No Result
View All Result

“Kürt oyları belirleyici olacak” efsanesi çöktü

Uğur ÖZKAN by Uğur ÖZKAN
20 Nisan 2024
in HAFTALIK
0
“Kürt oyları belirleyici olacak” efsanesi  çöktü

Tayyip Erdoğan’ın muhalefete tuzağı

Farklı dönemlerde farklı isimlerle varlığını sürdüren ve bugün DEM Parti adını alan PKK’nın siyasi uzantısı, 2015 yılından sonra AKP’nin gözündeki eski cazibesini yitirmiş, iktidar kanadı açısından kullanılırlığı kalmamış ve bu sebeple karşı tarafa itilmişti.

AKP ve Tayyip Erdoğan, 2015 yılından  Kürtçü politikayla devam ettiği takdirde oy kaybedeceğini ama milliyetçi söylemin getirisi olduğunu görmüş ve gördüğü gibi de eski ortağını muhalefetin kucağına patlamaya hazır bomba misali atmış, buna karşılık muhalefetten transfer ettiği partiyle milliyetçi oylara oynamaya karar vermişti.

Bu hamle, Tayyip Erdoğan’ın muhalefete büyük bir kazığıydı.

Kürtçülüğün oy kaybettirdiğini gören Erdoğan için PKK’nın partisiyle CHP adının yan yana anılması bulunmaz bir nimetti, o bomba patlayacaktı.

BDP, HDP, YSP, DEM veya başka bir isim, adı ne olursa olsun eğer onlarla beraber olarak seçim kazanılacağı halde tek hedefi kazanmak olan be kazanmak için dün savunduğunu bugün tereddütsüz inkâr edebilecek karakterde olan Tayyip Erdoğan’ın onlardan vazgeçeceğini sanmak hayalperestlik olurdu.

Ama tüm muhalefet; partisiyle, medyasıyla bu hayâle kapıldı.

Türk milletine Goebbels Taktiği: “Kürt oyları belirleyicidir.”

2015 yılından bugüne kadar gerçekleşen her seçim öncesinde duyduğumuz, muhalif televizyon kanalları tarafından yayın politikası halini alan, birçok muhalif yazarın ince ince işlediği, ana muhalefet partisinin seçim stratejisini bu doğrultu üzerine kurduğu bir propaganda var: “Seçimi kazanmanın yolu Kürt oylarını almaktan geçiyor, Kürt oyları kilittir, Kürtler nereye yönelirse o taraf kazanır vs.”

CHP ve CHP destekli medya organları için su götürmez bir gerçek olan bu teze maruz kalan Türk halkı da bunun doğruluğunu kabul etmeye başladı:

“Evet, Kürtler oy vermezse kazanamayız. Kürtlerin de oy verebileceği bir aday çıkartılmalı vs.”

Bu tez gerçekten doğru olsa bile bu fikre yaklaşım kendi içinde çelişki doğuruyor.

Birincisi; Türkiye’de yaşayan tüm Kürtleri blok oy olarak görmek.

Halbuki Kürtler arasında da farklı ideolojilere inanmış, farklı partilerin peşinden giden insanlar olduğunu, Kürt nüfusun çoğunluk olduğu illerdeki oy dağılımından görebiliyoruz.

İkincisi; tezin doğruluğuna PKK’nın partisinin de inanması ve bunun vermiş olduğu özgüven ve şımarıklıkla muhalefete de Türk seçmene de dayatmada bulunması.

Üçüncüsü ise; Kürtlere göre siyasi rota çizme hastalığı. Türkiye’de insanlar yıllarca AKP’nin karşısında en güçlü aday kim ise ona oy verdiler, bu düşünceyle hareket ettiler fakat söz konusu Kürtler olunca neden aynı tavrın Kürtlerden beklenmediği ayrı bir tartışma konusu.

***

Gelelim “Kürt oyları belirleyici olacaktır” efsanesinin nereden geldiğine…

Bunu söyleyenlerin en büyük dayanağı, 2018 Genel Seçimlerinde o zamanki parti ismi HDP ile aldıkları %12’ye yakın aldıkları oy oranı ve 2019’da yapılan yerel seçimler.

