Barışçıl protestoların ülke çapına yayıldığı 4 Ocak’ta Tokayev polis şiddetini ve gözaltıları başlattı. Ama ters tepti. O âna kadar meydanlarda toplanıp sloganlar atan halk, görülmemiş bir öfke patlamasıyla iktidara karşı gelmeye başladı.
İşin rengini değiştiren ise, halka otomatik silahlarla kurşun yağdırılmasıydı. LPG zammını geri almak da, kabineyi görevden almak da fayda etmezdi artık. Silahlı çatışma, devlet ve parti binalarını kundaklamak, havaalanı baskını ve silah yağmalama olayları işte bu devlet terörüne tepkiydi.
Kimse halkın bir gün illallah edip kıyama geçeceğine ihtimal vermemişti. Kazak bürokrasisi Rus abilerinin sabit birer kopyası belki ama Kazak halkı aynı değil. Yere çalınıp ikiye ayrılan Nazarbayev heykelinden ne kadar ders alırlar bilinmez.
Tokayev ilk defa 5 Ocak akşamı Kolektif Güvenlik Örgütü’nden askeri destek istediği canlı yayında “eğitimli yabancı terör grupları” ifadesini kullandı. KGAÖ birlikleri ülkeye vardığı gün ise, ilk icraatı ülke çapında polise ve askere öldürme yetkisi vermek oldu.
Öyle anlaşılıyor ki, Kazakistan’a girdiğinden beri kimseyle çatışmayan KGAÖ’nın esas hedefi, olası askeri darbe, halk ihtilali vb. durumlarda Tokayev’i ve oligarşiyi savunmak. Her diktatör gibi Tokayev de kendi ordusuna güvenmiyor. Özetle “yabancı terörist” söylemi, Tokayev’in bekasını garanti etmek için öne sürülen bir argüman.
Tokayev, 6 Ocak’ta 20 bin teröristten bahsettiği tweetini dalga konusu olunca silmek zorunda kaldı. Sonra yaptığı bir konuşmada ise, teröristlerin gizlice morglara girerek ölülerini toplayıp kayıplara karıştığını iddia etti.
Rezaletin büyüğü, Kırgız piyanist Vikram Rızahunov gözaltına alınınca yaşandı. 200 dolar karşılığında eylemlere katıldığını kameraya bakarak söylerse ülkesine teslim edileceği söylenmişti. Vikram’ın sahte itirafı devlet medyası tarafından “yabancı terörist”in kanlı canlı örneği olarak yayınlandı. Tüm dünyaya rezil olduktan sonra adamcağızı apar topar Kırgızistan’a teslim ettiler.
Bizde de yandaş medya en iğrenç iddialarla Kazaklara hakaret yağdırıyordu. İşaret fişeği sayılabilecek tweeti Misvak Caps sayfası 5 Ocak’ta atmıştı.
Misvak kafalara göre İsveç ve Norveç hayali kurup isyan çıkaran “Gezi zekâlılar” ülkeyi Ruslar’a hediye etmişti.
AKP’nin Kazak isyanında bizim Gezi direnişimizi görmesi çok normal. AKP oligarşisi de, Tokayev-Nazarbayev oligarşisi de halkın gücüne asla inanmıyor, halkın ancak güdülerek, alet olarak tuzağa düşerek hareket edebileceğini var sayıyor.
AKP, Putin-Tokayev medyasından farklı olarak bir de “FETÖ” hikâyesi uyduruldu. Güya halkın FETÖ’ye kanması Rusya’nın Kazakistan’ı işgal etmesine sebep oluyordu. O halde “FETÖ”nün arkasında ABD değil de Rusya mı var?
En son AKP’liler zırva iddialarına Soros’u da kattılar. Arap Baharı’nın “Rabia”sını 10 yıl AKP’ye satan Soros’a bir hafta içinde 20 milyon Kazak alet olmuş! Nasıl ama?
Dikta yanlılarının halka inanmaması çok normal. Millî uyanışlara ve millî kurtuluş savaşlarına inanmayanlar yine onlardır. 2022 isyanı, Kazak halkının kendi çağdaş uluslaşma sürecinden geçerken tecrübe ettiği bir tarih sayfası oldu. İlericilere düşen, gericilerin hurafe ve yaftalarına kapılmamak ve şerefli Kazak milletinin isyanını selamlamaktır.