23 Nisan’da İstiklal Marşı’nı kağıda bakarak bile okuyamamak gibi bir yetersizlik sergileyen “düşük profil” Binali, dün Yozgat’taki açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir. (…) Yozgat, yüz yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının bize emanet ettiği bu Cumhuriyet’i, terör örgütlerine pazarlayanlara, onun arkasındakilere vermeyeceksiniz değil mi?” dedi.
Binali’nin ‘istiklal mücadelesi’ne ve ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyet’e sarılması, AKP’nin nasıl bir acizlik içinde bulunduğunu göstermesi bakımından önemli bir durum.
Ne de olsa Binali’nin de önde gelenleri arasında bulunduğu AKP’lilerin Atatürk, Cumhuriyet ve İstiklal Mücadelesi kavramlarına karşı alerjileri hepimizin malumu. Zaten 23 Nisan’da İstiklal Marşı’nı okuyamamasının tek sebebi, Binali’nin temel eğitim yetisi olan okuma yazma bilmemesi değil. Derinlerde bir yerde Binali’nin İstiklal Marşı karşıtlığı, okumasına da yansıdı.
Hayatlarında İstiklal Marşı okumamışlar, İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmayı bile zul gören bir zihniyete sahipler. Bunlardan istiklal mücadelesi sonucu yazılan İstiklal Marşı’nı düzgün okumalarını, istiklal mücadelesini anlamalarını beklemek, hayal bile olamaz.
Zaten adam “bu seçim istiklal seçimidir”i de ilk seferinde diyemedi. Hayatında çok az kullandığı bir kelimeyi telaffuzda zorlanıyor zaar?
***
“Sen önce İstiklal Marşı’nı doğru düzgün oku, istiklal mücadelesini sonra ver”, demek Binali’ye verilecek ilk tepki.
İkinci tepki olarak ise, “hayırdır, memleket işgale mi uğradı da istiklal mücadelesine başlattınız?” sorusunu sormak gerekiyor.
Peki bu durumda ülkenin işgale uğramasının sebebi ne olabilir?
İşte “düşük profilin” aklına gelmeyen şey bu. Eğer bu ülke işgal altındaysa, işgale uğramasının sebebi, 21 yıldır iktidarda olan AKP olmalı değil mi?
AKP, 21 yıllık iktidarında ülkenin işgale uğramasına engel olamadıysa, verilecek istiklal mücadelesinde AKP’ye niye güvenelim ki?
Binali, işgalden, istiklal mücadelesinden dem vuruyor ya; biz 100 yıl önceki işgal ve istiklal mücadelesinden biliyoruz ki, ülkede işgal varsa, işgale geçit veren, işgalcilerle işbirliği yapan bir Vahdettin de vardır? Günümüzün Vahdettin’i kim Binali Bey?
Bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz değil mi? Bugün Saray’da oturan kim, dış güçlerin desteğiyle iktidar olan kim, Ege adalarını Yunanistan’ın işgaline açan kim, diplomasız, liyakatsiz bir şekilde iktidarı işgal eden kim, hepimiz biliyoruz.
Türk milleti, 100 yıl önce işgalcilere karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde istiklal mücadelesi verdi. Ülkede işgal varsa istiklal mücadelesi sandıkla verilmez, silahla verilir. Binali, muhalefete karşı silahlı mücadele mi başlatacak? Bu konuşmadan bunu mu anlamalıyız?
***
Tarih, 13 Kasım 1918.
Trenle Haydarpaşa’ya gelen Mustafa Kemal Paşa, deniz yoluyla işgal donanmasının arasından Galata’ya geçerken, Yaveri Cevat Abbas’a donanmayı gösterip “Geldikleri gibi giderler” demişti.
4 yıl 10 ay sonra, Mustafa Kemal Paşa sözünü tutmuş, işgalciler İstanbul’u terk etmişlerdi.
Türkiye bugün yine bir işgal altındadır. İşgalciler bu kez Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan değil AKP’lilerdir. Bugün 100 yıl öncekinden farklı bir kurtuluş mücadelesi veriliyor. Bu mücadele cephede silahla değil, sandıkta oylarla verilecek.
Mücadelenin niteliği farklı da olsa, parolamız aynıdır: AKP geldiği gibi gidecek!