Öncelikle şunu söylemek gerekir, Kürt oylarına kilit rolü biçen cenah tarafından 2018 Genel Seçimleri için “her evden 1 oy CHP’ye 1 oy HDP’ye” propagandası yapılmıştı ve hem CHP’den hem de diğer sol partilerden HDP’ye emanet oy kaymıştı. Amaç, HDP’nin barajı geçmesini sağlamaktı.

Bu durumda haklı olarak şu soruyu sormakta fayda var:

Barajı geçmek için bile Türk oylarına muhtaç olan bir partinin taban oyunun Türk siyasetinde nasıl kilit rolü olabiliyor?

Kürt oyları muhalefete gelmese ne olur?

DEM Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Meral Danış Beştaş’ın “İmamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın, aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenlerimiz oraya oy verdi. Neden? Çünkü AKP’yi cezalandırmak istedi” şeklindeki açıklaması özünde şu mesajı barındırıyor: “İstanbul dâhil birçok yeri sayemizde kazandınız.”

Parti içi mesele fakat yine de soralım: Kürt seçmen AKP’yi cezalandırmak için İmamoğlu’na oy verdiyse siz neden İmamoğlu’nun karşısına aday oldunuz? Belki de İstanbul’da yaşayan Kürtler sizi cezalandırmışlardır.

***

Meral Danış Beştaş’ın bu açıklamasından sonra Kürt oylarının Türk siyasetindeki etkisi üzerine bir kıyaslama yapacağız.

2018 Genel Seçimleri bile Kürt oyları efsanesini bitirmek için yeterlidir fakat hâlâ o oylara muhtaç olunduğunu düşünenler için güncel verilere bakalım. Her şeyi bir kenara bırakalım ve matematiğe başvuralım. Bakalım sayılar ve oranlar bize hangi gerçeği gösterecek?

Karşılaştırma yapılırken Kürt nüfusun yoğun olduğu bazı batı illerinin 14 Mayıs 2023 günü yapılan genel seçimdeki oy oranları ile 31 Mart 2024 günü yapılan yerel seçimdeki oy oranları baz alınacaktır. Son yerel seçime DEM Parti olarak, geçen yılki genel seçime YSP olarak girdiklerini de belirtelim.

14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerinde İstanbul’daki oy oranı %8,13 olan YSP, 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti olarak %2,12’lik bir oya sahip. %6,01’lik bir oy kaybını da Meral Danış Beştaş’ın İmamoğlu’na “sahiplenme sakın” çağrısında bulunduğu oylar olduğunu varsayalım. İmamoğlu’nun yerel seçimde aldığı oy %51,14, en yakın rakibi Murat Kurum’la arasındaki fark %11,55. %8,13’lük Kürt oyunun tamamın İmamoğlu’na geldiğini varsaysak bile Kürt oyları olmadan da AKP’nin adayı Kurum’a 3,42 puanlık fark atıyor.

Gelelim Ankara’ya…

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ismi en çok geçen, aday yapılması toplum tarafından en çok istenen kişiydi Mansur Yavaş fakat Türk siyasetinin şımartılmış ve hak etmediği itibarı görmüş HDP, aday yapıldığı takdirde oy vermemekle tehdit etmişlerdi muhalefeti.

Bakalım o zaman Ankara’nın durumuna tehdide değer bir durum var mıymış?

2023 yılında %2,91 oy alan YSP, 2024’te  DEM Parti olarak %0,8’de kalmış. Mansur Yavaş ise, %60,44 ile en yakın rakibine yaklaşık 30 puan fark atarak rekor oyla yeniden seçildi. Yorum bile yapmaya gerek yok.

İzmir…

%7,46’lık YSP oyu, on ay sonra %4,19’a gerilemiş. 2024 seçiminde CHP ise %48,97’lik oyu ile en yakın rakibine 11,91 puanlık fark atmış. 2023 yılındaki %7,46’lık oyun tamamı 2024 seçiminde CHP’ye gelmiş olsa bile Kürt oyu olmadan da 4,45 puanlık fark atacaktı.

