Son seçimde kaç Suriyelinin oy kullandığını bilmiyoruz. Bu konuda eldeki tek veri Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklama. Son seçimden beri, 130 bin 914’ü reşit, 230 bin 998 Suriyeli Türk vatandaşı olmuş. Tabii, bu Soylu’nun açıklaması… Doğruluğuna artık siz karar verin.
Bu seçimde kaç Suriyelinin oy kullanabildiğinden çok, bir sonraki seçimde kaç Suriyelinin oy kullanabileceği daha önemli bir mesele. 28 Mayıs’taki ikinci turu Erdoğan’ın kazanması halinde Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmeyeceği, hatta milyonlara varan bir “oy deposu” olarak kullanılacağı aşikar. Erdoğan rejiminin devamı halinde, bir sonraki seçimde milyonlarca Suriyelinin oy kullandığı bir tabloyla karşı karşıya kalabiliriz. Geri dönüşü zor bir tehlike bu… Üstelik henüz vatandaşlık hakkına kavuşmalarına uzun süre olan ancak çoktan o sıraya girmiş on binlerce Afgan da cabası…
Elbette mesele sadece Suriyelilerin oy kullanabilir hale gelmesi değil. AKP’nin Suriyelileri Türkiye’ye kabul ederken asıl hedefi ülkemizin demografik yapısını değiştirmek ve “Anadolu’yu Türksüzleştirmek”ti. Bu hedefe de adım adım ulaştıklarını görebiliyoruz.
İkinci tur tartışmalarında Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nun elindeki en önemli kozlardan biri Suriyeli sığınmacılar olmalı. Suriyeli sığınmacılar, sadece muhalif seçmenin değil, Erdoğan’a şu veya bu nedenlerle oy vermiş pek çok insanın da sorunu. Sığınmacıların zaten krizdeki ülke ekonomisine getirdikleri yük bir yana, işsizliği artırmaları, toplumsal yapıyı ve günlük hayatımızı değiştirmeleri her kesimden Türk insanını rahatsız ediyor. Üstelik Suriyeli sığınmacılar meselesi, Sinan Oğan-Ümit Özdağ çizgisinin de başından beri en ön plana koydukları gündem maddesi olarak öne çıkıyor.
Öncelikle, Suriyeli sığınmacılar üzerinden bir “ittifak” çağrısı, hem Sinan Oğan-Ümit Özdağ çizgisinin Kılıçdaroğlu’nu desteklememe gibi bir tavra girmelerini engelleyeceklerdir. Suriyeli sığınmacıları programının en temel maddesi haline getirmiş bir siyasi yapılanma, bu mesele üzerinden yapılan bir ittifak çağrısını geri çevirirse kendi varlığıyla çelişkiye girmiş olur.
İkincisi, “Suriyelileri evine göndereceğiz” söylemleriyle kurulmuş bir Kılıçdaroğlu-Oğan ittifakı, Sinan Oğan’a oy vermiş %5’lik kitlenin de Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu’na dönmesine de hizmet edecektir.
Ancak, belki de daha önemlisi, Suriyeli sığınmacılar meselesinin gündeme getirilmesi, ikinci turu aynı zamanda bir “Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı?” referandumuna dönüştürecektir. Bu tarz bir seçimi Erdoğan’ın kazanma ihtimali çok az. Kendisine oy veren %49,5’tan bile oy kaybedebilir. Tabii, tüm seçimi “Kılıçdaroğlu HDP ile ittifak yaptı” söylemlerinin üstüne kuran ve bunda başarılı da olan Erdoğan’ı çaresiz de bırakacaktır. Böylece ikinci turun ana gündemi PKK/HDP olmaktan ziyade Suriyeli sığınmacılara kayacak, hem AKP söylemlerini havada bırakacak hem de muhalif kesime çok güçlü olacağı yeni bir siyasi hareket alanı kazandıracaktır.
Gündemi belirlemek önemlidir. Hele hele seçim gündemini belirlemek en önemlisidir. Erdoğan’ın pek çok insanı şaşırtan yüksek oy oranı, temelde seçim gündemini HDP üzerine oturtmayı başarmasıyla alakalıydı. Muhalefet ise, seçim gündemini ekonomik kriz olsun, başkanlık sisteminin eksiklik ve yanlışlıkları olsun, deprem olsun, AKP’ye en çok zarar verecek konulara çekemedi bir türlü. Sinan Oğan ile Suriyeli sığınmacılar üzerinden kurulacak bir ittifak, seçim gündemini de muhalefetin belirlemesine yardımcı olacaktır.
Üstelik “Suriyeli sığınmacılar” meselesi, muhalefetin genel olarak ya da özelde Kılıçdaroğlu’nun ilk turda yürüttüğü kampanyanın çok dışına çıkmasını sağlayacak bir konu da değildir. Yapılması gereken, Oğan’la kurulacak ittifakı da bir vesile haline getirerek sığınmacılar meselesini en ön plana çıkarmaktır.
Elbette CHP’nin kendi tabanıyla ve Atatürkçü mirasıyla tekrar buluşması, Sinan Oğan’a oy veren ama aslında Kılıçdaroğlu’na rahatlıkla oy verecek %5’in hassasiyetlerini anlamak da önemlidir. Kılıçdaroğlu, maalesef, Atatürkçü CHP tabanına kulaklarını tıkayıp etrafını kuşatmış liberal/Kürtçü tayfanın öne sürdüğü stratejiyi takip ederek hata yapmıştı. Emin olun, sığınmacılar meselesini ön plana çıkarma konusunda en büyük direniş yine bu liberal/Kürtçü tayfadan gelecektir. Sırf bu bile, sığınmacılar meselesinin ikinci tur için ne kadar önemli ve başarının anahtarlarından biri olduğunun göstergesidir.
“Kılıçdaroğlu-Oğan ele ele!
Sığınmacılar Suriye’ye!”
Türkiye’yi Erdoğan rejiminden de kurtaracak slogan budur.