CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta yeni bir Kürt açılımı başlattı. İlk önce, verdiği bir röportajda Kürtçe öğrenmeye başlayacağını açıkladı. Buna da Türkçe bilmeyen Kürtlerin olduğu gibi aslında gerçeklikle uyuşmayan gerekçeler uydurdu.
Bu da yetmedi, seçim çalışmaları esnasında yaptığı bir konuşmada kendisi için açılan Kürtçe bir pankart karşısında, Kürtçeye kurban olacağını ifade etti. İmamoğlu’nun verdiği röportajın içeriğinin, önceden bu Kürt açılımı için planlanmış olduğu belliydi. Aslında mitingdeki Kürtçe “ez kurvane” sahnesi de çok açık bir şekilde mizansen kokuyordu.
İmamoğlu, CHP’yi bundan 10 yıl önce AKP’nin kendisi için faydasız bulup terk ettiği Kürt açılımı stratejisine çekmeye karar vermişti. CHP’nin genel başkanı olarak seçilmiş bulunan Özgür Özel’in ise bu stratejide ancak satranç tahtasındaki küçük taşlardan biri kadar işlevi olduğu açıktı. Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki Özel’i de CHP’deki anormal ve Kılıçdaroğlu dönemini aratacak Kürtçüleşmeyi planlayan, sahneye koyan ve bu oyunda bizzat başrolü de oynayan Ekrem İmamoğlu’nun ta kendisi!
Tüm bunlara ek olarak bugün, Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyası ile ilgili yeni bir gelişme daha ortaya çıktı. İmamoğlu, kendisi için Kürtçe bir seçim şarkısı besteletmişti. Ya da zaten var olan Kürtçe bir şarkının üzerine kendisi için sözler yazdırmıştı. Sağ olsun, hepimizi 2013’te hissettirdi!
Türkiye bu oyunu bir trajedi olarak daha önce AKP, Tayyip Erdoğan, “Serok” Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç ve diğer bilinen Kürt İslamcılar eliyle zaten yaşadı. Bu nedenle sırada olabilecekleri kestirmek bizler için hiç de zor olmamalı. Yalnız tarihin genel kurallarından birisi olan birinci kez trajedi olarak izlenen oyunların ikinci tekrarında komedyenler tarafından halkın önüne konması anlaşılan burada da geçerli olacak.
İlk Kürt açılımının sahibi olan AKP ve Kürt İslamcı cephe, bundan 10 yıl boyunca kazançlı çıktı bu süre zarfında ülkeyi adeta PKK ile beraber yönettiler. Kendileri de iktidarda kalmaya devam etti. Bu, Türkiye’nin en büyük trajedilerinden birisiydi.
Sonra bu şekilde ülkeyi yönetmeye ve iktidarda kalmaya devam edemeyeceklerini kavradıkları anda çok rahat bir şekilde o stratejiyi bir kenara attılar ve HDP’yi bırakıp MHP ile ittifak yapmaya başladılar.
Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği ekip, CHP’yi AKP’nin bize daha önce yaşattığı trajediyi yeniden yaşatması için kurguluyor. Evet Türkiye açısından trajedi ama kendileri açısından komedi olacaktır bu süreç. Çünkü birincisinde oyunu sahneye koyanlar 10 yıl boyunca kazanmıştı. Oyunu ikinci defa sahneye koyanlar ise en baştan kaybedecek. AKP’nin bile çöpe attığı bir stratejiyi oradan çıkarıp kendine yol olarak belirlemenin sonu zaten baştan kaybetmektir.
Ancak çoktan dönülmez bir karar vererek bu yola girdikleri için onların fikirlerini değiştirmek gibi bir beklentimiz olmamalı. Bu noktadan sonra bizim sorabileceğimiz tek soru şudur: Acaba Ekrem İmamoğlu yanına Şivan Perwer’i, Barzani’yi, İbrahim Tatlıses’i de alarak ne zaman sahneye çıkacak?
Her süreç doğal ve mantıki sonuçlarına varır. Biz bu sonucu bekleyelim. Onlar ise beklemeseler de bekleseler de hezimetle yüzleşsinler.