını beklemiyoruz. Ama Atatürk sevgisinin gücünden korkmalarını hatırlatıyoruz. Bu sevgi öyle bir güce dönüşür ki, önünde hiçbir şey duramaz.
Kemalizm ideolojisi çevresinde kurgulanmış askeri vesayet sisteminden bahsedenler gördüler ki, askeri vesayet falan değil, halk sevgisi var. Atatürk’ü Koruma Kanunu olmasa bile halk, Atatürk’e saldıranlara cevabı anında veriyor, tepkisini gösteriyor.
Bu tepkiyi gösterirken atılan, tüm ülkenin sahip çıktığı tek bir slogan var: Mustafa Kemal’in Askerleriyiz. Bu sloganı militarist bulanların artık gerçekleri görmüş olmaları gerekiyor. Her eylemde atılan bu slogan, artık halkın kalbine kazınmıştır.
Atatürkçülük tepeden inme değildir, halkın içinden çıkmış ve halk tarafından sahiplenilmiştir. Bu yüzden Atatürkçüler yıllardır sokaklarda, meydanlardadır. Bu yalnızca AKP iktidarı döneminde değil, 1950lerden bu yana işleyen bir süreçtir. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 19 Mayıs’ta Mustafa Kemal yürüyüşü düzenlediğini unutmayalım.
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganı da militarist bir slogan değil, mücadele çağrısıdır.
Samsun ve Türkiye bu saldırı karşısında iyi bir sınav verdiler. Halkın Atatürk sevgisini ve Cumhuriyeti koruma kararlılığını en güzel şekilde gösterdiler.
Atatürk’ü değersizleştirmeye çalışanlar, her zaman kaybetmeye mahkûmdur.
İzmir’in dağlarında açan çiçekler, Samsun’ da da açtı. Tüm yurtta açmaya devam edecek.