İktidarın “çılgın rantı” Kanal İstanbul Projesi hakkında önemli bir iptal davasının sonucu belli oldu. Projenin 1, 2, ve 3’üncü etabındaki mülk sahipleri, projede öngörülen alanların dışında, çok daha değersiz yerlerden parsel dağıtılması üzerine iptal davası açmıştı.
Meğerse mevcut imar planları zaten bakanlıkça iptal edilmiş. İstanbul 14. İdare Mahkemesi de davacı mülk sahiplerine durumu bildirip bu yüzden herhangi bir karara varılmasının mümkün olmadığını bildirdi.

Yani Cumhuriyet gazetesinin geçtiğimiz Cumartesi “Kanal İstanbul’a iptal” manşeti attıran olay, iktidarın Kanal İstanbul Projesi’nden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Mesele, pay dağıtımında genel bir memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un konuya dair açıklaması da bu yönde:
“Kanal İstanbul Projesi’ni tabi ki iptal etmedik. İmar planları yürürlükte. Gurur projemizi adım adım hayata geçiriyoruz. Yapılan, vatandaşlarımızın talep ve ihtiyaçları neticesinde yeni bir imar uygulama değişikliği.”
Cumhuriyet gazetesi, ertesi günkü haberinde Bakan’ın kendilerini doğruladığını belirtmiş. Oysa doğrulanan, sadece ellerine geçen mahkeme kararı. Nitekim görüşüne başvurdukları İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün de durumu böyle aktarıyor. İmar planlarında hesap hataları, kötü parselasyonlar, irili ufaklı çok sayıda mülk sahibini memnun etmekten uzak arazi ve imar planları var.
Cumhuriyet gazetesinin yanıltıcı manşetini boş verin. Gerek devasa “Şahsım” piramidinin yaşadığı mali sıkıntılar, gerek seçim ekonomisinin dayattığı şartlar aslında Kanal İstanbul’u fiilen rafa kaldırmış durumda. Fakat çok basit bir internet aramasıyla bile şu son haftalara kadar halen Kanal İstanbul ile ilgili usulsüz ve adrese teslim ihalelerin dağıtıldığını, Danıştay kararlarına uyulmadığını görebilirsiniz. Yani vazgeçmeye hiç niyetleri yok.
Mevcut siyasî durum, İstanbul’u soykırıma uğratacak bu ihanet projesine yatırımcı çekmeye elverişli olmayabilir. Ama doymak bilmez, yamyam iştahlı bir iktidarın bu devasa rant kapısından vazgeçmesi mümkün değil.
AKP’nin, Kanal İstanbul’a kaynak aramaya ve aktarmaya kaldığı yerden devam etmemesi için bir sebep yok. Ama bunun için 2023’ten sağ kurtulması gerekiyor. Zira Kanal İstanbul’dan önce AKP’nin iptal olacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz.