Gülabi Aksu’nun gözaltı aracında, kelepçeli elleriyle gözyaşlarını silmesi hepimizin yüreğine dokundu. Gözaltına alınmasının nedeni; anayasal hakkını kullanarak, patronunun evinin önünde işten çıkarılmasını protesto etmesi. “Kızımı hastaneye götürecek yol param yok” diyerek durumunu net bir şekilde anlattı.
Migros depo işçisi olan Gülabi Aksu, 18 gün önce bir mesajla işten çıkarıldı. Onunla birlikte toplam 256 işçi 18 gündür seslerini duyurmaya çalışıyor. Yapılan zam yetersiz olduğu için, saatlik 4tl zam talepleri var.
Atılan işçiler depo önündeki eylemlerine devam ettiler. Seslerini patronlarına duyurmak için son olarak Tuncay Özilhan’ın evinin önüne gittiler. Bu eylem hukuksuz mudur tartışmaları başladı bir anda. Patronun evini önünde eylem yapmak, haneye tecavüzle eşdeğer görüldü. Protesto etmek anayasal haktır. Protesto etmek istediği yerin neresi olacağını, protestocular belirler. Mülke verilmiş herhangi bir zarar yok ortada. Patronların evinin önünde protesto da yeni bir eylem şekli değil. Geçen yıl Pegasus işçileri de aynı yöntemi denemişlerdi, ama böyle bir tartışma o dönem yapılmadı.
Patronun evinin önündeki protesto eylemine kalabalık bir polis ekibi müdahale etti. 100 işçiyle bin polis karşı karşıya geldi. Ve alışık olduğumuz gözaltılar başladı. İşçi eylemlerine yapılan ilk müdahale bu değil. İstanbul’da, Gaziantep’de yapılan işçi eylemlerine sert bir şekilde müdahale ediliyor. Yalnızca işçi eylemlerinin değil, sokağa çıkan kadınların, üniversite öğrencilerinine üzerine hep polis ordusu gönderildi.
Bu zamana kadar işçi eylemleriyle ilgili konuşmayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Migros depo işçileriyle ilgili bir açıklama yaptı: “Migros çalışanı işçilerin şikâyetleri ile ilgili bakanlık olarak soruşturma başlattık. Hiçbir işçimizin, emekçimizin mağdur edilmesine göz yummayacağız.”
Eylem yapan işçilere kulağını tıkayan bakan, bir anda emekçi mağduriyetinden bahsetmeye başladı. İşçiler zaten iktidarın yaptığı zamlar yüzünden geçinemiyoruz diyorlar. Bakan bu kadar emekçiyi düşünüyorsa, zamların geri çekilmesi için Bakanlar Kurulu’nda konuşsun, biz de samimiyetini görelim.
Tuncay Özilhan’ın eski TÜSİAD başkanı olması, hala TÜSİAD’ın yönetiminde olması bakanın bu açıklamayı yapmasına neden oldu. İşçilerin direnişinin 17. gününde bakanın konuşması, acaba bir yerlerden mi talimat aldı sorusunu akıllara getiriyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararlarını eleştiren TÜSİAD’a “Hükümete saldırmanın farklı versiyonlarını aramayın. Bu millet size fırsat vermeyecektir.” diyen Tayyip Erdoğan, bu açıklamayı yaptırmış olabilir mi?
Migros yönetimi 70 işçiyi tekrar işe aldı. Bu toplumsal tepkiden mi, işçilerin direnişinden mi, yoksa iktidar baskısından mı oldu bilemiyoruz. Diğer işçilerin de işlerine geri dönmesini umuyoruz.