Rusya’nın Ukrayna işgali Türkiye’de siyasi saflaşmaları yeniden değiştirdi. Kendisine “sosyalist”, “ulusalcı” ya da “Türkçü” diyen, asla bir araya gelemeyecek birçok siyasi anlayış, bu yeni atmosferde yan yana geldiler. “Biz farklı saftayız.”, “O kesimlerle asla yan yana gelmeyiz.” diyerek ideolojik argümanlar üretmenin anlamı yok. Hangi safta olduğunuzu anlamak için şu soruyu yanıtlamak yeterli: “Şimdi Kiev’de olsam ne yapardım?”
İşgalin sebebi olarak Ukrayna halkını ve Zelenski’yi suçlayan, Ukrayna’nın Rusya’yı kışkırttığını düşünen biri iseniz, yeriniz doğal olarak Rusya’nın yanında olacaktır. Rusya’yı eleştirmenizin de bu noktada bir anlamı yok çünkü tarih savaş anlarında önünüze sadece iki seçenek sunar.
İşgalin sebebi olarak Rusya’yı görüyorsanız, ABD ve NATO karşıtı olsanız bile öncelikli tehdidin Rusya olduğunu görür; elinize silah alıp direnişe katılırsınız.
Biz cephede değiliz ancak vereceğimiz yanıt cephede olduğumuz zaman nasıl bir tavır alacağımızı da anlatıyor. Kaldı ki ortada bir ulusal direniş hareketi varken, bunu baltalamaya çalışmak, küçümsemek ve yok saymak en hafifinden işgalciye pasif destek sağlamaktır.
Türkiye’de Ukrayna direnişine karşı çıkan kesimleri ortaya koymak da meselenin ABD ya da NATO karşıtlığı olmadığını ortaya koyuyor.
– Doğu Perinçek ve Aydınlık grubu: Aydınlık, Türkiye’de en çok Rusçuluk yapan ekip. Öyle bir noktadalar ki, gizleme ihtiyacı bile duymuyorlar. Perinçek’in geçmişte NATO’yu savunan tek komünist lider olmakla övündüğü düşünüldüğünde, NATO karşıtlığı üzerinden Rusya’yı savunması inandırıcı değil. Ethem Sancak gibi bir ismi savaş ortamında Rusya’ya götürecek kadar “akçeli” işler üzerinden ilerleyen bir ilişkileri var. Tamamen “duygusal”.
– Avrasyacı paşalar: Çoğunluğu eski Aydınlıkçı, bazıları Ergenekon davasının sanığı olmuş bu paşalar siyaset yapmayı Doğu Perinçek’ten öğrenmişlerdir. Rusçuluklarını “mavi vatan” gibi doktrinlere dayandırmaya çalışırlar. Ulusalcı ve ABD karşıtı gibi görünmeye çalışırlar ama özünde farklı düşünürler. Bunların çocukları genelde batıda eğitim görür, Avrasyacı paşalar da bunun bir ayrıcalık olarak kalmasını isterler. Çocuklarına batıyı, ülke insanına Rusya ve Çin’i önerirler.
– AKP’liler: Politik olarak ABD’nin yanında olmak zorunda olsalar da kurmak istedikleri başkanlık düzenini tam olarak Rusya’da görür ve bunun özlemini duyarlar. Sosyal medyasız, muhalefetsiz, oligarkların güçlü olduğu bir ülke tam da AKP’nin istediği ülkedir.
– Bazı Türkçü kesimler: Bu kesimler otoriteye aşıktır. Herkesin aynı şeyi söylediği; tek sesli ve uyumlu bir toplum hayal ederler. Demokrasiyi bir yük olarak görürler. “Genişlemeyi” çok severler. Dünya üzerinde genişlemeye çalışan, imparatorluk heveslisi tüm ülkelere sempatiyle bakarlar çünkü orada Turancılık fikrine yakın bir şey görürler. Putin de böyle bir figür olduğu için örneğin Kırım işgalini unutabilirler, Doğu Ukrayna’da Türkiye’nin de önüne konulabilecek türden bir “Kürdistan” bölgesinin oluşmasını görmezden gelebilirler.
– Bazı sosyalist gruplar: Bunların bazıları Donetsk ve Lugansk’ın bağımsızlığının, Kürdistan’ın da yolunu açacak bir statükoya yol açacağının farkına vardıkları için Rusya’nın yanındadır. Bu tür etnik aksiyonlar, bu kesimlerin çok hoşuna gider. Putin’i sevmeseler bile, Rusya’yı “sosyalizmin anavatanı” olarak gördükleri için Rus devletinin güçlenmesini, sosyalizmin başarısı olarak görürler.
– Sputnik ekibi: Bunlar doğrudan Rus devletine bağlı memur olarak çalışırlar. Genellikle AKP’ye muhalif isimlerden seçilirler. Kendi içinde “sağcı” olan Rusya, bizim gibi ülkelerde muhalefeti etkilemek adına “solcu” isimleri tercih eder ve onlara parayla Rus propagandası yaptırır.
– Esadçılar: Suriye’de Esad’ın bekasını Rusya’nın garantörlüğüne bağlamış durumda olan kesimdir. Güçlü Putin onlar için güçlü Esad demektir. Ancak unutulmaması gereken bir şey var; emperyalizm bu tür figürleri çok kolay gözden çıkarıp deliğe süpürebilir. 2018’de Putin’in Lazkiye ziyaretinde, Putin’le birlikte yürümek isteyen Esad’ın Rus askerler tarafından kolundan çekilip engellendiği görüntüleri ibretliktir.
– Yahudi düşmanları: Zelenski bir Yahudi’dir ve dünyadaki tüm kötülüklerin anası Yahudiler olduğu için Ukrayna halkına yönelik bir saldırı, tanrının verdiği bir mesajdır; engel olunmamalıdır.
– “Bağımsız” Rus dostları: Türkiye’ye her sene milyonlarca Rus geldiği için, Ruslarla akraba olan ve Ruslardan para kazanan epeyce bir nüfus oluştu. Kiminin eşi, kiminin sevgilisi kiminin de müşterisi. Bunlar ideolojik sebeplerle değil, mevcut durum bozulacağı için Rusya’nın yanında yer alırlar. Bunun dışında Rusya’nın Türkiye’ye saldırmasından çok korkan, “Ses çıkarıp, ters düşmeyelim, sıra bize de gelir.” diyen bir kesim de var. İnsan korkabilir ama korku üzerinden bir işgali savunmak, işgalciye yardım ve yataklık yapmaktır; insanca bir tutum değildir.