Memleketim Mersin…

Kürt nüfusun yoğun olduğu illerden biri Mersin. “Kilit Kürt oyları”cıların ürünü olan “Türkiye İttifakı, Kent Uzlaşısı” gibi ideolojik dayanağı olmayan anlaşmadan ötürü DEM Parti yerel seçimde aday çıkarmadığı için 2023’teki %13,35’lik YSP oyunun tamamının 2024’te CHP’ye verildiği kabul edelim. %59,52 ile en yakın rakibine %28,48 fark atan CHP, Kürt oyları olmadan da %15,13’lük bir farkla yine kazanacaktı Mersin’i.

Adana…

2023’te YSP oyu %9,72

2024’te DEM Parti %5,60.

2024’te CHP oyu %46,57, en yakın rakibi AKP ile arasındaki fark %9,14.

Antalya…

2023’te YSP oyu %4,73 iken 2024’te DEM Parti’nin oyu %3,11.

CHP ise %48,71’lik oyu ile en yakın rakibi AKP’ye %8,68’lik fark ile seçimi kazandı. YSP oyunun tamamı gelse bile Kürt oyları olmadan da %3,95’lik fark ile zaten kazanacaktı.

Peki, Bursa?..

Bir önceki dönem AKP’de olan Bursa’nın CHP’ye geçmesindeki Kürt oyu etkisi ne kadar görelim.

YSP, Bursa’da 2023’te %4,28’lik bir oya sahipken DEM Parti 2024’te %1,63’lük bir oy oranı elde ediyor. CHP ise %47,62’lik oyla en yakın rakibi AKP’ye %9,27’lik fark atıyor. YSP oylarının gelmediğini varsaysak bile%4,99’luk farkla CHP kazanacaktı.

Şu ana kadar verilen örneklerdeki illerden Bursa, AKP’den CHP’ye geçen belediye iken diğer iller iki dönemdir CHP’de idi.

Şimdi farkı bir örnek verelim…

Kocaeli…

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi epey dönemdir AKP’de.

2023 yılında YSP’nin Kocaeli’deki oyu %5,67, 2024 yılında DEM Parti’nin oyu %3,26. CHP, Kocaeli’de %28,97’lik oy ile rakibi AKP’nin 16,86 puan gerisinde kaldı. “Türkiye İttifakı” Kocaeli’nde de uygulanıp DEM Parti burada aday çıkarmasa CHP’nin oyu %2,41 daha artarak %31,38’e yükselir ama ikinci parti durumundan kurtulamazdı. “Kürt oylarını alan kazanır” tezi burada tutmadı.

Türk siyaseti, Türk oylarıyla Türk’e göre belirlenir

Sayılarla, oranlarla anlatmaya çalıştığımız gerçek şu: Türk siyasetinin, Kürt oylarıyla veya Kürtleri temsil ettiğini iddia eden partinin dayatmaları ile değil Türk oyları ve Türk’e göre Türk’çe şekilleneceğidir.

Kimileri bu realiteyi şahsi siyasi çıkarları uğruna göz ardı edebilir fakat şu unutulmasın: Türkiye’nin geleceğinde laik Türk milliyetçiliği vardır ve Türk’ü görmezden gelerek, Türk’ü önemsemeyerek veya Türk’ü cepte görerek atılan her siyasi adım geri tepecektir.

***

Türkiye, 22 yıllık AKP iktidarı döneminde ilk defa CHP’nin birinci parti olarak çıktığı bir seçim yaşadı. Bu hem CHP hem de yeni dönemde yer almak isteyen her siyasi hareket için bir fırsattır ve bu fırsatı değerlendirmenin yegâne yolu, yüzü de yönü de gönlü de Türk’e dönmektir.

Previous Post

Seçimin kaybedeni: Erdoğanizm!

Next Post

Milliyetçilik sönüyor mu, yeni bir evreye mi giriyor?

Next Post
Milliyetçilik sönüyor mu, yeni bir evreye mi giriyor?

Milliyetçilik sönüyor mu, yeni bir evreye mi giriyor?

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.